Soru:
"Güneş batıp gece karanlığı, yahut gecenin bir kısmi hasıl olduğu zaman çocuklarınızı dışarı çıkarmayınız. Çünkü şeytanlar o sırada etrafa dağılırlar, faaliyete geçerler. Yatsıdan bir saat geçince de dışarıdaki çocuklarınızı eve alınız. "Buhari’de (9/s 1355) geçtigi söylenen bu hadis sahih mi, bize ne anlatmak istiyor.
Cevap:
Hz. Cabir anlatıyor: Peygamberimiz(a.s.m) şöyle buyurdu: “Güneş batıp gece karanlığı bastığında, yahut akşamladığınız zaman, çocuklarınızı dışarı çıkmaktan men ediniz. Çünkü, şeytanlar o sırada etrafa dağılırlar, faaliyete geçerler. Geceden bir saat/biraz zaman geçtikten sonra çocukların eve gelmelerini sağlayın ve kapıları kapatın/kilitleyin ve Allah’ın adını anın. Çünkü, şeytan kapalı bir kapıyı açmaz. Su kırbalarının ağzını bağlayın ve Allah’ın adını anın. Yiyecek kaplarınızı –küçük bir örtüyle de olsa- örtün ve Allah’ın adını zikredin. Ve çıralarınızı/lambalarınızı söndürün” (Buharî, Eşribe, 22).

- Hadis sahihtir. Genel olarak bu hadiste, gecelerde alınması gereken tedbirlerden söz edilmiştir.

- Konuyu anlamak için özellikle geceleyin dışarının karanlığa boğulduğu, dışarılarda ışığın bulunmadığı, her tarafta zararlı haşerelerin olduğu devirleri düşünmek gerekir. Böyle bir ortamda, geceleri çocukların her zaman zarar görmeleri mümkündür. Kapların ağzının ve kapıların kapanması her zaman için geçerli bir tedbirdir.

- Şeytanlar, bir yandan fare ve diğer haşereleri zarar vermeye yönlendirmeleri söz konusu olduğu gibi, bu tür zararlı haşerelere, parazitlere, virüslere de –şeytan gibi sinsice zarar verdiklerinden ötürü- mecazî anlamda şeytan olarak isimlendirilmiş olabilir. Fare olsun, sinek olsun vs. –görünen, görünmeyen- haşereler olsun, zaralı oldukları için kapların ağzını kapatarak onlardan korunmak gerekir.

Aslında çocukların bugün de, geceleri lüzumsuz yere dışarıda gezmemeleri önem arz etmektedir. Haşereler yerine, haşerelerden daha berbat olan insan kılığındaki şeytanlardan zarar görmeleri her zaman muhtemeldir. Her gün neredeyse böyle bir olayı medyadan öğreniyoruz.

İbnu Dakîk el-îd der ki: "Kapıların kapatılma emrinde hem dînî, hem dünyevî maslahatlar vardır. Nefisler ve mallar böylece aylakların, fesatçıların, bilhassa şeytanların şerrinden korunmuş olur."

"Şeytan, kapalı kapıyı açamaz" sözü, bu emrin şeytanların ve şeytan gibi varlıkların, insanların içine karışmasını önlemeye yönelik bir tedbirdir. Şeytanın durumunu belirterek bunun nedeninin de açıklanması, ancak peygamberlerin bilebileceği gizli bir konuya dikkat çekmek ve uyarmak içindir.

Yiyecek ve içecek kaplarının her zaman örtülmesi
tavsiyesi ise, her zaman dikkate, uyanıklığa ve tedbir almaya yönelik bir durumdur.

- Çıraların söndürülmesi de, odaları ışıtmak için yakılan kandillerden ve ateşlerden, insanlar uykudayken yangın çıkmasını önlemek içindir.

- Allah’ın adının anılması, yani besmelenin çekilmesi her zaman müminlerin korunmak için kullanmaları gereken bir zırhtır.

Hadis-i şerifi bu çerçevede anlamaya çalışmak gerekir, diye düşünüyoruz.