İhanetin Arkasında Kim Var?
Acil çözüm bulunmazsa, aşk, ileride torunlara anlatacağımız nostaljik bir hikaye olarak kalacak.
Eskiden ihaneti sadece metropol yaşamının getirisi sanırdım. Sabah erken kalkıp televizyona göz gezdirdiğimde, kadın programlarında anlatılan hikayeleri seyrediyorum. Durum hiç de öyle büyük şehir sınırları içinde yaşanmıyor. Bütün ülkeyi, hatta dünyayı saran bir fırtına bu, ilişki dejenerasyonu, ışık hızlıyla ulaşmış dört bir yana.
Konu aldatmak olunca, herkes suçu başkasının üzerine atıyor. Erkeklerin doğasında olması, bahaneler arasında ilk sırada. Haklı çıkmak için her yolu deniyorlar. Bu bahane biraz eskiyince ya da kabul görmeyince, topu kadına attılar. Kendine bakmıyor, artık eskisi gibi ilgili değil, kilo aldı, çok zayıf, göğsü küçük, boyu kısa, beli kalın, gözünün rengi ela, yaşlandı, ukala, çok konuşuyor, az konuşuyor, çok üstüme düşüyor, kıskanç, ilgisiz……..
Öyle çok sebep var ki aldatmak için, ne yapsanız yaranılmıyor. Zaten birisi ihaneti kafaya koymuşsa, ona bahaneden bol ne var? İnsanoğlu her hatada suçu karşısındakinde aramaya meyilli, dönüp kendine bakmak aklına gelmiyor.
Şimdilerde nerede bu konu tartışılsa, milletin diline pelesenk olmuş bir cümle var: Kadını aldatan yine kadınmış; adam ihaneti kiminle yapıyormuş? Bir kadınla! Tebrikler! Sanki suyun kaldırma kuvvetini buldunuz. Herhalde bir kadınla aldatacak, bunu muhteşem bir buluşmuş gibi iştahla söyleyip, karşıdan alkış beklemek kadar saçma bir şey olabilir mi?
Sonuç itibari ile suç yine kadının oluyor. Top bizde kaldı yani, pası ne tarafa atarsak, onlar da duruma göre savunma yapacak. Kadın bile bile lades diyormuş, adamın başka birisi ile evliliği veya ilişkisi olduğunu bilmesine rağmen devam ediyormuş. Suç bu yüzden yine kadınınmış! Tek ayak üstünde yüz yalan söyleyen, iki kadını da birbirinden habersiz uzun zaman idare eden, ihaneti erdem gibi üstünde taşıyanları ne yapacağız peki?
Nasrettin Hoca fıkralarından biri geliyor aklıma, çoğunuz biliyorsunuzdur ancak bilmeyenler için anlatayım:Bir gün Nasrettin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi :
- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ?
Bir başkası :
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ?
Diğeri:
- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahirin bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış :
- Yahu, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?
Anlayana…