“Aşk göründüğü kadar basit ve kolay bir şey değildir.”
Will Hayes karmaşık aşk hayatını küçük kızına anlatırken hayatında çok özel yeri olan üç sevgilisinin isimlerini değiştirir. Böylece bu üç kadından hangisiyle evlendiğini biricik kızı ilk anda bilemeyecek, kendisi tahmin etmek zorunda kalacaktır.
“Definitely, Maybe”de anlatılan öykünün bu özelliğinin kendisine cazip geldiğini belirten Ryan Reynolds, daha önce rol aldığı “Waiting” ve “Just Friends” gibi komedilerle kıyaslama yaparak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bu filmin konusu kesinlikle çok farklıdır. Romantik komedi senaryoları okurken daha ikinci sayfaya gelmeden neler olacağını tahmin edebilirsiniz. Ancak bu filmin senaryosunu gözden geçirirken son sayfaya ulaşıncaya kadar bu işin nereye varacağını kestiremedim.”
Will Hayes’in hayatını şekillendiren çok sayıda etki alanı vardır. Öncelikle biricik kızı, sonra hayatına giren üç farklı kadın gelir. Bu arada New York kentinin bıraktığı etkiyi de unutmamak gerekir. Demokrat aday başkanlığı kazandıktan sonra en iyi arkadaşı Russell (Derek Luke) ile birlikte bir politik danışmanlık firması kurarlar.
Üç Mükemmel Kadın ve Çok Değerli Bir Küçük Kız
Politik hayallerini gerçekleştirmek için New York’a gelen Will Hayes’in bu kentte tanıştığı ilk kişi, kendisinden oldukça yaşlı profesörüyle ilişki yaşamış olan iletişim fakültesi öğrencisi Summer Hartley olur. Yapımcı Fellner bu rol için, daha önce Working Title’ın “About a Boy” adlı filminde oynayan ve yine bir Working Title yapımı olan “The Constant Gardener”daki rolüyle Oscar kazanan İngiliz kadın oyuncu Rachel Weisz’i tercih ettiler.
Yazar / yönetmen Adam Brooks, bu tercihin gerekçesini şu sözlerle açıklıyor:
“Will’e diz çöktüren kadın olması nedeniyle gazeteci Summer karakterinin Will’in yaşamında çok özel bir yeri vardı. Bu rolde oynayan Rachel’de Summer karakterinin gerektirdiği aura, karizma ve güç kendisinde fazlasıyla vardı. Dolayısıyla Summer rolü için Rachel Weisz en doğru tercih oldu.”
Will’in Summer ile olan arkadaşlığı kısa sürede romantik boyut kazanır. Bu arada Summer’ın gazetecilik kariyeri de yükselişe geçer. Ancak her ikisi de yöneticilik hırsıyla dolu olduğu için Will ile Summer arasında çatışmalar meydana gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Will’in hayatındaki diğer kadın April’dir. Başkanlık kampanyası için kurulan seçim bürosunda tanışmıştır. Ofisteki diğerlerinin aksine herhangi bir politik amacı yoktur. Orada sadece para kazanmak için çalışmaktadır. Ancak onun da toplum kurallarına aldırmayan bir kişiliği vardır. Dışarıya pek belli etmediği bu düşüncelerini Will ile paylaşmaya isteklidir. O güne kadar tanıştığı hiç kimseye benzemez. Tutkulu, iğneleyici ve zeki bir kadındır.
April rolü için Isla Fisher’i düşünen Adam Brooks, bu tercihinin sebebini şu sözlerle açıklıyor:
“Isla Fisher’in daha önceki komedi çalışmaları beni etkilemişti. Özellikle de ‘Wedding Crashers’taki performansı heyecan vericiydi. Kendisiyle yaptığım 1 saatlik görüşmeden sonra April rolü için en uygun isim olduğundan artık emindim. Bu kararımda Isla’nın sadece olağanüstü mizah gücünün değil, elimizdeki öyküye bakış açısının da önemli rolü vardı.”
Yaşamını New York’ta sürdüren Abigail Breslin, “Definitely, Maybe”nin çekimlerinin yaşadığı kentte yapılmasından çok mutlu olduğunu belirterek filmin konusunu şu sözlerle tanımlıyor:
“Bence bu film değişim üzerine bir filmdir. Aynı zamanda insanları affetmek, geçmişten destek alarak ileriye adım atmak gerektiğini anlatır. Maya karakteri sadece babasının öyküsünü dinlemekle kalmayıp kendi düşünce ve gözlemleriyle katkıda bulunur. Bence o kendi doğrularına göre hareket eden, birazcık küstah bir kızdır. Ayrıca çok da inatçı ve dik kafalı olduğunu ekleyebilirim.”
Fragman
[YT]NfUwvTvzrg8[/YT]
Will Hayes karmaşık aşk hayatını küçük kızına anlatırken hayatında çok özel yeri olan üç sevgilisinin isimlerini değiştirir. Böylece bu üç kadından hangisiyle evlendiğini biricik kızı ilk anda bilemeyecek, kendisi tahmin etmek zorunda kalacaktır.
“Definitely, Maybe”de anlatılan öykünün bu özelliğinin kendisine cazip geldiğini belirten Ryan Reynolds, daha önce rol aldığı “Waiting” ve “Just Friends” gibi komedilerle kıyaslama yaparak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bu filmin konusu kesinlikle çok farklıdır. Romantik komedi senaryoları okurken daha ikinci sayfaya gelmeden neler olacağını tahmin edebilirsiniz. Ancak bu filmin senaryosunu gözden geçirirken son sayfaya ulaşıncaya kadar bu işin nereye varacağını kestiremedim.”
Will Hayes’in hayatını şekillendiren çok sayıda etki alanı vardır. Öncelikle biricik kızı, sonra hayatına giren üç farklı kadın gelir. Bu arada New York kentinin bıraktığı etkiyi de unutmamak gerekir. Demokrat aday başkanlığı kazandıktan sonra en iyi arkadaşı Russell (Derek Luke) ile birlikte bir politik danışmanlık firması kurarlar.
Üç Mükemmel Kadın ve Çok Değerli Bir Küçük Kız
Politik hayallerini gerçekleştirmek için New York’a gelen Will Hayes’in bu kentte tanıştığı ilk kişi, kendisinden oldukça yaşlı profesörüyle ilişki yaşamış olan iletişim fakültesi öğrencisi Summer Hartley olur. Yapımcı Fellner bu rol için, daha önce Working Title’ın “About a Boy” adlı filminde oynayan ve yine bir Working Title yapımı olan “The Constant Gardener”daki rolüyle Oscar kazanan İngiliz kadın oyuncu Rachel Weisz’i tercih ettiler.
Yazar / yönetmen Adam Brooks, bu tercihin gerekçesini şu sözlerle açıklıyor:
“Will’e diz çöktüren kadın olması nedeniyle gazeteci Summer karakterinin Will’in yaşamında çok özel bir yeri vardı. Bu rolde oynayan Rachel’de Summer karakterinin gerektirdiği aura, karizma ve güç kendisinde fazlasıyla vardı. Dolayısıyla Summer rolü için Rachel Weisz en doğru tercih oldu.”
Will’in Summer ile olan arkadaşlığı kısa sürede romantik boyut kazanır. Bu arada Summer’ın gazetecilik kariyeri de yükselişe geçer. Ancak her ikisi de yöneticilik hırsıyla dolu olduğu için Will ile Summer arasında çatışmalar meydana gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Will’in hayatındaki diğer kadın April’dir. Başkanlık kampanyası için kurulan seçim bürosunda tanışmıştır. Ofisteki diğerlerinin aksine herhangi bir politik amacı yoktur. Orada sadece para kazanmak için çalışmaktadır. Ancak onun da toplum kurallarına aldırmayan bir kişiliği vardır. Dışarıya pek belli etmediği bu düşüncelerini Will ile paylaşmaya isteklidir. O güne kadar tanıştığı hiç kimseye benzemez. Tutkulu, iğneleyici ve zeki bir kadındır.
April rolü için Isla Fisher’i düşünen Adam Brooks, bu tercihinin sebebini şu sözlerle açıklıyor:
“Isla Fisher’in daha önceki komedi çalışmaları beni etkilemişti. Özellikle de ‘Wedding Crashers’taki performansı heyecan vericiydi. Kendisiyle yaptığım 1 saatlik görüşmeden sonra April rolü için en uygun isim olduğundan artık emindim. Bu kararımda Isla’nın sadece olağanüstü mizah gücünün değil, elimizdeki öyküye bakış açısının da önemli rolü vardı.”
Yaşamını New York’ta sürdüren Abigail Breslin, “Definitely, Maybe”nin çekimlerinin yaşadığı kentte yapılmasından çok mutlu olduğunu belirterek filmin konusunu şu sözlerle tanımlıyor:
“Bence bu film değişim üzerine bir filmdir. Aynı zamanda insanları affetmek, geçmişten destek alarak ileriye adım atmak gerektiğini anlatır. Maya karakteri sadece babasının öyküsünü dinlemekle kalmayıp kendi düşünce ve gözlemleriyle katkıda bulunur. Bence o kendi doğrularına göre hareket eden, birazcık küstah bir kızdır. Ayrıca çok da inatçı ve dik kafalı olduğunu ekleyebilirim.”
Fragman
[YT]NfUwvTvzrg8[/YT]
|