Ne kadar savunsam kendimi meşru müdafaa anlayacaksın halbuki kadim zamanların surlarından salarken düşlerimi,
taşların arasına iliştirmiştim savunmamı…göğün kapıları açılmıştı, gemiye çivi olmuştuk yan yana …
Çekiçle örselenirken ruhumuz tüm tufanı seyretmiştik beyaz meşenin aralığında…
Kıyam etmiştik o gün. kıblegâh da tûba ışıltısı ile ummana düşmüştük..
Düş/tü… ne zor uyanmıştık bilmez misin?
İki fısıltı gibi çarpışmıştık kuyunun dibinde.. Ellerini doğrayan kadınlar.. Her göz züleyha’ya yusuf iken Sırtımı dayayacak ağaç aradım.
Kalbime adını düşür
Kalbime adını düşür
Yaprağa boyasını süren nakkaş, Deliği onaran ruh , Yürek ortama saplanan ok , Yalın ayak bastığım sahra, Gecelediğim balığın karnı, Dağdağalı deniz, Sağım-solum azalarım, Acziyetim, fakirliğim, Muştuma inen nur, mermerin arasından sızan su, dala yürüyen hayat, Yemen’de Aden ile Umman arasında, Ahkaf …
Elif. Lâm. Râ
Ebediyeti arzulayan korkak yanımla ,
Pençesindeyim ebabilin tırnaklarında
Ey yar göçebeliğimi hicretim say! ..