Beyaz adamın yükünü omuzla
Yetiştirdiklerinin en iyilerini yolla
Sürgün kaderin olsun oğulların için
Senin tutsaklarına hizmet için;
Ağır işlerin başında bekle
Telaşlı ve vahşi halklar üzerinde
Yeni ele geçirdiği ve suratı asık
Yarı şeytan yarı çocuk.
Rudyard Kipling
Beyaz Adamın Yükü isimli şiir Emperyalizmin şiiri olarak da bilinir. Bombay doğumlu İngiliz yazar Kipling, bu şiirinde Avrupalıların "uygarlaştırma" misyonuyla sömürgeler elde edinme çabasını ve emperyalist emelleri yüceltiyordu. Bu gerekçeyle gerçekleştirilen işgal, soykırım ve sömürü faaliyetleri "beyaz adamın" fedakârca bir girişimi olarak takdim ediliyordu. Bu şiiri ilginç ve önemli klan ABD'nin İspanyol istilasından kurtulan Filipinleri işgal ve ilhak çabalarının arttığı bir dönemde yazılmasıydı. Yine bu dönemin ABD Başkanı Wiliam McKinley "Her şeye kadir olan Tanrı'nın, Filipinler'i ABD sömürgesi yapmayı kendisine emrettiğini beyan etmiş ve Filipinler'e saldırmıştı. On binlerce insanın katledildiği bu işgali ABD'li general William Shafter "Filipinler halkını uygarlaştırma projesi" olarak takdim etmişti. Bu uygarlaştırma projesinde Moro Krater Katliamı olarak tarihe geçecek bir katliam da büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklarının oluşturduğu 900 Moro'lu sivil Müslüman katledilmişti.
Bu olayların üzerinden çok zaman geçti fakat işgalcilerin söylemi hiç değişmedi. Dün işgaller "uygarlaştırma projesi" olarak isimlendirilirken bugünde "sonsuz özgürlük" ve benzeri isimlerle işgal ve katliamlar meşrulaştırılmak isteniyor. "Şeytanın iktidarına" karşı Tanrı'nın emri ile işgaller, cinayetler ve sömürü faaliyetleri devam ediyor. Geçmiş dönemde geri kalmış halkları uygarlaştırmak için yapılan faaliyet şimdi demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların arkasına sığınılarak yapılıyor. Bugün işgal altındaki milyonlar sözde demokrat yapılmak için zulme ve cinayetlere maruz kalıyor.
Mesut Karaşahan'ın "Seni Demokrat Yapacaklar" isimli kitabı tam da bu cinayetleri ve emperyalistlerin pişkin yalanlarını ifşa ediyor. Karşahan'ın Milli Gazete ve Ümran Dergisi'nde yayınlanan yazılarından derlenmiş olan bu kitap Karaşhan'ın ifadesi ile " İnsanlığın içine sürüklendiği felakete, "dur" diyebilecek yegâne öğretinin müntesipleri olan Müslümanlara yönelik bir uyarıyı dillendire bilirse, vazifesini icra etmiş olacaktır." Kitap bu uyarı vazifesini hakkıyla yerine getiriyor. Geniş zaman diliminde ve çeşitli konularda yazılan makalelerde oluşan kitapta hemen hemen tüm makalelerde mezhebi bağları ve coğrafi sınırları aşan ümmetçi ve antiemperyalist kimlik ön plana çıkıyor. Belli bir zaman diliminde yayınlanan makaleler 7 ana başlıkta toplanmış.
1. Nobel Maskaralıkları: Kitabın birinci başlığını oluşturan bu bölümde Nobel tarihi ve ödül alan kişiler üzerinde durulmuş. Vietnam da katliamlardan da sorumlu olan Henry Kissinger'in 1973 te Nobel Barış Ödülüne layık görülmesi eleştirilirken Kissinger'in barış ödülünü alırken "Meseleler, Şili'li seçmenlerin kendi başlarına verecekleri karara bırakılmayacak kadar önemlidir" açıklamasına dikkat çekiliyor. Ki ABD desteği ile ülke kaynaklarını Amerikan sömürüsüne kapatma politikasına sahip sosyalist Allende, tarihin en büyük katliamlarından sorumlu General Pinochet tarafından askeri darbe ile devrildi. Akbaba Operasyonu adı verilen bu ve benzeri darbeler çerçevesinde Latin Amerika da işlenen siyasal cinayetlerde, gözaltında kayıp ve işkence vakalarında payı büyük olan Kissinger, kendisine verilen barış ödülünü protestolardan çekindiği için almaya gidememişti. Yine aynı şekilde Enver Sedat ve Siyonist katliam mimarlarından Meneham Begin'in de barış ödülüne layık görülmesi ironik bir anlatımla eleştirilmiş.
2. Filistin'de Direniş ve Onur: Bu bölümde Filistin de Hamas'ın seçim başarısının ardından batı dünyasının demokrasi ve insan hakları iddialarında ne kadar samimi olduklarının ortaya çıktığı belirtiliyor. Hamas'ın başarısın ardından işbirlikçi Dahlan ve çetesinin Gazze de darbe girişimi ifşa edilirken Hamas'ın basiretli tutumu takdir ediliyor. Bir mescidte kuşatılan 60 direnişçiyi kurtarmak için mescid önünde etten bir duvar oluşturarak bedenlerini siper yapan Beyt Hanun'un kahraman kadınlarının cesaretli tutumu ve Filistin halkının açlık ve ölümlere rağmen onurun ve direnişin yanında saf tutmasının anlatıldığı makale de bu bölüm de dikkat çekiyor.
3. Handikaplarımız: İslam dünyasının her tarafında zaaflarımıza değinilerek düşmanın (emperyalizmin) bu zaaflarımızı kazanca dönüştürdükleri belirten yazar Afganistan, Pakistan ve Irak da yaşadığımız sıkıntıları belirtiyor. Özellikle Şii Sünni kavgasında Müslümanların basiretsiz tutumları eleştiriliyor.
Kitabın kalan diğer bölümlerinde İran'dan Venezüella'ya, karikatür krizinden AİHM'e birçok konuyu işleyen makaleler yer alıyor. Özellikler E-Darbe, Y-Darbe gibi darbe girişimlerine maruz kaldığımız bu günlerde Hugo Chavez'in darbecileri halk desteği ile devirmesinin işlendiği "Kahramanım Chavez" bölümü dikkatlice okunmayı hak ediyor. Karaşahan da bu bölümde darbecilerin yenilgisini anlatırken 28 Şubat darbesine de değiniyor. Kitabın son yazısı kitaba adını da veren "Seni Demokrat Yapacaklar" isimli. Bu yazıda emperyalizmin baskı ve işgallerinin yanı sıra "Müslüman kimliğine" yapılan saldırı ve de bir başkalaşma tehlikesine dikkat çekiliyor. Müslümanlara yönelik açık bir tehlikeyi işaret eden yazının son paragrafını olduğu gibi alıntılıyoruz: "Seni demokrat yapacaklar ve insanlığın üzerine çöken sömürü, kapitalizm, emperyalizm, zulüm ve vahşet kâbusundan uyanmanı istemeyecekler. Senin tevhid inancın, ahlakın, dengeli ve mütevazı yaşayış tarzın insanlık için bir fırsat, bir şans, bir ümit ve kurtuluş kapısı olmasın diye çaba gösterecekler. Halkın iradesi, bir gün senin sayende Hakkın iradesine bütünüyle aykırı tecelli ettiğinde, seni demokrat ilan edecekler. Bu kabus gerçek olmadan hakikatlere uyanmalısın!.." Kitap bu şekilde bitiyor.
Bu yazıya Nobel edebiyat ödülüne layık görülen emperyalizmin şairi Rudyard Kimpling'in Beyaz Adamın Yükü isimli şiiri ile başlamıştık. Yazıyı yine bir şiirle bitirelim. Demokrat yapılmak istenen Basralı Ömer'in şiiri ile. Şiirin kimin tarafından yazıldığını bulamadık ama tüm "demokrat" yapılmak istenenlerin duygularını yansıttığına inandığımız şiir Basralı Ömer'in Mektubu ismini taşıyor;
Basralı Ömer'in sesi...
"Ben Basralı Ömer"
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Tommy Franks.
Önce demokrasi geldi göklerimizden
Sonra özgürlük geçti üzerimizden
Palet palet.
Ve insan hakları
Namlularından
Yüzü maskeli adamların
saniyede bilmem kaç adet.
Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
Tam on sekiz adet
İnsan hakları saymışlar
Vücuduna babamın.
Annem yoktu zaten
Ben doğarken
İlaç yokluğunda ölmüş.
Ambargo falan dediler ya
Anlamadım çocukluk aklı işte
Oluşmadan sökülmüş.
Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
İnsan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orada da
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orada da?
Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarım hastanede
ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde.
Seni demokrat Yapacaklar
Mesut Karaşahan
Pınar Yayınları İstanbul 2008
Yetiştirdiklerinin en iyilerini yolla
Sürgün kaderin olsun oğulların için
Senin tutsaklarına hizmet için;
Ağır işlerin başında bekle
Telaşlı ve vahşi halklar üzerinde
Yeni ele geçirdiği ve suratı asık
Yarı şeytan yarı çocuk.
Rudyard Kipling
Beyaz Adamın Yükü isimli şiir Emperyalizmin şiiri olarak da bilinir. Bombay doğumlu İngiliz yazar Kipling, bu şiirinde Avrupalıların "uygarlaştırma" misyonuyla sömürgeler elde edinme çabasını ve emperyalist emelleri yüceltiyordu. Bu gerekçeyle gerçekleştirilen işgal, soykırım ve sömürü faaliyetleri "beyaz adamın" fedakârca bir girişimi olarak takdim ediliyordu. Bu şiiri ilginç ve önemli klan ABD'nin İspanyol istilasından kurtulan Filipinleri işgal ve ilhak çabalarının arttığı bir dönemde yazılmasıydı. Yine bu dönemin ABD Başkanı Wiliam McKinley "Her şeye kadir olan Tanrı'nın, Filipinler'i ABD sömürgesi yapmayı kendisine emrettiğini beyan etmiş ve Filipinler'e saldırmıştı. On binlerce insanın katledildiği bu işgali ABD'li general William Shafter "Filipinler halkını uygarlaştırma projesi" olarak takdim etmişti. Bu uygarlaştırma projesinde Moro Krater Katliamı olarak tarihe geçecek bir katliam da büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklarının oluşturduğu 900 Moro'lu sivil Müslüman katledilmişti.
Bu olayların üzerinden çok zaman geçti fakat işgalcilerin söylemi hiç değişmedi. Dün işgaller "uygarlaştırma projesi" olarak isimlendirilirken bugünde "sonsuz özgürlük" ve benzeri isimlerle işgal ve katliamlar meşrulaştırılmak isteniyor. "Şeytanın iktidarına" karşı Tanrı'nın emri ile işgaller, cinayetler ve sömürü faaliyetleri devam ediyor. Geçmiş dönemde geri kalmış halkları uygarlaştırmak için yapılan faaliyet şimdi demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların arkasına sığınılarak yapılıyor. Bugün işgal altındaki milyonlar sözde demokrat yapılmak için zulme ve cinayetlere maruz kalıyor.
Mesut Karaşahan'ın "Seni Demokrat Yapacaklar" isimli kitabı tam da bu cinayetleri ve emperyalistlerin pişkin yalanlarını ifşa ediyor. Karşahan'ın Milli Gazete ve Ümran Dergisi'nde yayınlanan yazılarından derlenmiş olan bu kitap Karaşhan'ın ifadesi ile " İnsanlığın içine sürüklendiği felakete, "dur" diyebilecek yegâne öğretinin müntesipleri olan Müslümanlara yönelik bir uyarıyı dillendire bilirse, vazifesini icra etmiş olacaktır." Kitap bu uyarı vazifesini hakkıyla yerine getiriyor. Geniş zaman diliminde ve çeşitli konularda yazılan makalelerde oluşan kitapta hemen hemen tüm makalelerde mezhebi bağları ve coğrafi sınırları aşan ümmetçi ve antiemperyalist kimlik ön plana çıkıyor. Belli bir zaman diliminde yayınlanan makaleler 7 ana başlıkta toplanmış.
1. Nobel Maskaralıkları: Kitabın birinci başlığını oluşturan bu bölümde Nobel tarihi ve ödül alan kişiler üzerinde durulmuş. Vietnam da katliamlardan da sorumlu olan Henry Kissinger'in 1973 te Nobel Barış Ödülüne layık görülmesi eleştirilirken Kissinger'in barış ödülünü alırken "Meseleler, Şili'li seçmenlerin kendi başlarına verecekleri karara bırakılmayacak kadar önemlidir" açıklamasına dikkat çekiliyor. Ki ABD desteği ile ülke kaynaklarını Amerikan sömürüsüne kapatma politikasına sahip sosyalist Allende, tarihin en büyük katliamlarından sorumlu General Pinochet tarafından askeri darbe ile devrildi. Akbaba Operasyonu adı verilen bu ve benzeri darbeler çerçevesinde Latin Amerika da işlenen siyasal cinayetlerde, gözaltında kayıp ve işkence vakalarında payı büyük olan Kissinger, kendisine verilen barış ödülünü protestolardan çekindiği için almaya gidememişti. Yine aynı şekilde Enver Sedat ve Siyonist katliam mimarlarından Meneham Begin'in de barış ödülüne layık görülmesi ironik bir anlatımla eleştirilmiş.
2. Filistin'de Direniş ve Onur: Bu bölümde Filistin de Hamas'ın seçim başarısının ardından batı dünyasının demokrasi ve insan hakları iddialarında ne kadar samimi olduklarının ortaya çıktığı belirtiliyor. Hamas'ın başarısın ardından işbirlikçi Dahlan ve çetesinin Gazze de darbe girişimi ifşa edilirken Hamas'ın basiretli tutumu takdir ediliyor. Bir mescidte kuşatılan 60 direnişçiyi kurtarmak için mescid önünde etten bir duvar oluşturarak bedenlerini siper yapan Beyt Hanun'un kahraman kadınlarının cesaretli tutumu ve Filistin halkının açlık ve ölümlere rağmen onurun ve direnişin yanında saf tutmasının anlatıldığı makale de bu bölüm de dikkat çekiyor.
3. Handikaplarımız: İslam dünyasının her tarafında zaaflarımıza değinilerek düşmanın (emperyalizmin) bu zaaflarımızı kazanca dönüştürdükleri belirten yazar Afganistan, Pakistan ve Irak da yaşadığımız sıkıntıları belirtiyor. Özellikle Şii Sünni kavgasında Müslümanların basiretsiz tutumları eleştiriliyor.
Kitabın kalan diğer bölümlerinde İran'dan Venezüella'ya, karikatür krizinden AİHM'e birçok konuyu işleyen makaleler yer alıyor. Özellikler E-Darbe, Y-Darbe gibi darbe girişimlerine maruz kaldığımız bu günlerde Hugo Chavez'in darbecileri halk desteği ile devirmesinin işlendiği "Kahramanım Chavez" bölümü dikkatlice okunmayı hak ediyor. Karaşahan da bu bölümde darbecilerin yenilgisini anlatırken 28 Şubat darbesine de değiniyor. Kitabın son yazısı kitaba adını da veren "Seni Demokrat Yapacaklar" isimli. Bu yazıda emperyalizmin baskı ve işgallerinin yanı sıra "Müslüman kimliğine" yapılan saldırı ve de bir başkalaşma tehlikesine dikkat çekiliyor. Müslümanlara yönelik açık bir tehlikeyi işaret eden yazının son paragrafını olduğu gibi alıntılıyoruz: "Seni demokrat yapacaklar ve insanlığın üzerine çöken sömürü, kapitalizm, emperyalizm, zulüm ve vahşet kâbusundan uyanmanı istemeyecekler. Senin tevhid inancın, ahlakın, dengeli ve mütevazı yaşayış tarzın insanlık için bir fırsat, bir şans, bir ümit ve kurtuluş kapısı olmasın diye çaba gösterecekler. Halkın iradesi, bir gün senin sayende Hakkın iradesine bütünüyle aykırı tecelli ettiğinde, seni demokrat ilan edecekler. Bu kabus gerçek olmadan hakikatlere uyanmalısın!.." Kitap bu şekilde bitiyor.
Bu yazıya Nobel edebiyat ödülüne layık görülen emperyalizmin şairi Rudyard Kimpling'in Beyaz Adamın Yükü isimli şiiri ile başlamıştık. Yazıyı yine bir şiirle bitirelim. Demokrat yapılmak istenen Basralı Ömer'in şiiri ile. Şiirin kimin tarafından yazıldığını bulamadık ama tüm "demokrat" yapılmak istenenlerin duygularını yansıttığına inandığımız şiir Basralı Ömer'in Mektubu ismini taşıyor;
Basralı Ömer'in sesi...
"Ben Basralı Ömer"
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Tommy Franks.
Önce demokrasi geldi göklerimizden
Sonra özgürlük geçti üzerimizden
Palet palet.
Ve insan hakları
Namlularından
Yüzü maskeli adamların
saniyede bilmem kaç adet.
Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
Tam on sekiz adet
İnsan hakları saymışlar
Vücuduna babamın.
Annem yoktu zaten
Ben doğarken
İlaç yokluğunda ölmüş.
Ambargo falan dediler ya
Anlamadım çocukluk aklı işte
Oluşmadan sökülmüş.
Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
İnsan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orada da
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orada da?
Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarım hastanede
ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde.
Seni demokrat Yapacaklar
Mesut Karaşahan
Pınar Yayınları İstanbul 2008