Yılan, insanı candan eder, kötü arkadaş ise, insanı hem candan hem de imandan eder. Zira; “Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir” buyurulmuştur.
İnsan, kendisinin ve her şeyin yaratıcısını tanımaya elverişli olarak, yaratılmıştır. Yaratıcısına ibadet etmek ve Ona yaklaşmak arzusu, her insanda vardır. Fakat böyle elverişli olmanın ve bu isteğin kıymeti yoktur. Çünkü, nefs, şeytan ve kötü arkadaş, insanı aldatarak yaratılışındaki bu arzuyu yok eder.
Din büyükleri; “İmanın düşmanı dörttür: Sağda kötü arkadaş, solda nefsin hevâsı, istekleri, önde dünyaya düşkün olmak ve arkada şeytân, imanı almak dilerler. Kötü arkadaş, yalnız insanın malını, parasını çalmak, dünyasını almak için aldatanlar değildir. Arkadaşların en kötüsü, en zararlısı insanın dinini, imanını, edebini, hayâsını, ahlakını bozmaya uğraşanlar, böylece dünyasına ve ahiretine, ebedi saadetine saldıranlardır” buyurmuşlardır.
Ahmed Nâmıki Câmi hazretleri, iyi bir arkadaşın nasıl olacağını anlatırken buyuruyor ki:
“Görüşülen, beraber olunan kimsenin iyi arkadaş mı yoksa kötü arkadaş mı olduğunu anlamakta dikkat edilecek hususlar şöyledir: Gördüğünüz kimse, sizin ALLAHü teâlâyı hatırlamanızı ve unutmamanızı sağlıyor, bunu tazeliyor ve kalbinizi uyanık tutuyorsa, işte o iyi bir arkadaştır. Ama beraber olduğunuz kimse, cenâb-ı Hakkı ve Onun zikrini size unutturuyorsa, o kimse kötü bir arkadaştır. Ondan, yırtıcı aslandan kaçar gibi hatta daha çok kaçmalıdır. Çünkü aslan, insanın canını alabilir fakat imanına zarar veremez. Kötü arkadaş ise, insanın hem imanının ve hem de canının gitmesine, onun ebedi felaketine sebep olur.
İyi arkadaşa sahip olunca, çok hamd etmeli ve hep iyi kimselerle beraber bulunmalıdır ki, kıyâmette pişmanlık çekilmesin. İnsana ulaşan her felaket, kötü arkadaş sebebiyle gelir. Ondan çok uzak durmalıdır.
İyi arkadaş, insanı, aşağılıklardan yüksekliklere ulaştırır. Kötü arkadaş ise, bunun tersini yapar.
Herkesle arkadaş olmamalı. Konuşulan kimselerin akıl ve anlayışlarına uygun konuşmalı.
Kibirlenmemeli ve sırrını da herkese söylememelidir. Herkesin sözüne aldanmamalı. İnsanların sözlerine değil, işlerine bakmalı. Kendi kendisine faydası olmayan kimseden çok sakınmalıdır. Nerede kaldı ki, onun başkasına faydası olsun. Kötü bir kimse ile arkadaş olan iyi bir kimse, eğer onu kendisine çevirip iyi yapabilirse ne âlâ, eğer bunu yapamaz, kendisi de ona benzer ve onun gibi olursa, o zaman çok fenadır.”
İbrâhim bin Ebu Tâlib Betâihi anlatır:
“Ebu Bekr bin Kavvâm hazretlerini ziyaret etmek için yola çıktım. Yolda bir kervana rastladım ve onlarla arkadaş oldum. Yol boyunca, içkiden ve içki meclislerinden bahsettiler. Ebu Bekr bin Kavvâm hazretlerinin huzuruna vardığımda bana;
-Hayırdır yâ İbrâhim bu hâlin nedir? dedi. Ben de;
-Benim hâlim nasıldır efendim? dedim. O zaman;
-Elinde içki ve âletleri var deyince, ben de;
-Yolda gelirken bir kervandakilerle yol arkadaşlığı yaptım. Onlar devamlı içkiden bahsetmişlerdi. Demek ki konuşmaları bana da tesir etmiş dedim. Bunun üzerine Ebu Bekr bin Kavvâm hazretleri;
-Evladım, iyi kimselerle bulun. Kötü kimselerden elinden geldiği kadar uzak dur. Çünkü onlarla sohbet, dünya ve ahirette yüz karasıdır buyurdu.”
İstanbul'da yetişen âlim ve velilerden Muhammed Murâd efendi, kendisini sevenlere sık sık şu nasihati yapardı:
"İlim ve mârifet ehli şöyle tenbih etmişlerdir: Üç kimse ile arkadaş olup sohbet et. Birincisi, ilim ehli ve hüner, sanat sahibi olan kimselerle arkadaş ol. Dünya ve ahiret saadetine kavuşman kolay olur.
İkincisi, güzel ahlak sahibi kimselerle arkadaş ol. Çünkü böyle kimseler dostun ayıbını görmemezlikten gelerek örterler ve bu ayıbını nasihatle, düzeltirler. Bu hususta çok gayret gösterirler. Üçüncüsü; kötü niyetli olmayan, dünyaya düşkünlük göstermeyen, sadık ve ihlâslı olan kimselerdir.
Şu üç sınıf kimseden de sakınmak ımdır: Birincisi, fısk ve fücur ehli olup, günah işleyen, nefslerine uyup ALLAHü teâlânın emrinden çıkan kimselerdir. Bunlarla arkadaşlık ne dünya rahatı kazandırır ne de ahirette rahmete kavuşturur! İkinci grup, yalancı ve hain olanlardır. Bunlarla dostluk acı azaba ve felakete sebep olur. Senden başkasına, başkasından sana söz taşır... Üçüncü sınıf, ahmak olanlardır. Bunların sözlerine itimat edilmez. Ne fayda sağlayabilirler ne de bir zarara mani olabilirler. Hayırlı gördükleri şer, faydalı gördükleri zararlıdır. Zararlı gördükleri faydalıdır."
Fudayl bin İyâd hazretleri; "Kötü huylu birinin bana arkadaş olmasından ziyâde, güzel huylu günahkâr birisinin arkadaş olmasını arzu ederim" buyurmuştur.
Dâvud-i Tâi hazretleri; "Senin ayıplarını araştıran, kötü insanlarla arkadaş olma" buyurarak, insanları uyarmıştır.
Netice olarak, kötü arkadaşın her türlüsünden sakınmalıdır. Muhammed bin Fadl hazretlerinin buyurduğu gibi: "Kötü arkadaş, keder ve üzüntüdür.”
Kötü arkadaşla hiç görüşme,
O, zehirli yılandan da fenâdır!
Yılan alır insanın cânını,
O alır cânını, imanını!