Diploma alsın ya da almasın tüm gençlerin en büyük sorunu işsizlik. Herkes bir yerlere kapak atmanın derdinde. Şanslı olup iş bulanlar ise çalışma koşullarından şikayet eder, memnuniyetsizliklerini dile getirir, bir tür 'tutunamayan' portresi çizerler. Ancak genç yaşta iş dünyasında başarı kazanan, hatta kendi işini kuran gençler de var.
Mesela 25 yaşındaki Erkan İşeri yıllık 1,5 trilyonluk bütçesi olan Vesta Matbaası'nın sahibi. 'Babasının iş yeridir' diye düşünenler yanılıyor. 15 yaşında bir yayınevinde ofis boy olarak çalışmaya başlayan İşeri, istikrarlı çalışma düzeni ile bugünlere gelmiş. En büyük sermayesinin ise yayın piyasasında kazandığı itibar ve güven olduğunu söylüyor. Üniversite mezunu olan 24 yaşındaki Burhan Kulaksız ise okul hayatını sadece gezerek ve eğlenerek geçirmemiş. İhtiyacı olmamasına rağmen kendisini tanımak ve yapabileceklerini görmek için her yaz farklı bir sektörde deneyim kazanmış. Satış temsilcisi olmuş, Mercedes'te otomotiv dünyasını tanımış. Sonunda inşaat sektöründe başarılı olacağına karar vermiş ve iki yıl önce NBS Yapı Sanayi Şirketi'ni kurmuş. Şimdi bir yandan ihale kovalıyor, bir yandan da iş dünyasında daha sağlam adımlarla yürümek için projeler geliştiriyor. Kürşat Erden ve Kerem Atabay ise açtıkları plastik fabrikasıyla sadece 40 kişiye ekmek kapısı olmakla kalmamış, kendi keşifleri olan plastik ürünlerle inşaat sektörüne farklı bir pencere açmışlar. İşte dört genç işadamının iş dünyasındaki başarı öyküsü...
Erkan İşeri henüz 25'inde bir genç. Tam soyadı gibi 'iş eri' biri. Genç yaşına rağmen Mahmutbey'deki Vesta Matbaası'nın sahibi. Yıllık cirosu 1,5 trilyon olan matbaayı 3 yıldır işletiyor. 18 çalışanı var. Krizi fırsata dönüştürüp işini daha da büyütmeyi hedefliyor. Bir yıl içerisinde grafik hizmetleri veren ikinci şirketini de hayata geçirecek. 24 yaşındaki Burhan Kulaksız 2006 yılında NBS Yapı Sanayi şirketini kurmuş. İnşaat alanında hizmet veriyor. İstanbul ve çevre illerdeki kamu ve özel sektör projelerinin peşini kovalıyor. İki sene içerisinde 17 ihale kazanmış. Şirketi 23 kişiye kazanç kapısı olmuş. Kürşat Erden ve Kerem Atabay'ın yaşları ise biraz daha büyük. 29 yaşındaki iki ortak, iki yıl önce kurdukları Nursin Plastik şirketiyle yine inşaat sektörünün farklı bir alanında çalışıyorlar. Binaların iç ve dış cephelerini giydiren plastikleri üretip satıyorlar. Ama bu plastikler tamamen kendi keşifleri. Erden ve Atabay, gece-gündüz döktükleri alın terlerinin sonucunda 40 kişinin çalıştığı bir fabrika açmışlar. 2008 yılı ciroları 1,5 trilyon.
Üniversiteyi bitirmiş olsun ya da olmasın, günümüzdeki tüm gençlerin en büyük sorunu iş bulmak ve daha da önemlisi o işte tutunmak. Şanslı olup iş bulanlar ise her zaman memnuniyetsizliklerinden dem vurup, çalışma şartlarından şikayet eder. Yukarıda bahsettiğimiz işadamları, bu kadar genç yaşlarına rağmen kendi işlerini kuruyor, çalışma hayatında dikiş tutturuyor, hem kendilerine, hem de birçok insana iş kapısı açıyorlar. Peki bu nasıl oluyor? Hepsinin tek bir noktası var: Erken yaşlarda iş hayatına atılmaları ve gençliğin verdiği enerjiyi çalışarak değerlendirmeleri.
Burhan Kulaksız, İstanbul Üniversitesi İşletme bölümü mezunu. İş hayatına atılmak için okulun bitmesini beklememiş. Sürekli kendini geliştirmiş, ailesinin tecrübesinden yararlanmış ihmal etmemiş.
İngiltere'ye giderek hem dil öğrenmiş hem de farklı iş çevreleriyle görüşmeler yapmış. Hikayesini kendisi şöyle anlatıyor: "Üniversite eğitimimi görürken ihtiyacım olmamasına rağmen farklı sektörlerde çalıştım. Kendimi tanımak, yapabileceklerimi görmek istiyordum. Mercedes'te staj yaptım, teknoloji marketlerinde satış temsilcisi oldum, inşaat şirketlerinde idari kadroda staj imkanı buldum. Araştırmalarım sonucunda inşaat sektöründe başarılı olacağıma karar verdim. Daima dürüst olmayı ve her zaman en kaliteli işi yapmayı kendime düstur edindim. Gözlemlediğim kadarıyla dürüst ve kaliteli iş yapanlar hep büyük işadamları olmuş. Bu anlamda STFA'nın kurucularından rahmetli Sezai Türkeş'in öyküsü beni çok etkilemişti."
Erkan İşeri ise üniversite mezunu değil, ama bunu hiçbir zaman önünde engel olarak görmemiş. Vesta'yı elbette birdenbire kurmamış. İş tecrübesi 10 yıl öncesine dayanıyor. 15 yaşında Hayat Yayınları'na ofis boy olarak giren İşeri, zamanla yükselerek yayınevinin matbaa sorumlusu olmuş. O matbaadan bu matbaaya koşturarak çevre edinmiş. İşeri, "Ben bu matbaayı piyasada kazandığım itibarımla kurdum. 135 bin Euro'luk baskı makinesine ilk etapta tek kuruş ödemedim. İnsanlar bana güvendikleri ve iş yapabileceğime inandıkları için destek oldu. Bir yıl içinde de taksitlendirerek ödemeleri yaptım. İşin kalitesinden ödün vermedim ve müşterilerim bana hep güvendi. Güven benim en büyük sermayem oldu." diyor.
Kerem Atabay ve Kürşat Erden'in başarısının en önemli nedeni, binanın kalitesini artıran plastik tasarımların sektördeki eksikliğini fark etmeleri olmuş. Kerem Bey, şirketin üretim işleriyle ilgileniyor, Kürşat Bey ise Ar-Ge, satış, pazarlama ve koordinasyonu yönetiyor. İki ortağın yolu üniversite döneminde bir araya gelmiş. Beykent Üniversitesi İç Mimarlık bölümünü kazanmışlar. Ancak Kerem Bey, birinci sınıfta okulu bırakıp babasının fabrikasında çalışmaya başlamış. Kürşat Bey ise, devam edip mezun olmuş. Bağlantılarını koparmayan iki arkadaş, şimdi kendi alanlarının en iyi şirketlerinden birine sahip.