Karacaahmed

KARACAAHMET Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, ...


Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 gönderen el_feta

  1. Alt 06-01-2008, 19:17 #1
    el_feta Mesajlar: 1.168
    KARACAAHMET

    Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
    Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

    Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
    Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

    Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
    Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

    Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
    Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

    Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
    Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

    Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
    Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

    Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
    Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

    Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
    Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

    Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
    Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

    Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
    Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

    Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
    Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

    Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
    Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

    Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
    Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

    Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
    Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

    NECİP FAZIL KISAKÜREK

    Konu el_feta tarafından (06-01-2008 Saat 19:19 ) değiştirilmiştir.
    mhmt bunu beğendi.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.