kurtuluşumuz yer yer sağanak, yer yer don tehlikesi,
inadına göğe bakıp duruyoruz ya her adımda,
adımızla başlayan bir şiir yazılmamış olsun diye,
biz yine de heyecanlı, biz yine de korkağız tüm açlıklara,
biraz açıklık bulsak kapı ile sokak arasında,
güneş sızdıran balçığın gösterdiği bir harf gibi
gider yazılırız beyaz zambaklı karatahtalı bir okula
halk bugün çok kesat yüce efendimiz,
sığmıyor hiçbir sığınağa bu sığlıkta,
sağlıkta ve hastalıkta, iyi günde kötü günde,
her zaman her yerde, yensen yenilsen kalbimiz hep senle,
biz yine de kısa pantolonlu çocuk, biz yine de elma dersem çık,
gizleniriz ay görmemiş uykusuz kitap uçlarında,
belki bir ses eğitir bizi, belki mutluluk hiç uğramamış yanımıza
gelir pencereleri güldüren karşılıksızlığıyla
bugün halk bir ileri iki geri haşmetmeapları,
ara sıra iki ters bir düz, çoğunluk haraşo,
kendi ömrünü örer gibi, görmez gibi önünü,
çok sıkıldık bu durumdan desek de keyif almıyor da değiliz,
yeryüzüne bıraktığımız hepi topu iki ayak iz,
gelmişiz gitmişiz, varmışız yokmuşuz, azmışız çokmuşuz,
açmışız tokmuşuz, kimi kurt kimi kuzu olmuşuz
beklemişiz gocuklu celebin sopasını
bugün halk çok star olacak diye altyazı geçti arşidük,
bir üst yazı ile bildirelim istedik size durumu,
elbet vardır hazretlerinizin değerli bir yorumu,
ne zaman, nasıl, en çok da neden sorularıyla günlerimiz,
boş yere geçiyor kafa patlatmakla soruların yanıtlarına,
haşa sözümüz yok ekranlardan odalarımıza sızan
imece ile büyütülmüş sevimsizlik anıtlarına,
yalnız sel kükremez oldu, herkes alıştı bendine
son söz: (bugün halk çok ecnebi kendine!)