Bu 2 besini mutlaka tüketin!
Tükettiğimiz gıdaların sağlığmıza ne kadar faydası var, hangi besinin hangi özelliğe sahip olduğunu, mutluluk veren iki yiyecek hangisi, soframızdan eksik etmememiz gereken gıdalar hangileri biliyormusunuz?
Tükettiğimiz gıdaların sağlığmıza ne kadar faydası var, hangi besinin hangi özelliğe sahip olduğunu, mutluluk veren iki yiyecek hangisi, soframızdan eksik etmememiz gereken gıdalar hangileri biliyormusunuz? Söz konusu besinlerimizse eğer; baktığımız manzaraya anlam katan, psikolojimiz üzerinde farklı etkileri olan, özellikle kullanım amaçlarına göre yapılara uygulanan renkler, aslında zannettiğimizden de anlamlı ve önemli.
Renklerin besinlerimize yüklediği anlamlar, besinlerin içeriğinde bulunan ve onlara doğal rengini veren flavonoidlerden gelmekte. Gökkuşağının tüm renklerini içeren bir beslenme kültürümüz olması gerektiğini asla unutmamalıyız.
Sağlıklı beslenmenin temel kuralları
Aslında bu yeni bir buluş değil. Bundan 3000 yıl önce Çinliler sofralarında özellikle yeşil, kırmızı, mavi ve beyaz gibi bütün renklerin bir arada bulunduğu bir öğünün sağlıklı beslenmenin temel kuralı olduğunu biliyor ve de uyguluyorlardı. Yani üstün faydalarından dolayı sadece yeşil brokoli yemek, eş zamanlı olarak diğer besinlerin renklerinden faydalanamadığımız için sınırlı bir yarar sağlayacaktır.
Hangi besin hangi özelliğe sahip?
Kırmızı biber mi yoksa yeşil biber mi daha sağlıklı? Ya da aralarındaki tek fark tadları mı?
Bunun cevabını almak ve sonbahar ile birlikte oluşabilecek enfeksiyonlara karşı direnç kazanabilmek için, renklerine göre özel besleyici değerleri olan ve farklı hastalıklara karşı kullanılan besinlerimize bir göz atmakta fayda var. Kırmızı-mor renkli besinlerin, rengindeki canlılık kan damarlarına da can veriyor. Domates, karpuz, çilek, kiraz, kırmızı biber, nar, kuşburnu, böğürtlen, kırmızı pancar, kırmızı lahana, kırmızı erik, patlıcan gibi besinlerin bulunduğu kırmızı renkli besinler oldukça etkin bir antioksidan! Alzheimer hastalığına karşı koruma sağlıyor. Kalbin kan akımını düzenleyip yüksek tansiyonu önlediği ve üriner sistemi koruduğu bilinmektedir.
Bu besinler C vitamini ve potasyum açısından zengin olup bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahiptir. Özelikle domates, kuşburnu ve karpuzda bulunan likopen bazı kanser türevleri (özellikle prostat kanseri) ve kalp hastalıklarına karşı önleyici etki göstermektedir. Bu yiyecek içecek grubunun bir diğer önemli özelliği ise hafızayı güçlendirme ve konsantrasyon yeteneğini artırmakdır.
Beyaz renkli besinler en doğalantibiyotikler lahana, kereviz, karnabahar, sarımsak, turp, soğan, kabuksuz elma, muz, balık gibi besinlerin bulunduğu bu grup besinlerden lahana, turp, soğan, pırasa, sarımsak, özellikle kükürtlü bileşiklerden zengindirler vemide kanseri riskini azaltırlar, gastrit ve ülser oluşumunu engellerler.
MUZ VE BALIK MUTLULUK VERÄ°R
Muz ve balık beyinden seratonin hormonunun salınımını tetikleyerek mutluluk verici etki gösterir. Sarımsak bilinen en iyi antibiyotik besinlerden olup yemek ve salatalarımızda bol bol kullanılmalıdır. Sabahları aç karnına yenen bir elma ise iyi bir toksin atıcı olup kanı temizler. Bu grup besinlerin kolesterol ve tansiyon düşürücü etkileri ise son derece önemlidir.
Görüldüğü gibi hiçbir grup besin bir diğerinden üstün değildir ve yaşamımızda sağladığımız besinçeşitliliği, bizleri sağlıklı kılmakta, kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltmakta ve yaşlanmanın getirdiği pek çok olumsuz etkiyi ortadan kaldırabilmektedir. Besinlerin bireysel yararlarının, ancak bir diğer besinin içeriğiyle birleştiğinde anlamlı ve maksimum düzeyde olduğunu unutmamalı ve her grup besinden gün içinde dengeli bir şekilde tüketmeliyiz. Doğanın tüm renklerini içeren, gökkuşağı tadında rengarenk bir beslenme dileklerimle..
YeÅŸil renkli besinler karaciÄŸer dostu
Ispanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşilbesinler karaciğer enzimleri üzerinde oldukça etkili ve vücutta toksin atımını artırıcı etki gösteriyorlar. Bu grup besinler yine renklerinden ötürü kansere karşı koruyucu etki göstermekle beraber içerdikleri yüksek miktarlardaki C vitamini içeriğinden ötürü bağışıklık sistemini koruyor. Yeşil renkli besinlerin en önemli özelliği ise süt yoğurt grubu dışında kalsiyum içeriği en yüksek yiyecek içecek grubu olmaları. Aynı zamanda içerdikleri antioksidanlar 'sarı nokta hastalığı' olarak bilinen bir çeşit retina hastalığına yakalanma riskini de azaltıyor.
Sarı ve turuncu renkli besinler:
Gözlerimiz onlara emanet
Havuç, balkabağı, kayısı, portakal, turunçgiller, şeftali, kavun, ananas, sarı üzüm gibi besinlerin A vitaminive öncü maddesi olan beta karotenden oldukça zengin olmaları, göz sağlığımız ve ağız sağlığımız için oldukça önem taşımakta. Bu grup besinlerin özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı koruyucu olduğunu ve bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini biliyoruz. Özellikle havucun salatalarda ve söğüş olarak bol miktarda tüketimi kış aylarında daha da önem kazanmaktadır.
Renkli bir tarif
Bir bardak maden suyunun içine; çubuk şeklinde dilimlenmiş elma,1dilim limon ve portakal, taze nane yapraklarını, yine çubuk şeklinde dilimlenmiş şeftaliyle karıştırıp dengeli, vitamin- mineral değeri yüksek ve son derece sağlıklı bir içecek hazırlayabilirsiniz.
Enfeksiyonlara karşı probiyotikler
BildiÄŸimiz en iyi probiyotik kaynağı 'kefir'dir.Kefir gibi probiyotiklerin özellikle enfeksiyonlara ve kansere karşı koruyucu özelliÄŸinin yanında sindirim sistemini düzenleyiciÂ* etkisi vardır.
Probiyotik Yunanca bir kelime olup "hayat için "anlamına gelmektedir.
Probiyotiklerin tanımı çeşitli şekillerde yapılmıştır. İlk olarak Fullar tarafından 1989 yılında "konakçı hayvanın bağırsak dengesini düzelten canlı mikroorganizma içeren yem "olarak tanımlanan probiyotik terimi 1992 yılında Havenaar tarafından "insan ve hayvanda yararlı milrofloranın yararını artıran tek veya karışık canlı mikroorganizma kültürü"olarak genişletilmiştir. Son olarak 1998 yılında Guarner ve Schaafsman tarafından "sağlıklı yaşamayı temin etmenin ötesinde belirgin bir sağlık kazancı sağlayan belirli, sayıdaki canlı mikroorganizma "olarak tanımlanmıştır.
Probiyotikler devamlı alındığında:
1.Bağırsaklarda mikrobiyel dengeyi düzeltirler.
2.Laktaz üretirler.
3.İmmun sistemi güçlendiriler.
4.Kolon kanseri riskini azaltırlar.
5.Besin alerjilerinin tedavisine yardımcı olurlar,
6.Kan kolesterol düzeyini düşürürler,
7.İshallerin önlenmesi ve tedavisinde anahtar rol oynarlar.
8.İlave edildikleri gıdaların besleyici değerini de artırırlar.
Bu gıdaları sofranızdan eksik etmeyin!
Yulaflar: Total kolesterolü düşürür ve bununla beraber koroner kalp hastalığı riskini azaltırlar. Günlük 34-123 g alınmalıdır.
Soya: Kardiyovasküler hastalıkların, kanserin kemik erimesinin önlenmesinde ve tedavisinde, menepozal belirtilerin hafifletilmesinde etkilidir. Soya proteini tüketimi ile total kolesterolün yüzde12,9,trigliserilerin yüzde 10,5 oranında düştüğü belirtilmiştir.
Keten tohumu: Keten tohumu yağı omega 3 yağ asitlerini (yüzde 57-linolenik asit) içerir. Östrojen kaynaklı göğüs kanserlerinin önlenmesinde etkilidir. Ayrıca total kolesterol ve LDL kolesterolün düşürülmesinde rol oynamaktadır.
Domates ve domates ürünleri: Domates ve domates ürünleri karotenoid likopenin en önemli kaynaklarıdır. Likopen güçlü bir antioksidan olup,insanlar üzerinde yapılan çalışmalar domates ürünlerinin fazla tüketimi veya kanda fazla likopen bulunmasının, çeşitli kanser tiplerinin özellikle prostat kanseri riskini azalttığı belirtilmiştir.
Sarımsak: Kanseri önleyici, antibakteriyel anti hipertansif ve kolseterol düşürücü etkiye sahiptir. Çok sayıda çalışma insanlardaki kanser riskinin azaltılmasında sarımsağın etkili olduğunu göstermektedir. Post-menapozal dönemde kolon kanserlerinin yüzde 50 azaltılmasında etkili olmuştur. Günlük 900 mg sarımsağın (bir dişin yarısı) serum kolesterol düzeyini yüzde 9-12 oranında düşürdüğü belirtilmektedir.
Brokoli ve benzer sebzeler: Lahana, brokoli, karnabahar ve brüksel lahanasının kanser riskini sırasıyla yüzde 70,56,67 ve 29 oranında azalttığı belirtilmektedir.
Turunçgiller: İnsanlardaki çeşitli kanserlere karşı etkilidirler. Özellikle portakal, limon ve greyfurt ,vitamin C, folat ve lif kaynağıdır.
Yabanmersini: Kansere karşı koruyuculuğu pek çalışma ile saptanmıştır.
Çay: Özellikle yeşil çayda kateşinler olarak bilinen polifenolik bileşikler kanser riskini azaltmaktadır.
Balık: Omega 3(n-3) yağ asitleri balık yağından elde edilen çoklu doymamış yağ asitlerinin en önemli grubudur. Yeterli balık tüketimi enfeksiyonlara karşı koruyucudur.
Süt ürünleri: Süt ürünleri önemli fonksiyonel gıdalardır ve en iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Kemik erimesi ve muhtemel kolon kanserlerinin önlenmesinde etkili oldukları bildirilmektedir.
Biliyor muydunuz?
10 dal maydanozun günlük C vitamini ihtiyacımızın çok büyük bir bölümünü karşılayabileceğini.
Biliyor muydunuz?
İnsanlar üzerinde yapılan son araştırmaların, her gün yenilen tek bir havucun akciğer kanseri olasılığını yarı yarıya düşürebileceğini gösterdiğini.
Biliyor muydunuz?
Patlıcanın aslında sebze olarak düşünüldüğünü ancak botanik açıdan aslında çilek türü bir meyve olduğunu.
Unutmayın
Yapılan araştırmalar sonucunda, soğanın güçlü bir kemik yapısı için etkili olduğu ve kemik yapısını güçlendirmeye yönelik kullanılan bazı ilaçlarla aynı etkiyi gösterdiği saptanmıştır.
Şeker, beyaz un ve tuzu beyaz renkli besinler içinde saymadığımız için günlük beslenmemizden çıkarmamız gerekir.
Kaynak: BUGÃœN
Tükettiğimiz gıdaların sağlığmıza ne kadar faydası var, hangi besinin hangi özelliğe sahip olduğunu, mutluluk veren iki yiyecek hangisi, soframızdan eksik etmememiz gereken gıdalar hangileri biliyormusunuz?
Tükettiğimiz gıdaların sağlığmıza ne kadar faydası var, hangi besinin hangi özelliğe sahip olduğunu, mutluluk veren iki yiyecek hangisi, soframızdan eksik etmememiz gereken gıdalar hangileri biliyormusunuz? Söz konusu besinlerimizse eğer; baktığımız manzaraya anlam katan, psikolojimiz üzerinde farklı etkileri olan, özellikle kullanım amaçlarına göre yapılara uygulanan renkler, aslında zannettiğimizden de anlamlı ve önemli.
Renklerin besinlerimize yüklediği anlamlar, besinlerin içeriğinde bulunan ve onlara doğal rengini veren flavonoidlerden gelmekte. Gökkuşağının tüm renklerini içeren bir beslenme kültürümüz olması gerektiğini asla unutmamalıyız.
Sağlıklı beslenmenin temel kuralları
Aslında bu yeni bir buluş değil. Bundan 3000 yıl önce Çinliler sofralarında özellikle yeşil, kırmızı, mavi ve beyaz gibi bütün renklerin bir arada bulunduğu bir öğünün sağlıklı beslenmenin temel kuralı olduğunu biliyor ve de uyguluyorlardı. Yani üstün faydalarından dolayı sadece yeşil brokoli yemek, eş zamanlı olarak diğer besinlerin renklerinden faydalanamadığımız için sınırlı bir yarar sağlayacaktır.
Hangi besin hangi özelliğe sahip?
Kırmızı biber mi yoksa yeşil biber mi daha sağlıklı? Ya da aralarındaki tek fark tadları mı?
Bunun cevabını almak ve sonbahar ile birlikte oluşabilecek enfeksiyonlara karşı direnç kazanabilmek için, renklerine göre özel besleyici değerleri olan ve farklı hastalıklara karşı kullanılan besinlerimize bir göz atmakta fayda var. Kırmızı-mor renkli besinlerin, rengindeki canlılık kan damarlarına da can veriyor. Domates, karpuz, çilek, kiraz, kırmızı biber, nar, kuşburnu, böğürtlen, kırmızı pancar, kırmızı lahana, kırmızı erik, patlıcan gibi besinlerin bulunduğu kırmızı renkli besinler oldukça etkin bir antioksidan! Alzheimer hastalığına karşı koruma sağlıyor. Kalbin kan akımını düzenleyip yüksek tansiyonu önlediği ve üriner sistemi koruduğu bilinmektedir.
Bu besinler C vitamini ve potasyum açısından zengin olup bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahiptir. Özelikle domates, kuşburnu ve karpuzda bulunan likopen bazı kanser türevleri (özellikle prostat kanseri) ve kalp hastalıklarına karşı önleyici etki göstermektedir. Bu yiyecek içecek grubunun bir diğer önemli özelliği ise hafızayı güçlendirme ve konsantrasyon yeteneğini artırmakdır.
Beyaz renkli besinler en doğalantibiyotikler lahana, kereviz, karnabahar, sarımsak, turp, soğan, kabuksuz elma, muz, balık gibi besinlerin bulunduğu bu grup besinlerden lahana, turp, soğan, pırasa, sarımsak, özellikle kükürtlü bileşiklerden zengindirler vemide kanseri riskini azaltırlar, gastrit ve ülser oluşumunu engellerler.
MUZ VE BALIK MUTLULUK VERÄ°R
Muz ve balık beyinden seratonin hormonunun salınımını tetikleyerek mutluluk verici etki gösterir. Sarımsak bilinen en iyi antibiyotik besinlerden olup yemek ve salatalarımızda bol bol kullanılmalıdır. Sabahları aç karnına yenen bir elma ise iyi bir toksin atıcı olup kanı temizler. Bu grup besinlerin kolesterol ve tansiyon düşürücü etkileri ise son derece önemlidir.
Görüldüğü gibi hiçbir grup besin bir diğerinden üstün değildir ve yaşamımızda sağladığımız besinçeşitliliği, bizleri sağlıklı kılmakta, kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltmakta ve yaşlanmanın getirdiği pek çok olumsuz etkiyi ortadan kaldırabilmektedir. Besinlerin bireysel yararlarının, ancak bir diğer besinin içeriğiyle birleştiğinde anlamlı ve maksimum düzeyde olduğunu unutmamalı ve her grup besinden gün içinde dengeli bir şekilde tüketmeliyiz. Doğanın tüm renklerini içeren, gökkuşağı tadında rengarenk bir beslenme dileklerimle..
YeÅŸil renkli besinler karaciÄŸer dostu
Ispanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşilbesinler karaciğer enzimleri üzerinde oldukça etkili ve vücutta toksin atımını artırıcı etki gösteriyorlar. Bu grup besinler yine renklerinden ötürü kansere karşı koruyucu etki göstermekle beraber içerdikleri yüksek miktarlardaki C vitamini içeriğinden ötürü bağışıklık sistemini koruyor. Yeşil renkli besinlerin en önemli özelliği ise süt yoğurt grubu dışında kalsiyum içeriği en yüksek yiyecek içecek grubu olmaları. Aynı zamanda içerdikleri antioksidanlar 'sarı nokta hastalığı' olarak bilinen bir çeşit retina hastalığına yakalanma riskini de azaltıyor.
Sarı ve turuncu renkli besinler:
Gözlerimiz onlara emanet
Havuç, balkabağı, kayısı, portakal, turunçgiller, şeftali, kavun, ananas, sarı üzüm gibi besinlerin A vitaminive öncü maddesi olan beta karotenden oldukça zengin olmaları, göz sağlığımız ve ağız sağlığımız için oldukça önem taşımakta. Bu grup besinlerin özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı koruyucu olduğunu ve bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini biliyoruz. Özellikle havucun salatalarda ve söğüş olarak bol miktarda tüketimi kış aylarında daha da önem kazanmaktadır.
Renkli bir tarif
Bir bardak maden suyunun içine; çubuk şeklinde dilimlenmiş elma,1dilim limon ve portakal, taze nane yapraklarını, yine çubuk şeklinde dilimlenmiş şeftaliyle karıştırıp dengeli, vitamin- mineral değeri yüksek ve son derece sağlıklı bir içecek hazırlayabilirsiniz.
Enfeksiyonlara karşı probiyotikler
BildiÄŸimiz en iyi probiyotik kaynağı 'kefir'dir.Kefir gibi probiyotiklerin özellikle enfeksiyonlara ve kansere karşı koruyucu özelliÄŸinin yanında sindirim sistemini düzenleyiciÂ* etkisi vardır.
Probiyotik Yunanca bir kelime olup "hayat için "anlamına gelmektedir.
Probiyotiklerin tanımı çeşitli şekillerde yapılmıştır. İlk olarak Fullar tarafından 1989 yılında "konakçı hayvanın bağırsak dengesini düzelten canlı mikroorganizma içeren yem "olarak tanımlanan probiyotik terimi 1992 yılında Havenaar tarafından "insan ve hayvanda yararlı milrofloranın yararını artıran tek veya karışık canlı mikroorganizma kültürü"olarak genişletilmiştir. Son olarak 1998 yılında Guarner ve Schaafsman tarafından "sağlıklı yaşamayı temin etmenin ötesinde belirgin bir sağlık kazancı sağlayan belirli, sayıdaki canlı mikroorganizma "olarak tanımlanmıştır.
Probiyotikler devamlı alındığında:
1.Bağırsaklarda mikrobiyel dengeyi düzeltirler.
2.Laktaz üretirler.
3.İmmun sistemi güçlendiriler.
4.Kolon kanseri riskini azaltırlar.
5.Besin alerjilerinin tedavisine yardımcı olurlar,
6.Kan kolesterol düzeyini düşürürler,
7.İshallerin önlenmesi ve tedavisinde anahtar rol oynarlar.
8.İlave edildikleri gıdaların besleyici değerini de artırırlar.
Bu gıdaları sofranızdan eksik etmeyin!
Yulaflar: Total kolesterolü düşürür ve bununla beraber koroner kalp hastalığı riskini azaltırlar. Günlük 34-123 g alınmalıdır.
Soya: Kardiyovasküler hastalıkların, kanserin kemik erimesinin önlenmesinde ve tedavisinde, menepozal belirtilerin hafifletilmesinde etkilidir. Soya proteini tüketimi ile total kolesterolün yüzde12,9,trigliserilerin yüzde 10,5 oranında düştüğü belirtilmiştir.
Keten tohumu: Keten tohumu yağı omega 3 yağ asitlerini (yüzde 57-linolenik asit) içerir. Östrojen kaynaklı göğüs kanserlerinin önlenmesinde etkilidir. Ayrıca total kolesterol ve LDL kolesterolün düşürülmesinde rol oynamaktadır.
Domates ve domates ürünleri: Domates ve domates ürünleri karotenoid likopenin en önemli kaynaklarıdır. Likopen güçlü bir antioksidan olup,insanlar üzerinde yapılan çalışmalar domates ürünlerinin fazla tüketimi veya kanda fazla likopen bulunmasının, çeşitli kanser tiplerinin özellikle prostat kanseri riskini azalttığı belirtilmiştir.
Sarımsak: Kanseri önleyici, antibakteriyel anti hipertansif ve kolseterol düşürücü etkiye sahiptir. Çok sayıda çalışma insanlardaki kanser riskinin azaltılmasında sarımsağın etkili olduğunu göstermektedir. Post-menapozal dönemde kolon kanserlerinin yüzde 50 azaltılmasında etkili olmuştur. Günlük 900 mg sarımsağın (bir dişin yarısı) serum kolesterol düzeyini yüzde 9-12 oranında düşürdüğü belirtilmektedir.
Brokoli ve benzer sebzeler: Lahana, brokoli, karnabahar ve brüksel lahanasının kanser riskini sırasıyla yüzde 70,56,67 ve 29 oranında azalttığı belirtilmektedir.
Turunçgiller: İnsanlardaki çeşitli kanserlere karşı etkilidirler. Özellikle portakal, limon ve greyfurt ,vitamin C, folat ve lif kaynağıdır.
Yabanmersini: Kansere karşı koruyuculuğu pek çalışma ile saptanmıştır.
Çay: Özellikle yeşil çayda kateşinler olarak bilinen polifenolik bileşikler kanser riskini azaltmaktadır.
Balık: Omega 3(n-3) yağ asitleri balık yağından elde edilen çoklu doymamış yağ asitlerinin en önemli grubudur. Yeterli balık tüketimi enfeksiyonlara karşı koruyucudur.
Süt ürünleri: Süt ürünleri önemli fonksiyonel gıdalardır ve en iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Kemik erimesi ve muhtemel kolon kanserlerinin önlenmesinde etkili oldukları bildirilmektedir.
Biliyor muydunuz?
10 dal maydanozun günlük C vitamini ihtiyacımızın çok büyük bir bölümünü karşılayabileceğini.
Biliyor muydunuz?
İnsanlar üzerinde yapılan son araştırmaların, her gün yenilen tek bir havucun akciğer kanseri olasılığını yarı yarıya düşürebileceğini gösterdiğini.
Biliyor muydunuz?
Patlıcanın aslında sebze olarak düşünüldüğünü ancak botanik açıdan aslında çilek türü bir meyve olduğunu.
Unutmayın
Yapılan araştırmalar sonucunda, soğanın güçlü bir kemik yapısı için etkili olduğu ve kemik yapısını güçlendirmeye yönelik kullanılan bazı ilaçlarla aynı etkiyi gösterdiği saptanmıştır.
Şeker, beyaz un ve tuzu beyaz renkli besinler içinde saymadığımız için günlük beslenmemizden çıkarmamız gerekir.
Kaynak: BUGÃœN