İnternete Bağımlı Olmak
Dr. Hasan AYDINLI

İnternet, günümüz insanına büyük imkânlar sunan önemli bir teknolojidir. Bu teknolojideki gelişmelere paralel olarak internetteki web sayfalarından (www; world wide web, dünya çapında ağ) gerekli gereksiz ciddi bir bilgi bombardımanına mârûz kalmaktayız. İş yerlerinden evlere kadar, internet hemen her yerde, günlük hayatımızın bir parçası hâline gelmiş durumda. Aslında teknolojik bir nimet olan internet, insanlar için büyük imkânlar sunmasına, birçok güzelliğe vesile olmasına rağmen, bazı kötü neticelere de yol açabilmektedir. Bugün hemen her yaştan birçok insan, internet bağımlısı olmuş durumda. İnsanların internetle münasebetleri sorgulandığında, bugün bu teknolojinin dünya genelinde faydadan ziyade zarar vermeye başladığı söylenebilir. Uzmanlar, interneti şuursuzca kullanan veya kötü niyet ve maksatlarına âlet eden kişilerin durumunu patolojik bir problem olarak değerlendirmiş ve bu durumu ‘internet bağımlılığı bozukluğu’ (internet addiction disorder) şeklinde isimlendirmişlerdir.
İnternet bağımlılığı nedir? Gerçekten böyle bir bağımlılık olabilir mi? Çevremizi bu sorular ışığında biraz incelediğimizde, kendimizin veya yanı başımızdaki bir dostumuzun bağımlılık sınırında olduğunu fark edeceğiz. 1997’de Ivan Goldberg, bu bozukluğu dile getirdiğinde, rahatsızlığın bu derece ilerleyeceği tahmin edilememişti.1
‘İnternet bağımlılığı bozukluğu’nun her hastalık gibi bazı belirtileri vardır:
a) Tolerans gelişmesi, alkol bağımlılığındakine benzer bir seyir izler. Yani internette geçirilen zamanla ters orantılı olarak mutluluk azalır.
b) Kişi içine kapanır. Bu, bağımlı kişinin; internette giderek daha fazla zaman harcamasına yol açar. Neticede psikomotor huzursuzluk, kaygı, internetle ilgili hayaller, parmaklarda iradî veya gayr-i iradî yazma gibi hâl ve durumlar ortaya çıkar. Bu durum, kişinin; sosyal, akademik ve iş hayatında menfî tesirler yapmaya başlar. İnternete bağlanıldığında kaygı ve huzursuzluk gibi belirtiler kaybolur.
c) Kişi her seferinde internette daha fazla zaman harcar.
d) İnternetten uzak kalmak için çaba harcansa bile bu başarılamaz.
e) Yeni web siteleri keşfetmek, oyun oynamak, ‘chat’ gibi aktiviteler giderek esas faaliyetlerin yerini alır.
f) Aile üyeleriyle olan diyalog ve aktivitelerin yerini internet işgal eder. Sosyal aktivitelerin sıklığı internet bağımlılığı sebebiyle azalır.
g) İnternet bağımlılığının kötü neticeleri (sabah geç kalkma, evlilikle ilgili problemler, önemli işleri terk etme vb) görülmeye başlar, buna rağmen internet kullanımı devam eder.
Yukarıdaki belirtilerden üç veya daha fazlası varsa, kişi bağımlılık kriterlerini taşıyor demektir.
Yapılan araştırmalarda, internet kullanıcılarının yaşı küçüldükçe, eğlence ve oyunun ön plâna çıktığı görülmektedir. Çocuklar genelde oyun; gençler ise, oyunun yanı sıra ‘chat’ ve eğlence maksatlı internet kullanımı yapmaktadır. Bu imkânı sağlıklı mânâda kullananların sayısı nispeten daha azdır. Birçok anne-baba, çocuklarının internet kafelerde oyun oynamasını engelleyememektedir. Çocuğun internet kafelere gitmesini engellemek için eve internet kurulduğunda ise, çocukların internette daha fazla kaldığı, bunun da aile arasında sürekli bir çatışma sebebi olduğu görülmektedir. Bütün bunların yanı sıra, çocuk ve gençlerin zararlı sitelere ulaşması engellenememektedir. Bu tür menfî sitelerin tesirinde kalan çocuk ve gençlerde zamanla davranış bozuklukları görülmeye başlamaktadır.
İnterneti aşırı ve gereksiz kullananlarda fizikî ve ruhî problemler baş göstermektedir. Kişinin çevresiyle iletişimi zayıfladığında, kendini ifade kabiliyeti de körelmekte, sosyal münasebetleri bozulmakta, iş verimi düşmekte, aile içi diyaloglarında aksaklıklar olabilmekte, artan ferdiyetçi davranışlarına paralel, kişide yalnızlık ve dolayısıyla yabancılaşma görülmektedir. Kişide, bunların yanı sıra baş, bel ve kas ağrıları, görme bozukluğu, yorgunluk hattâ epilepsi (sara) tetiklenmesi görülebilmektedir.

Ne yapılabilir?
Günümüzdeki ilmî gelişmelerin bir semeresi olarak karşımıza çıkan bu teknolojiyi reddetmek imkânsızdır. İnternet vesilesiyle ilmî gelişmeler çok yakından takip edilmekte, önemli bilgilere hemen ulaşılabilmekte, insanlar istedikleri (hattâ istemedikleri) hemen herkesle çok rahat haberleşebilmekte, alışveriş yapabilmekte ve günlük birçok işi rahatlıkla yerine getirebilmektedir. Bu teknolojinin önemi tartışılmamakla birlikte, uzmanların internetin istismarı konusunda kafa yormaları gerekmektedir. Bilhassa internet sebebiyle derslerden uzaklaşan, hattâ sınıfta kalan öğrencilerin; en önemli eğitim yıllarında ‘oyun’la kaybedilen zamanın; edinilen kötü alışkanlıkların; uygun olmayan bilgi ve görüntülerin; aile fertlerinin ekran karşısına geçerek birbirlerinden kopmalarının; internet üzerinden geliştirilen, fakat hemen hepsi hüsranla biten sahte arkadaşlıkların; yaygınlaşan kumar alışkanlığının; okulda veya mesaide geçirilmesi gereken zamanın internette gereksiz konuşma ve yazışmalarla boşa harcanmasının; güzel ve hayırlı işler yapılabilecekken mâlâyanî işlerle uğraşmanın; ‘chat’ le geçirilen boş zamanların uzmanlarca dikkatle ele alınması gerekir.
İnternetteki bazı oyunların gençleri saldırganlaştırdığı, hayattan kopardığı, onlarda karamsarlığa yol açtığı bilinmektedir. İnternette FRP (hayalî rol oyunu) oynayan bazı gençlerde, gerçeklerden uzaklaşma, depresyon ve intihar girişimleri görülmüştür. Okul ve okul dışı bilgisayar kullanımı toplumun örf ve âdetlerine uygun düzenlenmezse, gençlerde ciddî uyum bozuklukları ve kötü alışkanlıklar baş gösterecektir. Bugünün dünyasında zor olmakla birlikte, anne-babaların mâsûm görünen bazı faaliyetlerin geri plânından da haberdâr olmaları gerekir. Bu konuda onların içinin rahat olması, çocuklarının güzel bir arkadaş çevresi içinde kalmalarıyla mümkün olabilecek gibi gözükmektedir.
İnternete bağlanan kişinin hiçbir gizliliğinin kalmadığını burada vurgulamak yerinde olur. Bir firmanın, internet kullanıma açıldığından beri, milyarlarca web sitesinin her aşamasındaki hâlini kopya ettiği ve istediği zaman bir sitenin 10 yıl önceki hâline bile ulaşabildiği bilinmektedir. Yani web sitesi sahiplerinin internete gönderdiği her bilgi, internet ağının değişik yerlerinde tutularak kayıt altına alınmaktadır. Bundan şu netice çıkabilir; bizim internet üzerinden yaptığımız her türlü bilgiye ulaşma ve haberleşme faaliyetimiz çok rahat bir şekilde takip edilebilmekte ve bir yerlerde depolanmaktadır. Belki birkaç yıl sonra bir firma size ‘Sizin şu ana kadar gönderdiğiniz bütün e-postalar bende mevcut.’ diyebilecektir. Bu durumda, kişilerin mâsumâne kullandığı bu teknoloji, birilerinin bilgi toplamasına ve bunları kötü maksatlı olarak kullanmasına da fırsat verebilir. Birçok ‘chat’ programının bilgisayarın içini boşaltan programlar olduğu ve buna bağlanıldığı anda bilgisayardaki bilgilerin bir yerlere ulaştığı bilinmektedir.

İnternet bağımlılığı nasıl engellenebilir?
2005 Mart’ında Çin’de internet ve video oyunlarının bağımlılığını tedavi etmeye yönelik bir merkezin açıldığı bilinmektedir.2 Bu merkezin hastalarını daha çok 14-24 yaşındaki gençler teşkil etmektedir. Burada danışmanlık, uyku düzeninin sağlanması, antidepresan ilâçlar, sosyal bağlantıların yeniden kurulması, fizikî faaliyetlerin artırılması gibi hizmetler verilmektedir.
Kliniğe başvurmadan önce kişi veya yakınları tarafından alınacak bazı tedbirler vardır. Kişinin kendi durumunun farkına varması bu problemin giderilmesinde en önemli adımdır. Eğer kişi farkına varmadan böyle bir duruma düşmüş ve bunu fark etmiyorsa, düzelmesi daha uzun süre alacaktır. İnternette geçirilen zamanın artışı en önemli bağımlılık sinyalidir. Tedavide dereceli olarak internet kullanımının azaltılması hedeflenmelidir.
İkinci olarak, kişinin hayatında bir psikolojik problemin veya herhangi bir stres faktörünün olup olmadığı araştırılmalıdır. Kişi bazı gerçeklerden kaçıyorsa, internette daha fazla zaman harcar. Onu günlük hayattan koparıp bilgisayar önüne iten sebepleri araştırmak da önemlidir. Kişinin mânevî dünyasını, iş verimini, akademik gidişatını, ailesiyle olan münasebetini tekrar gözden geçirmesinde fayda vardır. Önemli meşguliyet ve hedefleri olan kişilerin mâlâyanî konulara zaman ayırması tabii ki mümkün olmaz. Zîrâ Yüce Nebi’nin (sas) buyurduğu, “Kişinin mâlâyanî şeyleri terk etmesi İslâm’ın güzelliğindendir.”3 hadîsini kendimize rehber etmeli ve bu teknolojik aracı hayır yolunda kullanmalıyız. Dolayısıyla, kişinin kendi dünyasındaki boşlukların farkına varmak için iradî bir cehd ortaya koyması da insanlığının gereğidir.
Netice itibariyle, Allah’a (cc) götüren her şeyin güzel; ondan uzaklaştıran her şeyin de kötü olduğunu bilerek, bu teknolojiyi kullanmalı; nefislerimizi ve nesillerimizi bu şekilde de Allah’a (cc) yaklaştırmanın yollarını aramalıyız.

Dipnotlar
1. Egger, O., Rauterberg, M., (1996) “Internet Behavior and Addiction.” Swiss Federal Institute of Technology, Zurich
2. Bishop, J. (2005). “Does Internet Addiction Exist?”
3. Tirmizi, Zühd 11, (2318, 2319); Muvatta, Husnu’l-Hulk 3, (2, 903)

[SES]http://www.sizinti.com.tr/dosyalar/sesler/64kbps/335/2853.mp3[/SES]