İŞTAHSIZ HASTA
Adamın biri doktora giderek "Üç gündür
hastayım. Hiç halim yok." dedi.
Doktor hastanın nabzını tuttu ve "bugün ne
yedin?"diye sordu.
- Biraz şişkinlik vardı. Üç gündür bir şey
yiyemedim
-Hele sen söyle, ne yedin?
- O kadar da önemli değil canım.
- Her neyse, söyle sen bir kere.
- Mademki tedavi için geldim sana, söyleyeyim
bari. İşkembeciye gitmiştim. Aşçı kelle
tenceresinin kapağını açınca kelleler mis gibi
koktu. Altı kelle yedim. Sen üç say. Yanında
dört batman lavaş ekmeği yedim; sen iki say.
Sonra canım tatlı çekti. On batman badem
helvası yedim üstüne. Sen beş say. Ordan çıktım;
baktım yolda çavuş üzümü satıyorlar. Canım
çekti; yirmi batman üzüm alıp yedim. Sen on
say.tatlı yemekten içim bir tuhaf oldu. Baktım
kavun satıyorlar. Altmış batman da kavun alıp
yedim ama sen otuz say.
Bunları duyan doktor aldı sazı eline:
- Şimdi de ben söyleyim, sen dinle. Altı yıl
menenjit olursun, sen üç say. Ondan sonra dört
yıl verem olursun; sen iki say. Sonra iki gözün
birden kör olur; sen bir say.Sonra iki ayağın da
felç olur; sen bir say. Sonra karın ağrısından
ölürsün ve mezara gömdüklerinde üstüne yüz
eşek yükü toprak atarlar ; sen elli say!

NASIL İSTERSİN?
Adam bir şaire giderek "Bir şiir oku bana" dedi.
- Eskilerden mi ,yenilerden mi?
- Yenilerden.
- Farsça mı , bir başka dilde mi?
- Farsça.
- Kaside mi istersin, gazel mi ya da rubai mi
olsun, mesnevi mi?
- Mesnevi.
- Arifane mi olsun, aşıkane mi?
-Aşıkane.
- Hakîkî mi olsun, mecazî mi?
Adamcağız şiir isteyeceğine pişman oldu:
- Sağol! Bugünlük bu kadar yeter!

HAÇ
Genç bir şair bir gün şiir divanını alıp üstadına
götürdü ve zayıf olan şiirlerin yanına bir haç
işareti koymasını rica etti. Bir kaç gün sonra
genç şair divanını almak için üstada gitti.
Divanının sayfalarını karıştırınca bir şiirinin bile
işaretlenmediğini gördü ve çok memnun oldu.
- Anlaşıldığına göre hiç de öyle zayıf şiirim
yokmuş!
- Doğru. Ama isteğini yerine getirseydim,
divanın firenk mezarlığına dönecekti!

BANA VER
Zalimliğiyle nam salan Aga Muhammed Han bir
gün suçlunun birinin kulağının kesilmesini
emretti. Bir köşeden de olayı izliyordu. Derken
suçlunun cellada birkaç abbasîlik rüşvet teklif
ettiğini duyunca derhal suçlunun yanına geldi:
- O birkaç abbasîyi ver bana, affedeyim seni!