Akademik eğitime ve ileri kültür seviyesine sahip birçok kadın da bu yüzden, İslami hareket içinde yüksek mevkilere gelmeyi başaramadı. Bu kadınlar, -hala erkek egemen anlayış geçerli olduğu için- kendilerinden daha az kalifiye olan erkeklerle rekabette bile zorlanıyorlar.
Konuyla ilgili Kuran ayetlerine rağmen, kadın hâlâ erkeğe tabi. Kuran'da, "Erkekler, rızklarından masraflarını karşıladıkları oranda kadınlardan üstün kılınmıştır." denir. Buradaki tabir, erkeklerin üstünlüğünün sadece aile içinde olduğunu ifade etmektedir; ancak aile dışında eşitlik söz konusudur. Kuran'da ayrıca, "Erkek ve kadın müminler, birbirlerinin evliyasıdır; iyiliklere çağrı yapar, kötülüklerden uzak dururlar." denir.
"Her türden İslami hareket kadının potansiyelinin farkına vardı, ama bu potansiyeli kullanmada gönülsüz davranıyor." Gerek ılımlı gerekse aşırı İslami hareketler, her ne kadar programlarında "kadının iş hayatına entegrasyonu"nu vurgulasalar da, genel olarak hareket içinde kadınların önemli mevkilere gelmeleri yönünde gönüllü olarak pek birşey yapmadılar. Kadının siyasi, sosyal ve kültürel alandaki rolünün etkin hale gelmesi için de ciddi anlamda çaba gösterilmedi; kadınlar karar alma mekanizmalarından ısrarlı biçimde uzak tutuldu. Sözü geçen "kadınların teşvik edilmesi" hedefi ise sadece göstermelik olarak kaldı.
Ortadoğu'daki İslamcı hareketlerde de kadının rolü erkekleri dini, siyasi ve sosyal alanda desteklemekten ibaret. Pek çok kadın, içinde yetiştikleri kültürün bir parçası olarak kendilerine öğretilen bu rolü kendiliğinden kabulleniyor.
Geleneklerin kıskacından kurtulma zamanı
Bazı İslami grupların ileri mevkilerinde yer edinmeyi başaran kadınlar da bu söylemi destekliyorlar. Bunun sebebi ise erkek kadroların rızası olmaksızın hiçbir fikirlerini gerçekleştirememeleri; hatta bu erkekler kültürel ve akademik açıdan kendilerinden düşük seviyede olsalar dahi...
İslami hareket içinde kadının rolünü etkin hale getirmek, bu rolü yok sayan, kadın düşmanı geleneklerin tozunu silkelemek için cesur ve ciddi bir düşünsel çaba gerekiyor. İslami düşünce ve hedeflere, kadın-erkek eşitliğine dayalı yenilikçi bir bakış açısının eklenmesi şart. Kadının rolünün ve etkinliğinin artması, her alanda dengeyi sağlayacağı gibi, bu hareketlere ve topluma faydası olacak bir enerji de yaratacaktır.
İstatistiklere göre Arap ülkelerinde kadınlar, eğitimde önemli bir aşama kaydettiler. Bu durum da, kadını kazanmanın ve kararlara dahil etmenin gerekliliğini ortaya koyuyor. Ayrıca İslami hareketlerin, bünyelerinde kadın kollarının bulunduğunu ifade etmeleri, kesinlikle yeterli değil. Kadının rolünün sadece görüntüde iyileştirilmesi yetmez, sözleri eyleme geçirme zamanı çoktan geldi!
Ahmad Şahab
©Qantara 2008
Arapçadan çeviren Adnan Yılmaz