Neden "imamlar ve sultanlar"?
şunun için: islam ümmetinin bugün geldiği vahim durumun tarihteki en büyük nedeni nedir? diye sorulsa iki sebepten dolayıdır, derim:
1. nebevi hilafetin saltanata tebdili[1].
2. içtihadın ortadan kaldırılması.
bu ikisinin de bir sebebe irca edilmesi[2] istense ikinciyi birinciye irca ederek derim ki; ümmetin on beş asırlık tarihinin en büyük yarası, "saltanat" belasıdır. çünkü "saltanat" "ictihad"ın düşmanıdır. gece ile gündüz gibi, birinin olduğu yerde diğeri eğleşemez.
ictihad ve saltanat deyince doğal olarak iki zümre akla gelecektir: içtihadı temsil eden "imamlar" ve saltanatı temsil eden "sultanlar". ve tabii bu ikisi arasındaki tarihi mücadele…
"ırkçılıktan daha kapsamlı bir sapma olan "asabiyet" çeşitli biçimlerde tezahür etmekte. "muhtaç olduğu kuvvetin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğu" masalına farkına vardırılmadan inandırılan koca koca insanlar, "asabiyet" morfiniyle uyuşturulup elinden islam'ı çalındığı halde hâlâ "tarifesi bendedir" pişkinliği içerisinde "lider" olmaktan, "önder" olmaktan, "islam'ın bayraktarlığından ve "üç kıtada at koşturmak"tan sözediyorsa, onu ayıltacak koku, ya bir gün ta "harim-i ismetine"[15] kadar uzanarak boğazına geçiriliveren ve kendisine "kokladın; boğazına taktım" denilecek olan küfrün necaset torbası ya da "bebelerin saçlarını ağartan" o gün'ün geri dönülmez dehşeti olacaktır.
M.İslamoğlu
şunun için: islam ümmetinin bugün geldiği vahim durumun tarihteki en büyük nedeni nedir? diye sorulsa iki sebepten dolayıdır, derim:
1. nebevi hilafetin saltanata tebdili[1].
2. içtihadın ortadan kaldırılması.
bu ikisinin de bir sebebe irca edilmesi[2] istense ikinciyi birinciye irca ederek derim ki; ümmetin on beş asırlık tarihinin en büyük yarası, "saltanat" belasıdır. çünkü "saltanat" "ictihad"ın düşmanıdır. gece ile gündüz gibi, birinin olduğu yerde diğeri eğleşemez.
ictihad ve saltanat deyince doğal olarak iki zümre akla gelecektir: içtihadı temsil eden "imamlar" ve saltanatı temsil eden "sultanlar". ve tabii bu ikisi arasındaki tarihi mücadele…
"ırkçılıktan daha kapsamlı bir sapma olan "asabiyet" çeşitli biçimlerde tezahür etmekte. "muhtaç olduğu kuvvetin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğu" masalına farkına vardırılmadan inandırılan koca koca insanlar, "asabiyet" morfiniyle uyuşturulup elinden islam'ı çalındığı halde hâlâ "tarifesi bendedir" pişkinliği içerisinde "lider" olmaktan, "önder" olmaktan, "islam'ın bayraktarlığından ve "üç kıtada at koşturmak"tan sözediyorsa, onu ayıltacak koku, ya bir gün ta "harim-i ismetine"[15] kadar uzanarak boğazına geçiriliveren ve kendisine "kokladın; boğazına taktım" denilecek olan küfrün necaset torbası ya da "bebelerin saçlarını ağartan" o gün'ün geri dönülmez dehşeti olacaktır.
M.İslamoğlu