Küllenen melalimin sancıya türap olan hicran öyküsünü
Dinlemeyin kalbimin hazin nağmesini, ruhumu bizar bırakan hançerini
Titreyen şu hali acizliğimde avareleşen hislerini, dinmeyen nidamdan göz paremi
Umut, vuslat için aşkı sultandır
Yeis içinde nefeslenmek, sine için fevkalade bir zayiattır
İnşirah kalp için ihsandır, kul için ihlâs niye farktır, aşk feda için aktır
Yakan hicran, buğulayan her an, mavera yolculuğunda aşkı coşkuyla hale koyan
Ruhumun mateminde hasret ar
Lakin korkular içinde nefes almak, yüreğimi çok dağlar
Vaat edilen hazlar, merakı önceleyen soluklar cennete girmek için ağlar
Müddeti nefes için andığım, yüreğimin haresinde hüzünle baktığım farklılığım acı
Yanan ocağın umuduna kanan
Issız köşelerde avareliğin sefilliğinde merakı yudumlayan
Kanayan sinenin hali efkârını hiç anlamadan yaşayan ve haykıran can
Kudretin payesini, nefesin acizliğini, ömür için vaat edilen suali bilmeyince ağlar
Sefilliğim aklıma düştükçe kar yağar
Lal olan dilimin bizarlığı sineme akarak yüreğimi dağlar
Ne andığım o korkutan nar ve ne de idrakine vasıl olamadığım her bahar
Umutlarım için bekleyen filizlerde bir aşkı sevda var, kim hali fakirliğime yanar
Seslenmeyin derin bir uykuyla irkileyim
Düşlerin serencamında hülyaların şevkiyle hasrete ereyim
Nefesim oldukça hazanı neyleyim, temaşa ettiğim nispette aşkla göçeyim
Ah halimin derinliğine nüfus eden hazin kederim, kabrim için ölümle bedelleşirim
Nefsimi bekleyen haşyetli bahanelerim
Ne söylesem hakikat için kalbimin sahifelerinde eğleşirim
İnayet için hamiyeti kimden dilerim, ah görgüsüz melalim seninle neylerim
Mizan için niyaz ederim, kalbimin sahibine iltica ederek umudu aşkla yâd ederim
Mustafa CİLASUN