Siz hiç anne oldunuz mu Filistin'de?
Buldozerler, çeyiz sandığı ve baykuşlar...
Ya kucağınızda körpecik Mahmut?
Kıpkızıl kan ve şarapnel parçası...
Ve gece üç...
Siz hiç ağladınız mı ay ışığında?
...
Peki, siz Gazze’de, ya Gazze’de
Üç aylık bebek, bir nine...
Çıldırdı mı hiç çırılçıplak yavuklun...
Sarsılınca yer gök, iffet tarumar...
Siz hiç ağladınız mı ay ışığında?
...
Peki, siz hiç Beyrut’ta
Beyrut’ta tarla gördünüz mü?
Cesetlerle ekili gül verdiniz mi?
Sessizce, çiğnemeden...
Ve sordunuz mu soracak kimse yokken?
Siz hiç ağladınız mı ay ışığında?
...
Sahi sizin hiç Ebu Gureyb'te,
Boğazınıza urgan atıldı mı?
Sürüklenerek sırtlanların ininde!
Öldürün beni piçim var dedi mi?
Zulmetin bağrında ıraklı nur...
Siz hiç ay ışığında ağladınız mı?
…
Seyrettiniz mi sırça köşkünüzden,
Cam fanusta kan kokan misketleri?
Düşündünüz mü davayı ve sarsılan vuslatı,
Yüzünüzü zift bürümeden?
Titredi mi soluğunuz, ürperdi mi vicdanınız,
Seherde sadece birkaç gece birkaç kez?
Yatağından fırlayıp gecenin kör vaktinde,
Karanlık yırtılırken… Hay! ..
Sahi siz hiç ay ışığında ağladınız mı?
…
Peki, siz hiç düşündünüz mü?
Bir akşamüstü muhteşem maziyi acı acı...
Ve şimdi ve şimdi ölüden de betersin.
Çoraklaşmış ufkunla tasasız ve vefasız
Garbın karanlık ve iğrenç tuzağını hazmetmekte...
Yetmez mi bu kadar zillet! Nefsinin gölgesinde…
…
Gelin ne oldu size, Ey eşsiz millet!
Gelin kurban olayım ümitsizlik yok hâşâ!
Yeniden şahlanalım gözyaşına bürünüp…
Hakka eşik olalım… Rabbe âşık olalım.
Ağlamasın Vaadlar bayram etsin Mahmutlar,
Kararmasın şakaklar coşsun mazi yeniden,
Coşsun sevdalı gözler meltemler estirelim,
Akın akın yetişsin tekrar beyaz atlılar.
Sen çileli yiğit hislerine ne oldu?
Ümit korku pür edep alev alev gözyaşım…
Duygularım kördüğüm,utandım gözyaşımdan,.
Hay! ..
Siz hiç ay ışığında ağladınız mı?
Siz hiç ay ışığında ağla MA dınız! ...