Ailenin stresi, sınav başarısını etkiliyor
Ebeveynlerin, kaygısını kontrol edebilmesinin çocuğun başarısında önemli bir faktör olduğu, destekleyici ve hoşgörülü ebeveyn tutumunun, sınav sürecinin kolay atlatılmasını sağladığı bildirildi.
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nurper Erberk Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlerin meslek seçimlerinin belirlendiği üniversite sınavı öncesinde, başarının artması için hem aile bireylerinin hem de öğrencilerin stresten uzaklaşması gerektiğini söyledi.
Sınavın yaklaşmasıyla kaygı düzeyinin arttığına işaret eden Özen, çocukların sınav günü hastalanarak yeterli performansı gösterememe, aile bireylerinin beklentilerini karşılayamama gibi endişeler taşıdığını dile getirdi.
Kişilerin gelecek fırsatlarını ve kariyer seçimlerini etkileyen sınavların strese yol açtığını belirten Özen, ''Ülkemizde de üniversite giriş sınavının, algılanan önemi ve yüksek performans baskısı nedeniyle tüm ailenin ruhsal durum ve duygusal dengesine zarar verme riski yüksektir'' dedi.
-''Ebeveyn, kendi kaygısını kontrol etmeli''-
Özen, ebeveynin çocuğun yetiştirilmesi döneminde gösterdiği tutumun da sınav kaygısı üzerinde etkili olabildiğine dikkati çekti. Aşırı kontrolcü, çocuklarının koydukları kurallara koşulsuz uyması talebinde bulunan anne baba tutumunun, yanlış olduğunu ifade eden Özen, şöyle devam etti:
''Bu ailelerde çocuğun kendine güveni azalmıştır, çekingendir, bağımsız karar verme gücü ve ilişkileri sınırlıdır. Bu tutuma sahip ebeveynin kendisinde de kaygı düzeyi yüksektir ve bu kaygıyı çocuğa yansıtmaktadır. Ebeveynin bu dönemde kendi kaygısını kontrol edebilmesi, çocuğun başarısında önemli bir faktör. Çocuğun ders düzenini sıkı takip edip, testlerde yaptıkları doğru yanlış sayısını bile ezbere bilmelerine karşın sınavı kazanamasa da 'sağlık olsun' söylemiyle çocuklarını rahatlattıklarını düşünürler.''
Hem çocuğunu hem de kendisini yüksek hedeflere yönelten ebeveynlerin, karşılıklı gerginlik ve stresin artmasına neden olacağına dikkati çeken Özen, ''Bu tür ebeveynlerde sınava hazırlanan genç kadar strese özgü uyku düzensizliği, kas gerginliği, sinirlilik, öfke atakları, tahammülsüzlük, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık gibi belirtiler görülür. Baş ve sırt ağrıları, mide barsak problemleri, çarpıntı, nefes darlığı hissi olabilir'' diye konuştu.
-Güven verici, destekleyici tutum sınav sürecinde etkili-
Özen, güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutuma sahip ebeveynlerin, hem kendileri hem de çocukları açısından sınav sürecini daha kolay atlatabildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Demokratik anne ve babalar, çocuklarından olgun davranış beklerler ve aynı zamanda gerekli olduğunda, kurallara uymalarını isterler. Bu tip ailelerde bazı temel kurallar dışında çocuklar istediklerini yapabilme iznine sahiptirler.
Anne babanın normal düzeyde hoşgörüye sahip olmasıyla çocuğun kendine güven duyan, yaratıcı, toplumsal bir birey olması sağlanır. Günümüzde başarılı olmanın, çok çalışmakla değil 'etkili çalışma' ile mümkün olduğu kabul edilmektedir. Ailelerin bu gerçek ışığında kendi streslerini kontrol ederek, çocuklarına destek olabileceklerini, onların sınav kaygısını azaltabileceklerini hatırlarından çıkarmamaları gerekir.''
Ebeveynlerin, kaygısını kontrol edebilmesinin çocuğun başarısında önemli bir faktör olduğu, destekleyici ve hoşgörülü ebeveyn tutumunun, sınav sürecinin kolay atlatılmasını sağladığı bildirildi.
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nurper Erberk Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlerin meslek seçimlerinin belirlendiği üniversite sınavı öncesinde, başarının artması için hem aile bireylerinin hem de öğrencilerin stresten uzaklaşması gerektiğini söyledi.
Sınavın yaklaşmasıyla kaygı düzeyinin arttığına işaret eden Özen, çocukların sınav günü hastalanarak yeterli performansı gösterememe, aile bireylerinin beklentilerini karşılayamama gibi endişeler taşıdığını dile getirdi.
Kişilerin gelecek fırsatlarını ve kariyer seçimlerini etkileyen sınavların strese yol açtığını belirten Özen, ''Ülkemizde de üniversite giriş sınavının, algılanan önemi ve yüksek performans baskısı nedeniyle tüm ailenin ruhsal durum ve duygusal dengesine zarar verme riski yüksektir'' dedi.
-''Ebeveyn, kendi kaygısını kontrol etmeli''-
Özen, ebeveynin çocuğun yetiştirilmesi döneminde gösterdiği tutumun da sınav kaygısı üzerinde etkili olabildiğine dikkati çekti. Aşırı kontrolcü, çocuklarının koydukları kurallara koşulsuz uyması talebinde bulunan anne baba tutumunun, yanlış olduğunu ifade eden Özen, şöyle devam etti:
''Bu ailelerde çocuğun kendine güveni azalmıştır, çekingendir, bağımsız karar verme gücü ve ilişkileri sınırlıdır. Bu tutuma sahip ebeveynin kendisinde de kaygı düzeyi yüksektir ve bu kaygıyı çocuğa yansıtmaktadır. Ebeveynin bu dönemde kendi kaygısını kontrol edebilmesi, çocuğun başarısında önemli bir faktör. Çocuğun ders düzenini sıkı takip edip, testlerde yaptıkları doğru yanlış sayısını bile ezbere bilmelerine karşın sınavı kazanamasa da 'sağlık olsun' söylemiyle çocuklarını rahatlattıklarını düşünürler.''
Hem çocuğunu hem de kendisini yüksek hedeflere yönelten ebeveynlerin, karşılıklı gerginlik ve stresin artmasına neden olacağına dikkati çeken Özen, ''Bu tür ebeveynlerde sınava hazırlanan genç kadar strese özgü uyku düzensizliği, kas gerginliği, sinirlilik, öfke atakları, tahammülsüzlük, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık gibi belirtiler görülür. Baş ve sırt ağrıları, mide barsak problemleri, çarpıntı, nefes darlığı hissi olabilir'' diye konuştu.
-Güven verici, destekleyici tutum sınav sürecinde etkili-
Özen, güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutuma sahip ebeveynlerin, hem kendileri hem de çocukları açısından sınav sürecini daha kolay atlatabildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Demokratik anne ve babalar, çocuklarından olgun davranış beklerler ve aynı zamanda gerekli olduğunda, kurallara uymalarını isterler. Bu tip ailelerde bazı temel kurallar dışında çocuklar istediklerini yapabilme iznine sahiptirler.
Anne babanın normal düzeyde hoşgörüye sahip olmasıyla çocuğun kendine güven duyan, yaratıcı, toplumsal bir birey olması sağlanır. Günümüzde başarılı olmanın, çok çalışmakla değil 'etkili çalışma' ile mümkün olduğu kabul edilmektedir. Ailelerin bu gerçek ışığında kendi streslerini kontrol ederek, çocuklarına destek olabileceklerini, onların sınav kaygısını azaltabileceklerini hatırlarından çıkarmamaları gerekir.''