Salıverdiğim nefesler hicranımla hesapla bedelleşiyor
Ruhumun azadeliği yüreğimi burkarak, sineme hasreti yağdırıyor
Dilim susuyor, kalbim konuşuyor, gözlerim mecalsiz bir şekilde ufka bakıyor
Her attığım adımda gözüm kararıyor
Göçtüğüm mekânlar artık nefesimi bırakarak ağlıyor
Bilmem ki geriye ne kalıyor, ne bir ses ve ne de bir eser bağlıyor
Ruhumun bizarlığı niye halimi korkutuyor, hesap kalbimde bir başkalaşıyor
Yalnızlığıma avdet eden yârin sesi
Ruhuma şevk bahşeden busesi, edebiyle o aziz nefesi
Sanki kalbime vuslatın payesiydi, fakirliğime hamiyeti eğledi
İşte sineme sudur eden süruru ve nefesin ilzamında ki kutlu nuru anlamıştım
Çekildiğim sessizliğimle onu andım
Bağrımın yangınlığında ve hıçkıran umutlarımla ağladım
O an ve geçmeyen aşkı zamanda bilmem ki ne kadar dağlandım
Çok dalgındım, görmediğim dalgaların serencamında hicranımı yudumladım
Hüznün feyziyle ellerimi öyle açtım
Ağladım, durmadan yüreğimi açarak yangında adımladım
Acizliğimle ve dilimin sefilliğinde halimin fakirliğini Rabbime anlattım
Gönlümü aç, çilede inkişafı ruhuma kat nefesimi sürurla ve edeple halime tat
Dinmiyor elemin furyası kalbimde
Bilmem ki daha ne kadar refakat edecek bu sefil halime
Hani o iştiyakla bıraktığım kutlu umutlarım hala nasibi hak seferinde
Ömür sahifemde, nefesin göçü haşyetiyle elemle demde, mizan hazin halimde
Bir nazar eğleme artık nefes bitti
Sürur kalmayınca kalbimde şevk tükendi ve sessiz gitti
Beyan edemediğim meramım ve mısralara yazdığım yangınlığım hissedildi
Gönül ummana yöneldi, derdi gamını hicranıyla ve nefesin kalanıyla ona döktü
Mustafa CİLASUN