Bu seferki yazımda sizlere ekim ayında mecliste karara bağlanmış ve 1 ocak 2010’da yürürlüğe girecek olan’Fremdenrechtsänderungsgesetz 2009’ (yabancılar yasasını en son değiştiren kanun) ile ilgili yazmak istiyorum. Maalesef yabancılar yasası ve bilhassa ilticacılar konusu bu kararla daha da katılaştı. Ben bu yazımda önmeli olan birkaç yeniliklere değinmek istiyorum.
Fremdenrechtsänderungsgesetz 2009
Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle artık medyada olan duyumlara göre daha çok ‘Schubhaft’ (yani bir kişinin suç işlemeden hapis yolu ile sınır dışı edinilmesidir, sebep; vizesinin olmaması ve kendi rızasıyla ülkeyi terk etmek istememesi sonucunda polis bu kişiyi tutuklar ve sınır dışı edilene kadar tutuklu kalır) vakaları yaşanacaktır. Çünkü bundan böyle iltica davaları olumsuz sonuçlandığında, hemen bu davanın ardından haksız olduğunu bile bile dilekçe (‘Folgeanträge’) vererek sınır dışı edilmekten kurtulmayı planlamak kaldırılacaktır. Tabiki bu dilekçeler kurumlar tarafından devam işlenilecek fakat sınır dışı edilmek istenen kişi bu esnada ülkesine sınır dışı edebilinecek. Bu kanun değişikliğiyle kanun koyucu aslında kısa zaman önce Yüksek İdare Mahkemsesinden çıkan bir kararından sıyrılmak istemiştir, çünkü Yüksek İdare Mahkemesi bu vermiş olduğu kararında itiraz eden kişinin davasının sonuçlanana kadar bu kişinin ülkede kalmasını ön görüyordu. Kısacası bu kanun değişikliğiyle artık dilekçe veren kişinin kalma garantisinin usulü elinden alınılacaktır.
Bundan böyle sınır dışı edilmeden 18 gün içinde verilen dilekçeler artık kişinin sınır dışı edinilmesinden koruyamıyacak, subjektif nedenler hariç. Yurt dışı edinilmeden iki gün önce verilen bir dilekçe sadece dilekçe veren kişinin ülkesinde çok özel durumlar (örneğin deprem gibi) nedeni olmasında dava sonuçlana kadar Avusturya’da kalabilecek.
1.1.2010’dan itibaren ilticası kabul olan bir kişi Avusturya’da ikametini almış olsa bile bu tarihten sonra kasıtlı yapmış olduğu suçlardan dolayı bu kişinin iltica statüsü düşebilecek. Suç işlemiş kişinin sınır dışı edinebilmesi için tabi iltica nedenleri kalmamış olacak.
Bu yasayla birlikte artık ilticacılar ilk mercide bulunan davalarının (‘Zulassungsverfahren’) sonuçlanana kadar belli bölgelerde kalmaları gerekmektedir. Böylelikle ilticacılara haber verme zorunluluğuda getirilmiştir. Bakım kurumlarında (‘Betreuungsstätte’) yaşayanlar sadece iki gün bu kurumlardan uzak kalabilecek, kurumlarda yaşamayanlar ise 48 saat ara ile polis karakollarınada haber vermek zorunda kalacaklar. Yukarıda belirttiğim bu dava, sonuçlanana kadar haber verme durumu sürdürülecek.
Bu yasada en çok tartışılan konulardan biride röntgen usulü ile bir kişinin yaşının belirlenmesiydi ve maalesef bu konuda kabul gördü. Şunuda belirtelimki iltica dilekçesi veren kişi, yaşıyla ilgili olan bu muayeneye mecbur değil. Kanun koyan bu yol ile şüpheli durumlarda iltica dilekçesi veren kişinin gerçekten genç olup olmadığını öğrenmek istiyor ve böylelikle bu kişinin davası için uygun olan, gençlere özel kanunlar uygular. Şayet bu röntgen kesin bir sonuca varmıyorsa bu durumda kişi genç olarak sayılacak. Röntgenden hariç kişinin bedenine ve dişlerine bakılacak.
İltica davalarında akrabağlık davalarında artık bundan sonra DNA-testleri ile tespit edilmeye çalışılacak. Gerçekten akrabağlık olan durumlarda devlet bu testin masraflarını karşılayacak.
Anlaşmalı evliliklerde ise bundan sonra sadece Avusturya vatandaşı olan kişi değil, yabancıda artık suç işlemiş görünecek. Aynı durum sahte evlatlık edinilmelerdede görünülecek.
alinti