Sevda yüreğin her katresinde asudeleşen bir bahar
Hissiyat niye var, umut vuslat için en itibarlı ve erdemli karar
Yüreğim niye yanar, aşk sultasıyla ruhum edebiyle naifliği bir iştiyakla koklar
Usül, adap kalbim için nazar
Bir uzuv olsa da yürek, kalbin inhisarında har var
İnsan niye akar, heves kime kokar, letafetin esrarında haz nar
Kul niye korkar, sine-i mahalde merakın meşkukluğu bizarlığa salar, aşk ne har
Ne kadar sabretsem, çekilsem
Yüreğimin hasretini dindirerek uzlet için hasretsem
Dili unutsam, kelimeyi yazmasam ve hicranımla yaren olsam
Durmadan meramımı gözyaşlarımla anlatsam, avareliğimi meşk için bıraksam
İçime salınan hasreti neyleyim
Çekilip bir köşeye bariz olan acizliğime esefle güleyim
Kim ne derse desin aldırış dahi etmeden, sahibime iltica edeyim
Ne kadar mülteci mahzunluğum varsa, edep hanem için çok uzaksa ar’ı nideyim
Heyhat nefesim sarılıyor aşka
Aşk, haleti ruhi yemden be denli uzaklarda ve yabansa
Acı çekmek sinem için serdedilen bir bahtsa, ona boyun bükeyim
Vakti bekleyeyim, kimseye ayan etmeden edep içinde nefeslenmeyi becerebileyim
Yar hem vuslattır hem de ardır
Aşk; vesileler dirliğinde baht için tanzim edilen bahardır
Karın zarifliği, mümbit naifliği, esrarı mucibince dile gelen sevdası
Umudun, ihsanın, inayetin, niyetin masumluğunda ki zarafetin ülfetindedir, harı
Bilirim ehil olmadığımı neyleyim
Zikrettiğim her kelimenin marifetidir mazi berduşluğum
Ne bir bade içtim ve ne de yanından geçerek nefeslenmeyi becerdim
Hayli niteliksiz bir nefestim, sefil halimle iktifa edip ömrün son raddesine geldim
Hali efkârımı anarak ibret alacak
Hasretin bağrında nefeslendiğim aşkın süruru koklanacak
İdrakim için vesileler yüreğimle buluşacak, ruhum abat olarak yanacak
Arifin sezgisiyle, edebin en naif faziletiyle aşk, kalbimde şad olarak anlam bulacak
Mustafa CİLASUN