2Beğeni
Birçok şirket, çalışanlarına mastır yapacakları alanlarda danışmanlığın yanı sıra maddi destek de veriyor. En yoğun talep MBA ve bilişim teknolojilerine yönelik.
İş yaşamında gittikçe artan rekabet ortamı, şirket içi hiyerarşik yapıların ve klasik çalışma yöntemlerinin de kurallarını değiştirmeye başladı. Başarı kazanmak, günümüzde ancak değişimi yönetmek ve farklılık yaratmakla mümkün olabiliyor. Kariyeri bir üst noktaya taşımak için şart olan bilgi yatırımlarının ise çalışma hayatının ilk yıllarında yapılması kişinin geleceğini de şekillendiriyor. Lisans eğitiminde kazanılan bilgi birikiminin artık yeterli olmadığı bu dönemde herkes, kariyerini yüksek lisans programlarıyla parlatmaya başladı. Araştırmalar yüksek lisans yapanların elde ettikleri avantajları çarpıcı rakamlarla gözler önüne seriyor. Türkiye'de yüksek lisansını tamamlamış kişilerin yüzde 21'i üst düzey yönetici veya şirket sahibi olarak görev yaparken bu rakam orta düzey yöneticilerde yüzde 38'e kadar yükseliyor. Mastırlı uzmanların oranı yüzde 27 ile üçüncü sırada yer alıyor. Ancak işin kritik aşaması, doğru mastır programını seçmekten geçiyor. Büyük emek, zaman harcanan ve bazen de finanssal yatırım gerektiren bu süreçten en iyi karşılığı almak için 'cazip mastır konuları'nı bilmek şart. Uzmanlar mastır programını seçmeden önce kariyer hedefinin net olarak belirlenmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Sektörlerde yaşanan gelişmeleri yakından takip etmek ve meslek dalında doğacak yeni ihtiyaçları iyi analiz etmek dikkat gerektiren konuların başında geliyor. Nitekim birçok şirket, yüksek öğrenimli çalışanlarına hangi alanda mastır yapmaları gerektiği konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. Üniversiteler ortak çalıştıkları danışmanlık şirketleriyle endüstrilerin ihtiyaç duyduğu yeni yüksek lisans içerikleri hazırlıyor. Mesleki teorilerin yanı sıra pratik uygulamalara da yer verilen programlara gelen talepler her geçen gün artıyor. Farklı içerikleriyle her sektörden çalışana kariyer umudu olan yüksek lisans programları, kültürel incelemelerden bilişim sistemlerine, MBA programlarından sigortacılığa kadar uzananan farklı başlıklar içeriyor. Özellikle çalışan kesim tarafından tercih edilen bu programlar, eğitim saatlerine yönelik sağladıkları esneklikle de kişileri cezbediyor. Yüksek lisans programlarıyla rakipleri arasından sıyrılmak için çaba sarf eden profesyonellere şirketler de önemli fırsatlar sunuyor. Örneğin Anadolu Grubu, Executive MBA programına katılması uygun görülen çalışanların tüm eğitim masraflarını karşılıyor. Her yıl Mayıs ayında grup şirketleri tarafından aday gösterilen çalışanlar mastır
programlarına katılmaya hak kazanabiliyor. Otomotiv sektöründen VDF Group da çalışanlarına yüksek lisans için şans tanıyan şirketler arasında. İnsan kaynakları yönetmeliğinde belirtilen kriterler çerçevesinde, her yıl iki kişi yüksek lisans yapabiliyor. Microsoft ise çalışanlarına dünya çapında yüksek lisans destekleme programları sunuyor. Türkiye Microsoft ve HP ise mastır yapmak isteyen personele izin politikalarındaki düzenlemelerle destek veriyor.
En çok MBA tercih ediliyor
Şirketlerin ve yöneticilerin en çok tercih ettiği yüksek lisans programlarının başında MBA geliyor. Ancak MBA tercihinin yanı sıra Yönetimde Bilişim Teknolojileri, Sanayi Liderleri Programları, Sigortacılık ve Sermaye Piyasası ve Borsa yüksek lisans programları da son yıllarda öne çıkan mastır bölümleri arasında. Sektörlere göre yapılan araştırmalarda MBA en çok danışmanlık ve finans ağırlıklı mesleklerde tercih edilirken, MBA programlarının kabul gördüğü diğer sektörler arasında yüzde 13 ile bilişim ve perakende geliyor. İlaç ve sağlık sektöründe ise MBA yüksek lisansı yapanların oranı yüzde 5'e kadar düşüyor. Pek çok sektörün ortak ihtiyacı MBA'e yönelik olsa da şirketler, eleman seçerken farklı alanlarda mastır yapan kişilere de öncelik tanımaya özen gösteriyor.
Mastırlı yöneticiler
Yüksek lisans programlarının en çok tercih edildiği sektörlerin başında finans bulunuyor. Finans alanında yapılan yüksek lisans oranı yüzde 19'luk payla birinci sırada geliyor. Finans sektöründe MBA'in yanı sıra sanayi liderleri programı, sigortacılık, sermaye piyasası ve borsa, küresel siyaset ve uluslararası ilişkiler, uluslararası ekonomi ve kalkınma ve genel işletmecilik programları öne çıkıyor. Yüzde 13'lük oranla ikinci sırayı alan bilişim sektöründe ise BT tabanlı teknolojinin kullanım süreçlerini iyileştirilip daha karlı iş modellerinin yaratılmasını amaçlayan programlar cazip seçenekler arasında. Yönetimde bilişim teknolojileri (YBT), MBA, mühendislik, matematik ve teknoloji yönetimi parlayan diğer master konuları. Yaklaşık 25 bin kişilik istihdam yaratmaya hazırlanan perakende sektöründe ise iletişim ağırlıklı programlar katılımcılara kariyerlerinde yükselmeye zemin hazırlıyor. Yaklaşık yüzde 13'ü yüksek lisansını tamamlamış çalışanlardan oluşan sektör; pazarlama iletişimi ve halkla ilişkiler, MBA, küresel işletmecilik ve pazarlama bölümlerini tercih ediyor. Otomotiv sektöründe ise çalışanların kariyerine ise en çok mühendislik alanlarındaki yüksek lisansları konuları katkı sağlıyor.
Akademik içerik önemli
Akademisyenler yüksek lisans yapmadan önce mesleki ihtiyaçlar kadar akademik konulara olan ilgiye de dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve MBA Programları Direktörü Can Akkan'a göre iş yaşamının içinde yer alındığı sürede şirkete katma değer yaratacak bir olguyu projelendirip çözüme ulaştırmak, mastır programlarının çalışanlara sağladığı avantajların başında geliyor. Akkan, "Çalışanlar başarı için iyi bir eğitim alarak rakiplerine karşı fark yaratmalı" diyor.
İpek ALPKÖKİN
Akademisyenler ne tavsiye ediyor?
Can Akkan / Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve
MBA Programları Direktörü
"Gerçek projelere dayanmalı"
Sabancı MBA programına katılan öğrencilerin profili; ODTÜ yüzde 23, Sabancı yüzde 19, Koç ve Bilkent yüzde 9, Boğaziçi yüzde 7 şeklinde. Aralarında İTÜ ve Marmara'nın da olduğu Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun mühendislik, işletme - ekonomi, fen ve sosyal bilimler okumuş öğrenciler geliyor. Programımızdan mezun olan öğrenciler, CAP ve misafir konuşmacılar sayesinde hangi sektörde, nasıl bir işin kendisi için en iyisi olacağını anlamış olmanın bilinciyle iş arıyor ve bu özellikleriyle şirketlerin daha çok ilgisini çekiyor.
Yrd. Doç. Dr. İpek Altınbaşak / Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
"Marka yönetimi büyük ilgi görüyor"
Bireylerin sadece genel konularda veya belli alanlarda bilgi sahibi olması değil, bunları disiplinlerarası eğitimlerle geliştirerek farklı konularda karmaşık sorunları çözebilme yeteneği kazanması da önemli. Dünyadaki eğilimleri ve uluslararası alandaki iş uygulamalarını izleyerek oluşturulan bu programlar, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlara ve ihtiyaçlara en iyi şekilde cevap vermek üzere tasarlandı. Bahçeşehir Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde en çok talep gören yüksek lisans programları arasında "Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi", "Sermaye Piyasaları ve Finans", "Genel İşletmecilik", ve "Pazarlama İletişimi ve Halkla İlişkiler" programları sayılabilir.
Prof. Dr. Beyza Oba / Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
"Uzmanlaşmaya olanak sağlamalı"
Enstitüde dersler, alanlarında uzman bir akademik kadro ve deneyimli eğitimciler tarafından yürütülüyor. Öğrencilere, alanlarında proje hazırlama ya da tez yazma seçeneğinin verildiği programlarda, ufuklarını genişletmelerine ve uzmanlaşmalarına olanak sağlamak amacıyla seçmeli derslerin sayıca fazla olmasına özen gösteriyoruz.
Prof. Dr. Mesut Razbonyalı / Maltepe Üniversitesi Rektörü Sosyal Bilimler Enstitüsü
"Küreselleşme konusu kritik"
Yüksek lisans programlarıyla küreselleşme, yoğun rekabet koşulları, çeşitli müşteri talepleri ve teknolojik yenilikler gibi etkiler altında olan sektörlere uzmanlaşmış insan gücü yetiştiriliyor, konularında uzmanlaşmak isteyen profesyoneller geleceğe hazırlanıp yönlendiriliyor. Yüksek lisans programlarından mezun olanların, uzman ve yönetici olarak çok önemli görevler almaları enstitünün başarı göstergelerinden biri.
Doç. Dr. İrini Dimitriyadis / Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
"Mühendislik yönetimi ilk sırada"
Mühendislik yönetimi programımız, endüstri mühendisliği dışındaki tüm mühendislik alanlarından mezun olanlara açık ve büyük ilgi görüyor. Bilgi teknolojileri programımız da değişim yaratabilmek için gerekli temel yaklaşımı sağlaması ve çok farklı altyapıya sahip öğrenci gruplarını kabul etmesi nedeniyle talebi yüksek programlarımızdan biri. Tedarik zinciri ve lojistik yönetimi programımız, ilgili sektörlerde çalışmakta olanlar
tarafından tercih ediliyor.
Yrd. Doç. Dr. Metehan Sekban / Bilgi MBA Direktörü
"Kavramlarla düşünen bireyler" Öğrenmenin kolaylaştığı iş ortamında 'bilmek' yeterli değil. Farklılık yaratmak; bilgiye erişebilmenin yanı sıra bilgiyi anlamak, içselleştirmek, dönüştürmek ve uygulayabilmekle mümkün. Kurumların bir bölümü, günümüzde yaşanan bu hızlı değişime ve küresel rekabete ayak uyduramadıkları için kısa ömürlü oluyor. Diğerleri ise karar mekanizmalarını hızlandırarak bireysel sorumluluk ve yükümlülüğü artıran yalın organizasyonlara geçiyor. Dolayısıyla, sorumluluk alan, hızlı ve doğru karar veren, becerilerden çok yetkinliklere yatırım yapanlar rekabet avantajı yakalayabiliyor.
