hiç olmayan biriyim senin için,
ama benimle konuşuyorsun.
Uzak bir şehirdeyim senin için
sisli ve yalnız bir şehir...
Düşlerine benziyorum,
aklına uğradığımda şaşırıyorsun
Ne
hazin bir sevdanın kahramanı
Ne
sukunla büyüyen bir umudum ben...
Şehirler; anlatıyorum sana
hiç tanımadığın benim gibi
duvarlarında ismin olan şehirler...
Ve
şiirler bırakıyorum baş ucuna
uyandığında bulasın diye
uyanıyorsun....
Ne farkediyor...
Bazı bazı geçiyorum limandan
marazlı bir geminin güvertesinde,
elimde
yağmur yıldızları bazen
bazen fırtına kuşları,
gözlerinin önünden geçiyorum yani
ellerinin arasından...
Bakıyorum ama göremiyorsun....
Nedense
hep uyurken buluyorum seni,
saçların yastığında uyukluyor
suçlanıyorum,
aldatıyorum seni,
yalanlar söylüyorum koca koca
sarılıp sığınıp rüyalarına.
Uzaktasın,
uyumaktasın,
ellerin başının altında,
yorgun,
yapayalnız,
iç geçiriyorsun uysal bir kedi gibi yalnızlığa,
bardaktan boşanırcasına aşk yağıyor sokaklara
duymuyorsun,
uyuyorsun...
Bilmem hiç özlemez misin beni,
hiç takılmazmıyım aklına,
uyandığında
hani bakarsın olur ya,
bir gül koysam başucuna...
Ellerini merak ediyorum en çok,
narin ve umarsız,
sessizler,
yıldızlar gibi,
yağmayı unutan yağmurlar gibi,
kendi kendilerini ıslatıyorlar..
Ellerin yani sevdam, ellerime hiç yüz vermiyorlar.
Nerede başladı,
hikaye kahramanı kim?..
Nerede ışıl ışıl parlayan gözlerin?..
Anlamıyorsun,
ya da anlatamıyorum sana...
Böyle sahte bir dünya,
ben yalancı mesihim...
Kalsın bu söz burada,
ben artık gitmeliyim...
Geri sayım sen doğduğunda başladı ! Eğer (9) canlı bile olsaydın en fazla (8) kez kaçabilirdin Ölümden ! Bil ki (7) Düvele sultan dahi olsan yerin (6) Mekan olacak sana. En fazla (5) Metre kumaş götürebileceksin ! Kapatacaksın (4) açsanda gözlerini ! Bu (3) günlük fani dünyada Azraile (2) kat olup yalvarsanda nafile EceL geldiğinde (1) gün öleceksin ! İşte, o an herşey (0) dan başlayacak. Çünkü, ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL,YENİDEN DOĞUŞTUR !