ELCEVAB :
1-) Kur'anı Kerim, Hz.Musa (AS) 'ma, Firavuna karşı: 'Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar' (Taha:44) diyorsa, yani kendisini İlah addeden bir Müşrike karşı bile 'Yumuşak ol' diyorsa, o zaman bizim de Tebliğ ve İrşad vazifemizde bu yöntemiesas almamız esastır !
Allah (C.C), Firavunun iman etmiyeceğini bildiği halde , Hz.Musa (AS) 'ma yumuşak davranmasını emrediyor ! Çünkü bu Kur'anın bir tebliğ stratejisidir ! Firavun İman etmesede , bu yumuşak ve hoşgörülü yaklaşımlar ile , İslama dehalet edecek insanların bu yumuşaklığı görmesi adına bir zarurettir !
2-) Sorunuzda geçen, "Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.(Ali İmran, 159) '
Uhud savaşı münasebeti ile inen bu ayet-i kerime ile ilgili olarak, Efendimiz (SAV) 'in sadece Ashab-ı Kirama yumuşak davrandığına dair kesin bir delil yoktur! Başta iman edenlere yumuşak davrandığı kesindir, lakin yukarıda Hz.Musa (AS) 'mı Firavuna gönderirken Yumuşak olmasını isteyen Allah (C.C.) , Efendimiz (SAV) 'i henüz savaş başlamadan yarı yolda bırakanlara ( Abdullah İbn-i Übey İbni Selül ve arkadaşlarını) , Uhud dağındaki vazifesini zamansız terk ederek Savaşın kaybedilmesine vesile olanlara , istişare esnasında Efendimiz (SAV) Uhud içinde savaşmayı uygun görmesine rağmen Uhud dışında ısrar edenlere (Enes b. Nadr (RA) gibi), yumuşak davrandığını beyan eden Kur'anı Kerim , bu yaklaşımı övmektedir !
Bu hususu teyid eden şu Sahih Hadis-i Şerifte manidardır :
İbnu Ömer (R.A.) naklediyor: 'Abdullah İbnu Übey İbni Selül öldüğü zaman oğlu (ra) Resulullah (sav) 'ın huzur-i alilerine çıkıp, mübarek gömleklerini babasına kefen olarak vermesini taleb etti. Resulullah (sav) talebi kabul edip verdi. Bunun üzerine, babasının cenaze namazını kıldırıvermesini taleb etti. Resulullah (sav) bu talebi de kabul etti ve namaz kıldırmak üzere kalktı. Ancak, Hz. Ömer (ra) kalkarak Resulullah (sav) 'ı elbisesinden tuttu ve: 'Ey Allah'ın Resulü, Rabbin seni, ona namaz kılmaktan men etmişken, sen nasıl ona namaz kılarsın? ' diye müdahale etti. Resulullah (sav) : 'Allah beni muhayyer bırakmıştır, zira: 'Onların ister bağışlanmasını dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen de Allah onları bağışlamayacaktır' (Tevbe, 80) buyurmaktadır. Ben yetmişden de fazla bağışlama talebinde bulunacağım' dedi. Hz. Ömer (ra) : 'Ama, o münafıktır! ' dedi. Resulullah (sav) buna rağmen onun ardından namaz kıldı. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti inzal buyurdu: 'Onlardan ölen hiç kimse için ebediyyen namaz kılmayacaksın, mezarı başında da durmayacaksın. Çünkü onlar Allah ve Resulüne inanmadılar, fasık olarak öldüler' (Tevbe, 84) . Hz. Ömer (ra) der ki: 'Sonra o gün Resulullah (sav) 'a karşı izhar ettiğim cür'ete hayret ettim. Allah ve Resulü daha iyi bilirler.' (Bu son cümlenin İbnu Abbas'ın sözü olma ihtimali de mevcuttur) (Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyade var: 'Resulullah (sav) bu ayetten sonra münafıkların cenaze namazını kılmadı')
(Buhari, Cenaiz 85, Tefsir, Berae 12; Müslim, Fedailu's-Sahabe 25, (2400) , Sıfatu'l-Münafıkin 3, (2744): Tirmizi, Tefsir 3096; Nesai, Cenaiz 69, (4, 6.651)
Şimdi:
Peygamber Efendimiz (SAV) , kendisini Uhud Savaşında yarı yolda bırakıp Uhud savaşı öncesinde moral ve psikolojik olarak zarar veren, Hz.Aişe annemize İfk hadisesinde İftira atıp babası Hz.Ebu Bekir'in evine gitmesine sebeb olan, Medineye hicret sonrası yahudilerle Medine vesikası imzalandıktan sonra, Mekkedeki müşrikleri tahrik edip: "Muhammed (SAV) kendine taraftar topluyor, ne diye bekliyorsunuz " diyen bir MÜNAFIK için,
1-) Kendi gömleğini Kefen olarak veriyor
2-) Cenaze namazını kılma konusunda ve bağışlanmasını dileme konusunda (Tevbe:80) Ayeti Kerimesi gereği, Efendimiz (SAV) muhayyer (serbest) bırakılıyor ve Efendimiz (SAV) , Hz.Ömer (R.A) 'in engellemelerine rağmen, 70 den fazla istiğfar ederim, diyerek yine Hoşgörü gösteriyor ve cenaze namazını kılıyor! Taki bir sonraki Ayeti Kerime ile men edilinceye kadar!
Evet , Efendimiz (SAV) tam bir edeb ve hoşgörü insanıydı; bahse konu ayetin devamında dediği gibi , Cenab-ı Hakk: “Onları affet ve onlar için istiğfar et! ” buyuruyor. Çünkü onların da kendi ulviyetlerine gölge düşürecek hareketlerden kaçınmaları gerekir. Onun için onlar namına Allah’tan mağfiret dile. Bir de, Sana muhalefet ettiklerinden ötürü, suçluluk ruh haletine girdiler. Bu hâl devam ettiği müddetçe kendilerini hep suçlu kabul edecekler. Öyleyse, onları çağır ve hiçbir şey olmamış gibi onlarla yeniden meşveret et... "
Ayrıca , Kur'anı Kerim , birçok peygamberi yine 'yumuşak' olma noktasında takdirle anlamktadır :
- Hz.Şuayb (AS) için: 'Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın. ' (Hud,87)
- Hz.İbrahim (AS) için: 'Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi '(Tevbe,114)
- Hz.Yahya (AS) için: 'Biz ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi.' (Meryem 14)
Evet , İslam'ın ruhunu kavrayanlar , onun herzaman yumuşak , hilm ve hoşgörü eksenli olduğunu neden görmezler...
Yazar dr.Emin simsek