BÜYÜK BİR HAZİNE
''Çörekotu ölüm dışında her hastalığa şifadır.”
Bu sözü yüzyıllar önce İs1am Peygamberi Hz. Muhammed (say) söylemiş. İfadenin özünde yatan mana ve bilimsel gerçek bizim aklımıza henüz düştü.
Bilim adamlarımızın zihninde yeni yeni canlanan bu tarihi söz ile birlikte bugün Avrupa’da çörekotunun (Nigella sativa) sayısız faydaları da keşfedilmeye başlandı.
Düğünçiçeğigiller familyasının Niggella cinsi olan çörekotu, Alman halkı arasında “yeşillik içindeki düğün çiçeği”olarak tanınır, ancak şifalı oluşundan pek çoğunun halen haberi yok gibidir.
Hz. Muhammed (sav)’den ‘bu yana Asya ülkeleri ve Uzak Doğuda “her derde deva” olarak kabul edilen bu nazenin bitkinin yağı da tohumu kadar şifa kaynağıdır.
Özellikle sedef hastalığı, yüz felci ve iltihaplanmalarda etkilidir. Enteresandır ki, çörekotunda parazitler barınamamaktadır.
Bu özelliğinden dolayı tütsüsü yapılarak haşaratın eve girmesi önlendiği bilinir.
Yaklaşık olarak 20-30 cm yüksekliğe erişebilen ,otsu,yaz aylarında (Haziran, Temmuz) mavi, yeşil renkli çiçekler açan, güzel kokulu bir bitkidir. Yol kenarları ve ekin tarlalarında çokça rastlamak mümkündür.
Elde ettiğimiz Doğu kaynaklarında çörekotunun, kısaca şu faydaları görülmektedir: Öncelikle acımsı maddesi ile iştah açıcıdır.
Bununla beraber uyarıcı, süt artırıcı, idrar ve adet söktürücü yönü vardır.
Alaca hastalığı, ateşli hastalıklar, mide rahatsızlıkları, nefes darlığı, baş-diş ağrıları, unutkanlık, bağırsak parazitleri, böbrek rahatsızlıkları, basur gibi hastalıkları tedavide etkilidir.
Yeni yeni araştırmalar ise çörekotunun antibakteriyel, parazit koyucu ve mantar önleyici özelliklerinin varlığını teyit ediyor.
ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinin Cancer ImmunoBiology araştırma merkezi uzmanlarınca, Nigella sativa’nın bileşiğinde kemik iliği ve bağışıklık hücrelerini artırıcı bir maddenin varlığını tesbitle, kansere karşı da etkili olduğu anlaşılmıştır.
Araştırmacıların deyimiyle yüksekliğe erişebilen, otsu, yaz ürününü çoğalttığı, virüslere karşı hücreleri koruduğu, tümör hücrelerini parçalayıp, yok ettiği ve antikor üretim merkezi olan Blenfositlerinin (antikor yapıcı) miktarını artırdığı anlaşılmıştır.
Çörekotundaki bu bileşim, kanseri önleme ve tedavide başrol oynamaktadır.
Çörekotu yağı içinde bulunan doymamış yağ asitleri sayesinde, bağışıklık sistemini düzenleyen önemli bazı maddeler sentezlenir.
Dolayısıyla bu yağ ile polen alerjisi gibi birçok alerjik rahatsızlıklar, iltihaplanma, sinire bağlı deri hastalıkları ve astım tedavi edilebilmektedir.
Ayrıca saç dökülmesine ve kepeğe karşı etkilidir. Çörekotunun bileşiminde kısaca tanen, saponinler, şekerler ve nigellin ile connigellin alkaloidleri bulunmaktadır.
Yüzyıllar önce Doğu’dan yükselen bu gibi manalı ve değer ifade eden sözlerin dikkate alınması, değerlendirilmesi dileğiyle diyorum.
alıntı
''Çörekotu ölüm dışında her hastalığa şifadır.”
Bu sözü yüzyıllar önce İs1am Peygamberi Hz. Muhammed (say) söylemiş. İfadenin özünde yatan mana ve bilimsel gerçek bizim aklımıza henüz düştü.
Bilim adamlarımızın zihninde yeni yeni canlanan bu tarihi söz ile birlikte bugün Avrupa’da çörekotunun (Nigella sativa) sayısız faydaları da keşfedilmeye başlandı.
Düğünçiçeğigiller familyasının Niggella cinsi olan çörekotu, Alman halkı arasında “yeşillik içindeki düğün çiçeği”olarak tanınır, ancak şifalı oluşundan pek çoğunun halen haberi yok gibidir.
Hz. Muhammed (sav)’den ‘bu yana Asya ülkeleri ve Uzak Doğuda “her derde deva” olarak kabul edilen bu nazenin bitkinin yağı da tohumu kadar şifa kaynağıdır.
Özellikle sedef hastalığı, yüz felci ve iltihaplanmalarda etkilidir. Enteresandır ki, çörekotunda parazitler barınamamaktadır.
Bu özelliğinden dolayı tütsüsü yapılarak haşaratın eve girmesi önlendiği bilinir.
Yaklaşık olarak 20-30 cm yüksekliğe erişebilen ,otsu,yaz aylarında (Haziran, Temmuz) mavi, yeşil renkli çiçekler açan, güzel kokulu bir bitkidir. Yol kenarları ve ekin tarlalarında çokça rastlamak mümkündür.
Elde ettiğimiz Doğu kaynaklarında çörekotunun, kısaca şu faydaları görülmektedir: Öncelikle acımsı maddesi ile iştah açıcıdır.
Bununla beraber uyarıcı, süt artırıcı, idrar ve adet söktürücü yönü vardır.
Alaca hastalığı, ateşli hastalıklar, mide rahatsızlıkları, nefes darlığı, baş-diş ağrıları, unutkanlık, bağırsak parazitleri, böbrek rahatsızlıkları, basur gibi hastalıkları tedavide etkilidir.
Yeni yeni araştırmalar ise çörekotunun antibakteriyel, parazit koyucu ve mantar önleyici özelliklerinin varlığını teyit ediyor.
ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinin Cancer ImmunoBiology araştırma merkezi uzmanlarınca, Nigella sativa’nın bileşiğinde kemik iliği ve bağışıklık hücrelerini artırıcı bir maddenin varlığını tesbitle, kansere karşı da etkili olduğu anlaşılmıştır.
Araştırmacıların deyimiyle yüksekliğe erişebilen, otsu, yaz ürününü çoğalttığı, virüslere karşı hücreleri koruduğu, tümör hücrelerini parçalayıp, yok ettiği ve antikor üretim merkezi olan Blenfositlerinin (antikor yapıcı) miktarını artırdığı anlaşılmıştır.
Çörekotundaki bu bileşim, kanseri önleme ve tedavide başrol oynamaktadır.
Çörekotu yağı içinde bulunan doymamış yağ asitleri sayesinde, bağışıklık sistemini düzenleyen önemli bazı maddeler sentezlenir.
Dolayısıyla bu yağ ile polen alerjisi gibi birçok alerjik rahatsızlıklar, iltihaplanma, sinire bağlı deri hastalıkları ve astım tedavi edilebilmektedir.
Ayrıca saç dökülmesine ve kepeğe karşı etkilidir. Çörekotunun bileşiminde kısaca tanen, saponinler, şekerler ve nigellin ile connigellin alkaloidleri bulunmaktadır.
Yüzyıllar önce Doğu’dan yükselen bu gibi manalı ve değer ifade eden sözlerin dikkate alınması, değerlendirilmesi dileğiyle diyorum.
alıntı