Kur’an-ı Kerim’de adı geçen birçok bitki bulunmaktadır. Hekimler ve bilimadamları yıllardır, bu bitkilerin bazılarının şifalı yönleri üzerine araştırma yapmaktadır.
Arapça"da nebat-ât, bitki-ler anlamında bir kelimedir. İnsan da bir yönüyle nebati bir varlıktır. Zira; hastalığı sebebiyle komaya girmiş bir insana “artık bitkisel hayat yaşıyor” denilmesi bunu tescil etmektedir.
Bitkiler, solunum yapan toprağa bağlı sabit bir hayvandır. Her bitkinin kendine mahsus bir özelliği vardır. Kainatın, her an olan açık eczanesine yerleştirilmiş, her bitki mutlaka bir derde devadır. Önemli olan bunu hekimlerin piri Lokman Hekim gibi keşfedebilmektir. Dünya eczacılık otoriteleri, artık tablet ve şerbetten vazgeçip, hangi hastalığa karşı hangi bitki türünün şifa olacağını araştırmaya yönelmiştir. Hekimler bile sun"i ilaçların içindeki sentetik katkı maddelerinin hücre dokularına zarar verdiğini açık olarak ifade etmektedir.
İbn-i Haldun, Mukaddime"sinde iklim ve bitki örtüsünün insan üzerinde önemli bir etken olduğunu belirtmiştir. Ona göre Cenab-ı Hak, dağına göre kış yaratmıştır. Öyleyse sağlıklı yaşamayı isteyen her insan, bulunduğu coğrafyada, yaşadığı iklimle üretilebilen sebze ve meyvelerle beslenmelidir.
Kur'an-ı Kerim'de “Bitkilerin her birinde düşünen bir insan ve toplum için ibretler vardır.” (Şuara / 7-9) denilmektedir.
Arapça"da nebat-ât, bitki-ler anlamında bir kelimedir. İnsan da bir yönüyle nebati bir varlıktır. Zira; hastalığı sebebiyle komaya girmiş bir insana “artık bitkisel hayat yaşıyor” denilmesi bunu tescil etmektedir.
Bitkiler, solunum yapan toprağa bağlı sabit bir hayvandır. Her bitkinin kendine mahsus bir özelliği vardır. Kainatın, her an olan açık eczanesine yerleştirilmiş, her bitki mutlaka bir derde devadır. Önemli olan bunu hekimlerin piri Lokman Hekim gibi keşfedebilmektir. Dünya eczacılık otoriteleri, artık tablet ve şerbetten vazgeçip, hangi hastalığa karşı hangi bitki türünün şifa olacağını araştırmaya yönelmiştir. Hekimler bile sun"i ilaçların içindeki sentetik katkı maddelerinin hücre dokularına zarar verdiğini açık olarak ifade etmektedir.
İbn-i Haldun, Mukaddime"sinde iklim ve bitki örtüsünün insan üzerinde önemli bir etken olduğunu belirtmiştir. Ona göre Cenab-ı Hak, dağına göre kış yaratmıştır. Öyleyse sağlıklı yaşamayı isteyen her insan, bulunduğu coğrafyada, yaşadığı iklimle üretilebilen sebze ve meyvelerle beslenmelidir.
Kur'an-ı Kerim'de “Bitkilerin her birinde düşünen bir insan ve toplum için ibretler vardır.” (Şuara / 7-9) denilmektedir.
İşte Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bitkiler:
1- Üzüm:
[1- Üzüm:
“Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.” (İsra sûresi /91)
“Üzümler , yoncalar” (Abese Sûresi / 28)
2- incir:
“Andolsun İncire ve zeytine” (Tin sûresi / 1)
3- Kiraz agacı: :
Ama onlar (Bizden) yüz çevirip uzaklaştılar ve bu yüzden setlerini/barajlarını yıkıp geçen, sahip oldukları (son derece verimli) iki bahçeyi sadece acı-dikenli çalı, ılgın ve birkaç tane (yabani) kiraz ağacından ibaret (virane) bir bahçeye çeviren bir sel (Arimi) gönderdik.” (Sebe sûresi / 16)
“Düzgün kiraz ağacı” (Vâkıa sûresi / 28
4- Reyhan:
“Yapraklı daneler ve hoş kokulu reyhan vardır” (Rahman sûresi / 12)
“Ona rahatlık, güzel kokulu reyhan ve Naîm cenneti vardır” (Vâkıa sûresi / 89)
5- Sogan:
“Hani bir zamanlar, "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın." dediniz. O da size "O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır." dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet 'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü 'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Evet öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı.” (Bakara sûresi / 61)
6- Zeytin:
“Gökten suyu indiren O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.” (En"am sûresi / 99)
“Andolsun İncire ve zeytine” (Tin sûresi / 1)
7- Sarımsak:
“Hani bir zamanlar, "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın." dediniz. O da size "O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır." dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet 'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü 'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Evet öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı.” (Bakara sûresi / 61)
8- Hurma: :
“(ALLAH) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.” (Nahl sûresi / 11)
“iz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.” (Yasin sûresi / 34)