Deprem uyarısı almış ya da yaşamış insanlar,gelecek felaket için önceden tedbirlerini alırlar.
Savaş veya olağnüstü durumlar için de yiyecek-içecek,giyim vebarınaklar gibi hazırlıklar ayarlanır.
Yaşlı insanlar da ölüme yaklaştıklarını bilirler de hazırlık yaparlar,korkulu bir bekleyişle...İbadetlerini ederler,tövbeler ederler,yavaş yavaş ellerini ayaklarını dünyadan keserler.Sanki canımm dünyayı onlar yaşamadılar,kirletmediler.
Peki,ölüm sadece yaşlılar için mi var? Az değildir "Elim bir trafik kazası" diye başlayan haber spikerinin ağzından çıkan cümlelerin ardında daha annesine "Beni bağışla" diyemeden kanlar içinde yatmış bir ölümlüyü görmek.
Ya da kör bir kurşun yüzünden,boylu boyuna uzanmış ve sevdiklerine onları sevdiğini söyleyemeden,kalbini kırdıklarının gönlünü alamadan,söz verdiklerini yapamadan,yaşamın şükrünü eda edemeden yüzü kara bir şekilde Malikinin huzuruna gidenler...
Peki ya biz,ben,sen,o ayrıcalıklı mıyız? Yarınımızın garantisi var mı?