Hiç bir dönemde kadın, batı uygarlığının şimdiki zamanında olduğu kadar çok boyutlu sömürüye uğratılmadı ve saygınlığını yitirmedi. Hiç bir tarihî dönem bu kadar kadınların kendi istekleriyle ve adeta bibirleriyle yarışarak köle, fuhuş sermayesi, güzellik kraliçesi, tüketim aracı ve hedefi oluşlarına tanık değildir. Güçlünün zayıf olanları bilimsel yöntemlerle ezme hakkı kazandığı bu dönemde kadın, zayıfın da zayıfı olarak çok yönlü sömürüye uğratılıyor. Bakmayın siz "kadınlara özgürlük" adına haykıranların çığırtkanlıklarına... Eski Roma`nın veya İran`ın kadın pazarlarında da zamanına ve kılıfına uygun teraneleri vardı kadın tüccarlarının. Bir dönemde kendisini ve toplumunu anlamasına imkân olmayan bir tutsaktı müstazaf kadın. Onun doğasının zayıf yanına seslenen özgürlük vaadleri insanlık/kadınlık ödevlerini ihmâl, terk ve inkâr etmesini getiriyordu. Hep aynı sloganlar: Özgürlük, adalet ve eşitlik... Ne güzel vaadler ama, hani neredeler uygulamada?