Duanın Esrarı...İSTEMEK

...


Ağaç Şeklinde Aç16Beğeni
  • 3 gönderen Henna
  • 2 gönderen Henna
  • 5 gönderen Henna
  • 2 gönderen Henna
  • 1 gönderen altun
  • 2 gönderen emirahmedyasin
  • 1 gönderen Henna

  1. Alt 02-11-2009, 02:00 #1
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Duanın Esrarı...İSTEMEK

    YARATICIMIZ, somut veya soyut her olgu türünden bilinçli canlılar yaratır.

    Dua ve istekler de ruhanî canlılara vasıta yapılan olgular arasındadır.

    İçtenlikli dualarınız, ruhunuzdan canlı ve bilinçli çıkarak evrene yayılırlar.

    Duanın Esrarı...İSTEMEK

    Sözler’de açıklandığı üzere, Evrenin Sahibi, topraktan, taştan, sudan ve havadan çeşitli cisimsel canlılıklar yarattığı gibi; ışık, karanlık ve elektrik gibi, yarı soyut yapılardan da bilinçli varlıklar yaratmıştır.

    Dahası, tamamen soyut olan sesten, anlamlardan ve kelimelerden de canlılar meydana getirmiştir.
    2 İnsanın içtenliği ve temiz niyeti, söylediği hayırlı sözlerin havadaki kopyaları adedince canlanmasına vesile edilmektedir.
    3Evrende bedenlerden bedenler yaratıldığı gibi, ruhlardan da ruhlar yaratılıyor.
    Evrene serpilen pek çok ruhsal beden, içtenlikle dua eden kalplerden çıkmışlardır.

    Keskin içtenliklerle dua eden insanların kalplerinden çıkan anlamlar, ruhlara dönüştürülerek yaşayacaklar ve sahipleri adına içeriklerini tekrarlayacaklardır
    bağışlanma dileği canlanarak, sahibi yerine bağışlanma dilemeyi sürdürecektir.

    İlim öğrenme arzusu ise, sahibi adına ilim istemeye devam edecektir.

    Duanın Esrarı...İSTEMEK
    İnsanlara cennete çok ağaç dikmelerini öğütleyen İslam Peygamberi(asm) “Güç ve kuvvet Allah’tandır” sözünün, cennetin ağaçlarından olduğunu söylüyor.
    4 Bu ve benzeri sözlerden anlıyoruz ki, içten dualar ve iyi sözler, inanan insanlar için cennette saraylara, vadilere, nehirlere ve güzelliklere dönüştürülüyor.
    Herkesin, hayatın sonsuz tarafındaki kişisel cenneti, dünyadaki eylemlerinin ve dileklerinin karşılığı olarak inşa ediliyor.
    İnsanların içten dualarından melek benzeri ruhanîler yaratıldığı gibi,
    5 meleklerin dualarından da nuranî varlıklar yaratılır. İslam Peygamberi (asm) “Cennet hurileri, meleklerin tespihinden (Yaratıcıyı anmalarından) yaratılmışlardır”6 demiştir.
    İçten ve temiz ruhlu insanlar ruhsal evrene serpilen soyut hayatlara vesile ediliyorlar.

    Tıpkı melekler gibi, istiyorsunuz, içtenlikle yalvarıyorsunuz ve tüm içtenliğiniz, sonsuz evrende ruhsal canlılıklara dönüşüyor.

    Cennette her şey hayatlıdır ve o hayatların bir bölümünün ardında, dünyadaki saniyeleriniz boyunca kalbinizden geçirdiğiniz duaları ve yalvarışları bulacaksınız.
    Rivayetlerde denir ki, Evrenin Sahibi önce İslam Peygamberinin(asm) ruhsal ışığını yaratmıştır.
    O ışığın sonsuzluk isteyeceğini bilen Yaratıcı, isteğini peşinen kabul ederek evrene vücut vermiştir.
    Duanın Esrarı...İSTEMEK Evreni kuşatan ruhsal heyecan, birbirini çılgınca takip eden ruhsal heyecanların vücutlarına aracı yapılıyor.
    Evren genişliyor; yaratılış inanılmaz bir çoklukta zenginleştiriliyor.
    Dualarımızla yaratılan ruhanîlerin bazıları bizi korumakla görevlendirilirler.




    Duanın Esrarı...İSTEMEK
    Pek çok insan, yüzde yüz öldürücü bir tehlikeden, kimilerine göre şans eseri; oysa, gerçekte o andaki içten duadan doğan ruhanî varlığın eliyle kurtarılmıştır.
    Gazete sayfaları, yüksek binalardan düştüğü halde burnu kanamayan, çarpışarak ezilen arabalardan küçük sıyrıklarla çıkabilen pek çok insanın inanılmaz hikâyeleriyle doludur.
    Uçuruma yuvarlanan bir otobüsteki biri hariç tüm yolcular ölmüş; ama, yolculardan bir kadın kendini yolun kenarında sapasağlam otururken bulmuştu.

    Her gün okuduğu duasını üzerinde taşıyan bir öğretmen, açık alanda teröristlerin çapraz ateşleri arasında kalmıştı.
    7 Kurşun yağmurlarından isabet almadığını fark etmiş; sonunda, silahları tutukluk yapan teröristleri de teslim almıştı.
    Kalp gözü açılmış alimlerden Muhyiddin Arabî, gençliğinde yaşadığı ilginç bir hikâyesini anlatır.

    Arabî, bir gemide, geceyi sarsan şiddetli dalgalar üzerinde yolculuk yaparken, güvertede oturan bir yolcunun dengesini kaybedip denize düştüğünü gördü.
    Gördüğünden irkilerek “eyvah, düştü” derken, düşen yolcunun hayalî bir vücut tarafından güverteye çıkarıldığını fark etti. Derhal, bedeninden deniz suları süzülen adamın yanına koştu ve neler olduğunu sordu.
    Şaşkın yolcu hikâyesini şöyle anlattı: Şiddetli dalga kendisini yerinden denize fırlattığı anda, Evrenin Sahibini düşündü.

    O çaresizlikte, kendisini ancak, hükmü karanlık geceye ve dalgalı denize geçebilen Sınırsız Yaratıcının kurtarabileceğini hissetti. Tüm içtenliğiyle O’nun takdirine teslim olarak “Bu, sınırsız şeref sahibi ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir”8 ayetini okudu.
    Denize düştüğü o anda, aniden ruhsal bir varlık kendisini yakalayarak güverteye geri çıkardı. Sonra da kendisine “biraz önce okuduğu ayetin anlamı olduğunu; Yaratıcının emriyle bedenlenerek, kendisini kurtarması emrini aldığını” ifade etti ve kayboldu.
    Olayı anlatan Arabî, tam samimi bir niyetle ve içten yapılmayan duaların eksik vücutla ortaya çıkacaklarını belirtmektedir.
    İhlaslı duaların ise canlanarak, istenilen şeyi yapacaklarını söylemektedir.9
    Şu halde, ne istediğimize dikkat edeceğiz. Zararlı ve yıkıcı isteklerin peşinden mi koşuyoruz?

    Yoksa iyiliğin ve ışığın ardından mı ilerliyoruz? İsteklerimize hızla ulaşmayı diliyorsak, ne denli içten olabildiğimize bakacağız. Yeryüzünde duası çok ve içtenliği yüksek insan kadar bereketli bir ağaç dikilmemiştir.
    Duanın Esrarı...İSTEMEK 1 Bu yazı yazarın Nesil Yayınları’ndan son çıkan “İstemenin Esrarı” isimli eserinden alıntılanmıştır.
    2 Bkz. Risale-i Nur, Sözler, 29. Söz., s.474-476
    3 Bkz. Risale-i Nur, Lem’alar, 25. Lem’a, 3. Sebep
    4 Câmiü’s-Sağir, Hadis No. 1413. İfadenin Arapçası şöyledir: “La havle vela kuvvete illa billah”
    5 Bu anlamın desteklenmesi açısından örneğin bir hadiste, Peygamberin, (asm) Haşr Suresi’nin son üç ayetinin sabahleyin okunması halinde Allah’ın 70 bin melek görevlendireceği ve akşama kadar, okuyanın bağışlanmasını dileyeceklerini söylediği belirtilir. Bkz. Şerhli Büyük Dua Mecmuası, Bütün Kitapevi, İstanbul, 1965 s.21
    6 Câmiü’s-Sağir, Hadis No. 3855
    7 Öğretmen, söz konusu duanın Cevşen Duası olduğunu söylemiştir.
    8 Kur’an; 6,96. Arapçası: “Zalike takdiyrul azizil aliym”
    9 Nakleden, Şemsettin Yeşil, Kitab-üd Dua ve Ed’iye-i Me’sure, İstanbul, 1987, s.13-15



    Muahammed Bozdağ



    oguzhan, husiyin ve altun bunu beğendiler.
  2. Alt 02-11-2009, 02:04 #2
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Duanın Esrarı...İSTEMEK

    oguzhan ve emirahmedyasin bunu beğendiler.
  3. Alt 02-11-2009, 02:18 #3
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Duanın Esrarı...İSTEMEK

    KÜÇÜK BİR ÇOCUK ve DUA

    Deniz kenarına oturmuş, gözlerinide ilerdeki bir noktaya dikmişti.
    Belki de bir saattir öylece duruyordu. Onun bu hâli, alışveriş için
    balıkçı sandallarının kıyıya dönmesini bekleyen bir ihtiyarın
    dikkatini çekti. Yaşlı adam, seke seke onun yanına gidip:
    - Merhaba delikanlı!. dedi. Bu gün deniz çok harika değil mi?
    Küçük çocuk, başını çevirmeden;
    - Ama rüzgârlı, dedi. Topum denize düşünce sürükleyip götürdü.
    Adam, çocuğun yanına oturup:
    - Eğer biraz genç olsaydım, yüzüp onu alırdım!. dedi. Ama şimdi adım bile atamıyorum.
    Küçük çocuk, ona cevap vermedi. Ve kıyıdan uzaklaşan topunu daha iyi görebilmek için, hemen yanındaki tümseğe çıktı.
    Yaşlı adam, sakin bir ses tonuyla:
    - Ümidini hiçbir zaman kaybetme!. dedi. Bence dua etsen çok iyi olur.
    Çocuk, büyük bir sevinçle:
    - Dua etsem topum geri gelir mi? diye sordu. Denize düştüğü yeri bilir mi?
    - Allah isterse eğer, ona öğretir!. dedi ihtiyar. Topun geri gelmese de, duaların sevabı sana yeter.
    Küçük çocuk, yaşlı adamın sözlerini biraz düşündükten sonra, her okuduğunda dedesinden bahşiş kopardığı duaları ard arda sıraladı. Daha sonra da, topun dönmesi için Allah'tan yardım istedi. Ama üzüntüsü azalmamıştı. O topa bir sürü para harcamış, bayram parasını bile ona katmıştı. Şimdi artık tek şansı, bazen olduğu gibi, rüzgârın âniden yön değiştirmesiydi. Ama deniz çok büyüktü, topu ise küçücük. Akşam üstü hava biraz daha sertleşti. Ve güneş batmak üzereyken sandallar döndü. Çocuk, eve gitmek istemiyordu. Bu yüzden de ihtiyarla birlikte oyalandı.
    Yaşlı adam, hep aynı balıkçıdan alışveriş yapardı. Sonunda onu bulup:
    - Avınız inşallah iyi geçmiştir!. dedi Eğer varsa, birkaç kilo alabilirim.
    Sandaldaki adam, bir kova içindeki balıkları gösterip:
    - Zaten ancak o kadarcık tutmuştum, dedi. Denizde "av" diye bir şey kalmadı.
    - Dua etmeyi denediniz mi? diye atıldı çocuk. Ümidinizi sakın kaybetmeyin!.
    Balıkçı için her şey tesadüftü. Bunun için de "rasgele" derlerdi. Ama şimdi bir şey hatırlamıştı. Yıllar yılı unuttuğu bir şeyi. Çocuğun yanaklarını okşarken:
    - Dua ha!. diye mırıldandı. O zaman tutar mıyım?
    - Tutamasanız bile, duaların sevabı size yeter, dedi çocuk. Bunu yeni öğrendim.
    Balıkçı, böyle bir sözü ilk defa duyuyordu. Başını ağır ağır sallayarak:
    - Ben de yeni öğrendim!. diye gülümsedi. Üstelik de küçük bir öğretmenden.
    Çocuk, bu sözlerden çok hoşlanmıştı. Artık topun gitmesine üzülmüyordu. Yanındaki yaşlı adam ona bir göz kırparken, balıkçı tekrar sandala yöneldi ve ağların üzerindeki eski örtüyü açtı. Bir top vardı orada. Henüz ıslak olduğundan, ışıl ışıl parıldayan bir futbol topu. Balıkçı, onu çocuğa uzatıp:
    - Öğretmenlerin hakkı hiç ödenmez!. dedi. Bunu biraz önce denizde buldum!. Küçük çocuk, rüyada olmalıydı. Hiç beklenmedik şeylerin yaşandığı bir rüya. Aceleyle sağa sola bakındı. Ama her şey gerçekti. Balıkçı da, sandal da, ihtiyar da... Topu ise, işte ellerindeydi. Ona sıkıca sarılıp:
    - Bir daha benden izinsiz gezmek yok!. dedi. Ya dua etmeseydim ne olurdun o zaman?

    oguzhan, husiyin, altun ve 2 diğerleri bunu beğendiler..
  4. Alt 02-11-2009, 02:30 #4
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Duanın Esrarı...İSTEMEK

    oguzhan ve emirahmedyasin bunu beğendiler.
  5. Alt 02-11-2009, 12:34 #5
    altun Mesajlar: 885
    teşekkür ederim emeinize sağlık

    Henna bunu beğendi.
  6. Alt 02-11-2009, 19:12 #6
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    selamun aleykum
    Kardeşimizin eline,yüreğine sağlık.
    Rabbim kalbinizi kalbimizle dini üzere sabit kılsın.İyi ki varsınız siz ve sizin gibi yüreği hala naif ve temiz atanlar.Her şey bir yana şu küçük çocuğun topunu kaybetmesi üzerine başlayan hikaye hakikaten bir nefes bir tazelenme bizlere.Yeter ki yüreğimiz hep çocuğun yüreği saflığında atmaya gayret etsin.
    selam ve dua ile...

    Henna ve altun bunu beğendiler.
  7. Alt 02-11-2009, 20:50 #7
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Allahım razı olsun...aslında nette bizzat yazmak ile anlatacağımız birçok hadise var lakin ben kendim yazarken imla ve yazım kurallarını katledeceğimden ...hazır paylaşımlarda duyguları yakalamaya çalışıyoruz...yine dua ile ilgili nükteler devam eder inşallah...
    çünki şu garip bekke nin ömrü ve süruru dua ile idame ediyor ellerimizden Tutanın Kim Olduğunu yüreklerimize sığanın kim olduğunu...ihtiyacımızı vermeden istetenin ne kadar EKBER olduğunu idraklarimize nakşetmek için...duayı pırlanta misali parlata parlata her daim ellerimizde gönüllerimizde döndürelim dillerimizde....
    selam ile...

    Konu Henna tarafından (02-11-2009 Saat 21:09 ) değiştirilmiştir.
    emirahmedyasin bunu beğendi.
  8. Alt 03-09-2009, 06:53 #8
    AsMhA Mesajlar: 208
    Güzel paylaşımlar teşekkürler..

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.