Bu kadar acıtmamalıydı,
Belki de,
Yıkmamalıydı aşk bu kadar…
Belki de, yormamalıydı,
Yaşananlar,
Cismimizi yakmamalıydı…
Belki de…
Gidişlerin umudu çürüttüğü,
Ellerimizin ayasını patlattığı,
Keskin bir belayı omuzlattığı,
Durmayan diş ağrısı gibi zonklattığı,
Gelmeyişlerin yüreği öldürdüğü,
Bitişlerin müjdecisi gidişlerde,
Yaşamak zordur metropollerde…
Akan göz yaşlarımız,
Dolu tanesi,
Yağmur damlası değil…
Üst baş ıslatan hüznün riyası değil,
Bizim göz yaşlarımız,
Adamın dizlerini kırar,
Gülle gibi değer, parçalar…
Bizim kahır yaşlarımız,
Pantolon ıslatan yağmurlar değil…
Ey be Ankara ! .. Nedir derdin? ..
Söyle Ankara ! .. Kastın nedir? ..
Yaşamak ağrısı asılı her yanımda,
Sevmek, gerçekten uzun bir soluk,
Ne istersin bilmem ki Ankara? ..
Dizlerim, ellerim, paramparça,
Üst baş, pantolon, lime lime,
Mintanım sırılsıklam gidişlerde,
Yüreğim salkım saçak
Gözlerime kan oturdu ey Ankara! ..
Bu kadar üzmemeliydi
Belki de,
Öldürmemeliydi aşk bu kadar…
Belki de, soldurmamalıydı,
Hatıralar,
Fotoğrafları yakmamalıydı…
Belki de…
Sevmeyişlerin umudu tükettiği,
Gözlerimizin ışığını söndürdüğü,
Ağır bir yükü sırtlattığı,
Kulak ağrısı gibi yürek kanattığı,
Dönmeyişlerin küsküne döndürdüğü,
Kavuşamayışların habercisi bitişlerde,
Nefes almak zordur metropollerde…
Can çekişen yanlarımız,
Kan gölü,
Dere kenarı değil…
Boğuldum çığlıklarının süsü değil,
Bizim can çekişen yanlarımız,
Adamın yüreğine hançer gibi saplanır,
Bomba gibi düşer, yakar, kavurur…
Bizim sevgi savaşımız,
Öldüm figanlarının iniltisi değil,
Ölümün ta kendisidir…
Ey be zalim Ankara ! .. Nedir inadı şartın? ...
Konuş Ankara ! .. Bir şeyler söyle? ...
Zulmün nedir ? .. Bu hoyratlığın kimedir? ..
Ömrüm ayaklarının diplerinde soytarı olmuş,
Neyim kaldı bir nefesten başka
…ve neyim kaldı bir candan başka? ..
Ey be Ankara ! .. Ne çok şey istedin benden,
On dört yılımı bir kalemde sildim, yetmedi,
İki cana hasret ettin yetmedi,
Anam dedim, babam dedim, güldürmedin,
Bacı kardaş dedim, umdurmadın
…ve bir kız sevdim yirmi dördünde
Yemyeşil her şey gözlerinde
Viran bağlara döndürdün, şu kısacık ömrümde…
Bir tren garında
Ömrüm rayların arasında,
Gidip geliyorum akşam sabah,
Bu kadar acıtmamalıydı,
Belki de,
Yıkmamalıydı aşk bu kadar…
Belki de, yormamalıydı,
Yaşananlar,
Cismimizi yakmamalıydı…
Belki de…
ANKARA…