Sevmeden evlilik olur mu?

Soru : Ben elektronik mühendisliğinde yüksek lisans yapan ve bir özel işletmede mühendis olarak çalışan 24 yaşında evlilik arifesinde bir gencim. Evlilikte birinci önceliğim ve olmazsa olmazım dindar bir hanım ...


Ağaç Şeklinde Aç2Beğeni
  • 1 gönderen beyza
  • 1 gönderen maveraunnehir

  1. Alt 01-24-2008, 00:21 #1
    beyza Mesajlar: 2.053
    Soru : Ben elektronik mühendisliğinde yüksek lisans yapan ve bir özel işletmede mühendis olarak çalışan 24 yaşında evlilik arifesinde bir gencim. Evlilikte birinci önceliğim ve olmazsa olmazım dindar bir hanım olması. Ama ikinci önceliği belirlerken gerçekten çok zorlanıyorum. Bu öncelikler arasında ailemin özellikle istediği (maddi durumumuzun da çok iyi olmaması dolayısı ile) eş adayının ailesinin varlıklı olması. Bir ikincisi benim nefsi arzum dolayısı ile eş adayının fiziki olarak güzel hatta çok güzel olması. Bunun bir nedeni de evlendikten sonra eşimin güzelliği nefsimi tatmin edemeyecek durumda kalması halinde gözümü haramdan sakındıramam korkusu. Birde siyasi görüşlerime uygun biri olmasını istiyorum. Bu saydığım son üç özellikten üçüne de sahip birini bulamayacağım için hangisine göre bir seçim yapsam karar veremedim.
    Bana bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
    Selam ve dua ile.

    Cevap : Birinci önceliği inandığınız gibi, inanan ve yaşayan birine vermeniz son derece önemli. Zira yazıda da belirttiğimiz gibi iman ve inanç tüm yaşam şeklimizi detaya kadar belirleyen bir sistemdir. İnandığınız gibi yaşamaya çalışan eş adayı bulmanız daha ilk günlerden evliliğinizi kolaylaştırır ve bu durum zamanla evliliği huzura taşır. İkinci özelliği ailenizin maddi durumunun iyi olmaması, sizi eş adayının ailesinin maddi durumunun iyi olmasına yönlendirmiş bu çok ilginç.

    Eğer mütedeyyin bir gençseniz, çok iyi bilirsiniz ki evlilikte ekonomik sorumluluk öncelikle erkeğe aittir. Ayrıca inanan bir genç gerekli çalışma ve gayretiyle bilir ki rızk Allah’tandır.

    Eş adayının ailesinde refahı aramak pekte uygun olmayan bir davranış. Ayrıca eş adayının “fiziki olarak güzel hatta çok güzel “ olmasını istiyorsunuz. Hiçbir zaman bir erkeğin karısının çok güzel olması erkeğin gözünü haramdan sakındırmaz. Zira güzellik bir bütündür. Sadece fiziki güzellik yeterli değildir. Güzellik ancak fiziki, sözel, davranış, görgü bütünüyle oluşabilir. Fiziki anlamda çok güzel bir bayan görsel anlamda sizi rahatlatabilir ama gözünüzü haramdan sakındıramaz. Bana göre sahip olduğunuz iman, inanç ve hayata bakış açınız iradenizi yönlendirecek gücü size kazandırabilir.

    Hiçbir zaman davranışımızı dışarıdaki bir başkası yeterince yönlendiremez. Ancak kendi iç dinamiklerimizi yönlendirerek (iman, inanç ve hikmetli bakış) nefsimize hakim olabiliriz. Saydığınız üç özelliğe de uygun birini tabi ki bulabilirsiniz. Fakat hangisine göre bir seçim yapsam diyorsanız inancınız ne olursa olsun inancınız doğrultusunda seçim yapın derim.

    Soru : Ben 24 yaşındayım. Evlenmek istiyorum. Tabiki dini bir vecibe olduğü için acele etmeye çalışıyorum. Bu konuda kendi kendime çok düşünüyorum. Bugün yazınızı okudum. Teşekkür ederim. Çok güzel öneriler bunlar. Ama kişi kendi isteklerini bilmiyorsa ve onları çıkarmaya korkuyorsa?? Ne yapmalı.. ??? Kendimi her konuda yeterli hissediyorum yani her konuya bir çare bulabilirim sadece kiminle veya nasıl biriyle evlenebilirim ona bir türlü karar veremiyorum. Yani nasıl bir kadın seçmeliyim bilemiyorum. Etrafımda o kadar yanlış dolu evlilik var ki. Ben de onlardan birini yapmaktan korkuyorum. Bunun olmasını istemiyorum ama sadece benim düşünmemle olacağını da zannetmiyorum onun için çok seçiciyim heralde. Siz bana yardım edebilirmisiniz? Biliyorum böyle bir terapi sakıncalı veya işe yaramaz ama yazınızı görünce size açılmak istedim bana cevap verirseniz çok mutlu olacağım. Bana kesin karar vermem gereken şeyin ne olduğunu gösterirseniz bahtiyar olacağım.

    Cevap: Sanırım sorununuz kendinizi tanımamanızla alakalı. Eğer kendi duygu ve düşüncelerinizi yeterince analiz etseydiniz sanırım az çok öncüllerinizi belirleyebilirdiniz. Kendinize yaşadığınız her olayla alakalı bir takım sorular sorun. Örneğin, a olayı hakkında ne hissediyorum , ne düşünüyorum gibi. Evlilikte sizin için ne önemlidir?

    Mesela;
    - Güven mi?
    - Sevgi mi?
    - Hayattan beklentiniz ne ?
    - Evlilikten beklentiniz ne?
    - Eşinizden beklentiniz ne?


    Bu sorularla kendinizi tanımaya öncelik verin. Nasıl birini istediğinizin anahtarı kendi dünyanıza dair bilgilerinizdir. Bu bilgileri elde etmenin yolu da duygu ve düşüncelerinizden geçer.

    Her konuda önce gözünüzü ruhsal dünyanıza çevirip ne hissediyorum ne düşünüyorum diye daima kendinize sorular sorun. Bu durum size ruhsal anlamda farkındalık kazandıracaktır. Her farkındalık da kendinizi keşfetmeye yarayacak.

    Soru : Çok sevdiğim biri var şu an hayatımda. Onu tanıdıkça daha çok seviyorum. O her ne kaar duygularını saklasa da sürekli arayıp sorması bana ilgi duyduğunu gösterir. Ancak benden 4 yaş büyük. benim için sorun olmamasına karşın o bunu sorun ediyor. Sanırım "çevre ne der?" düşüncesi hakim. Bu sorunu nasıl çözebilirim? Ona nasıl yaklaşmam lazım?

    Cevap : Yaş konusunda yazımda da söz ettiğim gibi teorik yaklaşmak istemiyorum. Zira ilişkideki dinamikler yaş faktörünü etkiler. Bazen çok sevdiğiniz, çok anlaştığınız birisi sizden büyük ya da küçük olabilmekte. Önemli olan “çevre ne der?” değildir. Zira çevre siz anlaşmazlığa düştüğünüzde müdehale eder ve kendilerince aradıkları anlaşmama faktörlerine yaşı da eklerler. Oysa sizin ilişkideki mutluluğunuz bazen ötekilere “bu da olabiliyormuş” u hatırlatır. Peygamber örneğinde olduğu gibi. Yaş konusunda bana göre iki yetişkin insan kendi duygu ve düşüncesini dikkate alarak karar vermeli “kim ne der” diye değil.

    Soru : Hayırlı günler yasemin hanım…20 yaşında bir genç(erkek) olarak bu türlü mevzuları bizim için hakikaten önemli ve bir o kadar da biraz korku ve şüpheyle yaklaştığımız bir mesele olarak görüyorum.. Her insan evleneceği kişiyle hiçbir sorun yaşamak istemez. Bunun için de bir çok konuda aynı fikre sahip olmaları eşler açısından önemli olarak görüyorum. Yaklaşık 1 senedir konuştuğum ve sevdiğim bir insan var... Karakter olarak ben ağır başlı ama o haraketli bir insan. Bana öyle geliyor ki uzun süredir bazı duygularını bastırıyor, yani yaptıklarını ben istediğim için yapıyor, aslında olduğu gibi değil, benim olmasını istediğim gibi davranıyor. Bana çok bağlandı ve hep seni kaybetmekten çok korkuyorum diyor. Şöyle düşünüyorum ki; o bende eşi olarak düşündüğü kişideki hemen hemen tüm özellikleri buldu; ama ben eşim olarak düşündüğüm bir insandaki tüm özellikleri onda tama manasıyla bulamadım. Bu da ufakta olsa tartışmamıza neden oluyor ve doğal olarak bu tartışmalar onunla ilgili oluyor. Bu noktada ileride evlilik hayatında bu ciddi sorunlara yol açar mı? Bastırdığı duyguları bir gün patlama noktasına geldiğinde nasıl bi durum bizi bekliyor bilemiyorum.. Bana fikirlerinizle, düşüncelerinizle yardımcı olursanız çok minnettar olucam.. çok ihtiyacım var!

    Cevap : Sizin ağırbaşlı eş adayının hareketli bir insan olması aslında olumsuz bir durum değildir. İnsanlar genelde benzer özellikler yerine tamamlayıcı özellikleri tercih ederler eş seçiminde. Belirttiğiniz gibi bastırdığı duygular neler, hangi davranışları siz istiyorsunuz diye yapıyor? “olduğu gibi değil, benim olmasını istediğim gibi davranıyor” diyorsunuz.

    Her ilişkide doğal olmak en doğrusudur. Çünkü günün birinde sizin memnun olduğunuz şekilde davranmak onu yoracaktır ve istediği gibi davranmaya başlayacaktır. Tabi bu durum onun en doğal hakkı olmasına rağmen belki de siz bu doğallığı kabul edemeyeceksinizdir haklı olarak. Çünkü size alıştırdığı davranış şekli zaman içinde değişebilir. Lakin onu yeterince seviyor olsanız size benzeyen ve benzemeyen yönleri ile daha kolay kabul edebilirsiniz. Bence ona karşı ne hissettiğinizi iyice anlayıp öyle karar alın.

    Ayrıca aradığınız tüm özellikleri bir kişide bulmanız mümkün değil, sizin için öncelikli faktörleri göz önünde bulundurarak tercih yapın. Yoksa hiçbirimiz tüm aradığımız özellikleri evlilikte tabi ki bulamıyoruz.

    Soru: 1982 dogumluyum. Ben nişanlı bir gencim ve kismetse eğer 29 nisanda düğünüm olacak. Çok karışık ve bunalımlı duydular içerisindeyim. Korkuyorum açık söylemek gerekirse kafam allak bullak. Her meseleyi çok kafama takıyorum ve şu anda resmen bunalımdayım. Düğün gününü belirledik ama korkular içerisindeyim. Sevdiğim nişanlımı ve severek istettim onu. İlk zamanlarda kuşlar gibi uçuyordum ama zamanla sanki korkular belirdi içimde. Askere gittim geldim. Yaklaşık 1,5 yıldır nişanlıyız. Askerden geldim ve nişanlım bana surekli eski Kenan ne oldu diyor, eskiden böyle değidin sen diyor. İnanın durumum hiç iyi değil. Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum? Ailemin maddi durumu pek iyi değil. Sanki evlenerek onlara ihanet ettiğimi düşünüyürum gibiyim. Lutfen bana akı verin...

    Cevap: Meselenize somut anlamda hiç deyinmemişsiniz, o yüzden bir şey söyleyemiyorum. Ama bu kadar zihniniz dağınıksa bir uzmana başvurmanız en doğrusudur. En azından sorun nedir ne yapabilirim diye kendinize göre doğru cevaplar bulduğunuzda evlilik kararı alın.

    Soru : Sevmedigim biriyle evlenmem ne kadar dogru? Alışırsın diyorlar, sizce sevmeden bir evlilik yapılır mı? Karşımdaki çok anlayışlı, belki dört dörtlük birisi ama sevemiyorum.. Cevap yazarsaniz sevinirim...

    Cevap : Kişi evleneceği adayda her şeyden önce eş adayına dair ne hissettiğinden emin olmalı ve bana göre bu duygu önce güven sonra sevgi olmalıdır. Sevmeden asla evlilik yapılmamalı, zira sadece sizi seven biri ile evlendiğinizde eğer zamanla aranızda sevgi filizlenmemişse yaptığı her davranış, söylediği her söz ve tutum sizi olumsuz yönde etkileyecek ve istemeden sizi seven ve size halisane duygular besleyen birini üzmüş olursunuz ki, sanırım bu durum vicdani ve ahlaki anlamda sizi rahatsız eder.

    Sevmiyorsanız dörtdörtlük birisi diye tarif ettiğiniz kişiyi ileride üzmemeniz daha doğrudur. Düşünün bu insan tüm iyi davranışlarına rağmen iyi bir evlilik yapmadığında belki de dönüp kendini suçlayacak ve çok daha kötü olumsuz duygularla baş etmeye çalışacaktır. Eş adayını böyle bir geleceğe mahkum etmemeniz en doğru tercihiniz olacaktır.

    Evlilik gibi ciddi bir kurum belki sevebilirim diye başlamamalı. Öncelikle sevgi ve güvenle başlayan ilişkilerin çok daha sağlam olacağı unutulmamalı.

    PSİKOLOG:Yasemin Uçal (alıntı)

    yolcu bunu beğendi.
  2. Alt 01-25-2008, 18:28 #2
    safinaz Mesajlar: 3.348
    Bu arada uzun zamandır dikkatimi çeken birşey var,erkekler artık eşlerinin maaşlı ya da zengin olmasına çok önem veriyor ve olmazsa olmazlarından bir şart olmaya başladı.Dünya tersine mi dönüyor ne?Bana çok süfli bir istek geliyor.Çünkü Türk-İslam düşünce yapısında böyle birşey olmadığı için garipsiyorum.
    Bu arada bu yazan Yasemin ablamında eline sağlık,çok güzel açıklamış...

  3. Alt 01-25-2008, 23:19 #3
    maveraunnehir Mesajlar: 3
    safinaz´isimli üyeden Alıntı
    Bu arada uzun zamandır dikkatimi çeken birşey var,erkekler artık eşlerinin maaşlı ya da zengin olmasına çok önem veriyor ve olmazsa olmazlarından bir şart olmaya başladı.Dünya tersine mi dönüyor ne?Bana çok süfli bir istek geliyor.Çünkü Türk-İslam düşünce yapısında böyle birşey olmadığı için garipsiyorum.
    Bu arada bu yazan Yasemin ablamında eline sağlık,çok güzel açıklamış...

    aynen katılıyorum çok süfli bir hareket ben çalışmayı düşünüyorum ama şahsen eş adayı bana ben zaten çalışan istiyorum dese hayatta o iş olmaz büyük konuşmak syılmasın rabbim nolur ama öyle baştan kaybeder

    safinaz bunu beğendi.
  4. Alt 01-25-2008, 23:26 #4
    safinaz Mesajlar: 3.348
    maveraunnehir´isimli üyeden Alıntı
    aynen katılıyorum çok süfli bir hareket ben çalışmayı düşünüyorum ama şahsen eş adayı bana ben zaten çalışan istiyorum dese hayatta o iş olmaz büyük konuşmak syılmasın rabbim nolur ama öyle baştan kaybeder

    Aynen ben de çalışıyorum ve sırf çalıştığım için ya da çalışma diyerek şart koşanlar baştan kaybeder.

  5. Alt 01-27-2008, 13:08 #5
    kutupyıldızı Mesajlar: 174
    Ben kendi ayaklarım üzerinde iki yılı geçkindir duruyorum ama hiçbir zaman aklımda maddiyatı çok yüksek olan evi barkı olan biri ile ömrümü geçireyim diye bir duada bulunmadım bulunmamda.Rabbim "kulumun dili kalemdir"buyurmuş.


    Tabiki bir yerde Türkiye gibi bir yerde maddi olanaklar olmadan rahat nefes almak çok zor.Ama bir de işin şu yönünden baksak:

    Ekmeğini taştan çıkaran ve helal yollardan haramın yanından geçmeyen biri olsa.İçinde Allah korkusunu barındıranın zaten inşaALLAH işleri er yada geç rast gidecektir.Ben bu bilinçteyim...

  6. Alt 01-27-2008, 13:11 #6
    safinaz Mesajlar: 3.348
    kutupyıldızı´isimli üyeden Alıntı
    Ben kendi ayaklarım üzerinde iki yılı geçkindir duruyorum ama hiçbir zaman aklımda maddiyatı çok yüksek olan evi barkı olan biri ile ömrümü geçireyim diye bir duada bulunmadım bulunmamda.Rabbim "kulumun dili kalemdir"buyurmuş.


    Tabiki bir yerde Türkiye gibi bir yerde maddi olanaklar olmadan rahat nefes almak çok zor.Ama bir de işin şu yönünden baksak:

    Ekmeğini taştan çıkaran ve helal yollardan haramın yanından geçmeyen biri olsa.İçinde Allah korkusunu barındıranın zaten inşaALLAH işleri er yada geç rast gidecektir.Ben bu bilinçteyim...


    Kesinlikle katılıyorum....

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.