Diyaloğu emreden Ayetler (3): Mümtehine,8“Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz.” (Mümtehine, 8)
Bu Ayetin nazil olduğu dönem, Müslümanlarla Mekke müşriklerinin ilişkilerinin son derece gergin olduğu bir dönemdir. Buna rağmen Ayetin, inanmayanlara iyiliği, insaf ve adaleti emretmesi dikkate değerdir. Bu Ayetin inmesi ile alakalı olarak, Hz.Ebubekir (R.A.) kızı, Hz.Esma’nın müşrike (Allah’a şirk koşan) olan analığı, Mekke’den Medine’ye gelip kendisiyle görüşmek istemesi sonucu, Efendimiz (SAV) ’ den bu konuda görüş isteyince , bahse konu Ayet-i Kerime nazil olur ve görüşmenin ötesinde, ona iyilikte bile bulunmasının herhangi bir mahzurunun olmadığı ifade edilmiştir. (1)

Müslümanlara düşmanlık yapmayan, inançlarına saygılı olan gayrimüslimlerekarşı, onlara iyilik yapılmasa bile düşmanlık yapmamak ve adaletli davranmak , adaletin gereğidir. Fakat müslümanlara karşı düşmanlıklarını sürdürenler ile düşmanlık yapmayanları aynı kefeye koymak da adaletsizliktir. (2)
M. Hamdi Yazır'ın bildirdiğine göre, âlimlerin ekserisi Mümtahine 8 âyetindeki yasaklamanın, ellezine ism-i mevsulünün sılasının ardından zikr edilen iki sıfatı (yani dinden ötürü savaşmayan ve vatandan çıkarmayan) taşıyan kafirler hakkında olduğu görüşündedirler. Bu; zımmî, müste'men, münasebet kesilmeyen antlaşmalı ve barış yapanların hepsini kapsamına almaktadır. Mü'minler burada zikredilen gayr-i müslim gruplardan hiç birine iyi davranmaktan ve ihsanda bulunmaktan men edilmiş değildirler (3). Nitekim Taberi de böyle tefsir etmiştir. Fahrettin Razi de tefsirinde , “müminlerin müşriklere karşı savaş haricinde birbirlerine karşı iyi davranabileceklerine delâlet eder” görüşünün Müfessirlerce kabul gördüğünü belirtmektedir. (4)
Yani Allah Tealâ, sizinle sulh içinde geçinen, kadınlar ve zayıflar gibi sizinle din konusunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kâfirlere sıla-i rahim, komşuluk yapma, misafir etme gibi iyilik ve hayırları yapmaktan sizi men etmez. Ve yine si*zin, sözünde durma, emaneti yerine verme, satın aldığınız şeylerin parası*nı eksiksiz ödeme gibi onların hakkı olan şeyi vermenizi men etmez. Çün*kü Allah adil davrananları sever ve onlardan razı olur.(5) Müslümanlarla din veya dünya için savaşmamış, onları yurtların*dan çıkarmamış ve çıkarılmalarına yardım etmemiş olan kâfirlere iyilikte bulunmak caizdir. Müslümanlarla onlar arasındaki davalarda adaletli hükmetmek lâzımdır. Çünkü Allah adil davrananları sever ve bütün insan*lara karşı adaletli olmayı emreder. O halde savaşan ve savaşmayan hak*kında da adaletli olmak vacipdir. (6)
Görüleceği üzere , Kur’an bu Ayeti ilede , müminlerle savaşmayan müşrik ve kafirler ile , iyi geçinmeyi , güzel bir diyalog kurmayı teşvik etmekte , bu zaviyeden her kafiri eşit tutmamaktadır.
(1) İbn-i Kesir, Tefsir-ul Kuranil Azim, bahse konu Ayetin tefsiri.; Buhari,Hibe 29, Ebu Davut, Zekat 34. (2) Mevdudi, Tefhimul Kur’an, VI,221
(3) Hamdi Yazır, Mümtehıne 8'in Tefsirinde
(4) Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 21/441-442
(5) Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/401-402
(6) Kurtubî, XVIII/59.