Bağnaz laikliğin dinden farkı yok

Radikal gazetesinden Sümeyye Ganuşi ye ait bu yazıyı sizlerle paylaşma gereği duydum. Buyrun yazı; Aklı tanrı, bilimi de ilahiyat yerine koyup, laikliği devletin tarafsızlığından ziyade dayatılacak bir dogmalar dizisi olarak ...


Ağaç Şeklinde Aç3Beğeni
  • 3 gönderen alptraum

  1. Alt 08-05-2008, 14:56 #1
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Radikal gazetesinden Sümeyye Ganuşi ye ait bu yazıyı sizlerle paylaşma gereği duydum. Buyrun yazı;

    Aklı tanrı, bilimi de ilahiyat yerine koyup, laikliği devletin tarafsızlığından ziyade dayatılacak bir dogmalar dizisi olarak gören militan laikler baş aşağı duran bir dinin mensupları gibi. Kamusal alanda başörtüsünün yasak olduğu Türkiye’deki ilkel müdahalecilik zorbalıktan farksız

    Görünen o ki renk körlüğü yalnızca dindar fanatiklere mahsus bir illet değil. Militan laikler de bundan mustarip olabiliyor. Her ikisi de tonları, gölgeleri, detayları ve nüansları algılama yetisinden yoksun. Sahip oldukları basit dünya görüşleri içerisinde yalnızca inananlar ve kâfirler, melekler ve şeytanlar, cennet ve cehennem, bilim ve batıl itikat, aydınlanma ve karanlık, modernlik ve ortaçağ adetleri diye tanımlanan, iyi ve kötünün tek tipe bürünmüş blokları var.

    Nietzsche bu illet hakkında yazmıştı. Bu dertten mustarip olanlar, kişinin sosyo-tarihsel fenomenin karmaşık labirentinde yolculuk etmesine imkân tanıyacak tarihsel sağduyudan yoksun oluyor ve bunun yerine katı dogmaların ve sarsılmaz kesinliklerin paslanmış pusulasına inanıyorlar. Bunlar bir felsefe metninin özeti için ikna edici ve hatta etkileyici görünüyor olabilir. Ama ilahiyat fakültelerinin ve felsefe bölümlerinin küçük, loş sınırlarının dışında, günışığında test edildiklerinde sığ, aldatıcı ve epey abes görünüyorlar.

    Homojenlik mecburiyeti delice

    (Londra Üniversitesi’ne bağlı Birkbeck College’da felsefe profesörü olan) AC Grayling, bu hastalığın çoğu belirtisini gösteriyor gibi. Dine ve dindarlara dair paranoyakça takıntısı 18. ve 19. yüzyılın yankılarını geri getiriyor. Yazılarındaki bariz militan laiklik (Richard Dawkins ve Christopher Hitchens’ın yazılarında olduğu gibi), Fransız Devrimi’nin yalnızca
    karanlığın ve ışığın zıt taraflarını gören Dağ (Jakobenler) gibi aşırı kanatlarını ya da Konvansiyon’un (Konvansiyon Meclisi, Fransız devrimi sonrası 1792-1795 arası 1. Cumhuriyet dönemi meclisi)

    Hıristiyanlığın enkazı üzerinde ‘akıl dinini’ uygulamakla ve katedralleri ‘akıl
    mabetlerine’ dönüştürmekle görevli ‘misyon vekillerini’ anımsatıyor.
    Bu tarz bağnaz laiklik baş aşağı duran dine benzer. Aklı tanrı yerine, bilimi
    ilahiyat yerine, merhametsiz gelişmeyi yaradılıştan olan günah işleme eğiliminin ve insani çöküşün yerine koyar. Takipçileri laikliği yalnızca dinin ve siyasetin ayrılması ya da din ve inanç karşısında devletin tarafsızlığı olarak görmez. Onlara göre, bu seve seve benimsenecek ya da devletin gücü yoluyla dayatılacak bir dogmalar dizisidir. Kamusal alan bu yüzden tüm dini sembol ve ifadelerden arındırılmak zorundadır.

    İnananlar ve inanmayanlar diye, fark gözetilmeksizin özgürce etkileşime ve kendiliğinden ilişkilere izin verecek biçimde herkese açık bırakılamaz. Tümden bir homojenlik mecburi olmalıdır. Kutsal savaşlar böylelikle katı bir biçimde, şahsi seçim meselesi mahiyetinde devam ettirilebilir. Bağnazlık, devletin ve yargının okula giden bir kızın basit bir başörtüsü
    takmasını önlemek üzere görevlendirildiği delice bir senaryoya yol açar.

    Yani Grayling’in, askeri darbelerin artık kolay bir seçenek olmadığı bugünlerde kendi iradesini topluma ve siyasi arenaya dikte etmek için hukuku kullanma peşindeki Türk ordusunun tarafında durduğunu görmek hiç şaşırtıcı olmadı. Rayling (31 Temmuz 2008’de Radikal’de de yayımlanan) makalesinde, Bir Türk başsavcısının son dönemde AKP’yi ‘daha fazla kadını başlarını örtmeye teşvik ettiği’ iddiasıyla kapatma girişimine destek verdi. İnsanlar Grayling’e bakınca, Türkiye’de demokrasiye yönelik tehdidin sorumluluğunun ötesinde ve siyasi sistemin üstünde kalma eğilimindeki askeri bir yapıyla silahlanmış otoriter bir laiklikten değil de, demokratik yollarla seçilmiş yöneticilerinden geldiği gibi yanlış bir izlenime kapılabilir. Bu yapı Kemalizm adına kendisine kabul edilebilir ve kabul edilemez olanı belirleme ayrıcalığını veriyor: Ne düşünülür ve ne düşünülmez, ne söylenir ve ne söylenmez, ne giyilir ve ne giyilmez.

    İnsan haklarına ve bireysel özgürlüklere gerçekten bağlı olanların, kadınların ne giyeceklerine kendilerinin karar vermesini öngören
    temel haklarını çiğneyen baskıcı bir yasanın gevşetilmesini alkışlamaları gerekirdi. Bir kadının saç teli, ideolojik skorların kazanıldığı bir savaş alanı değildir.

    Türkiye ve Fransa’da laiklik adına ve İran ve Suudi Arabistan’da din adına uygulanan bu ilkel müdahalecilik yalnızca zorbalık olarak nitelendirilebilir. Bireylerin akılları ve bedenleri devletin yetki alanının parçası değildir. Devlet yalnızca vatandaşların kamu işlerinin idarecisidir; inançlarının, görünümlerinin, alışkanlıklarının ve tercihlerinin yargıcı değil.

    Türkiye militan laikliğin esiri

    Militan laiklerin anlamamış ya da bilmezden gelmeyi seçmiş göründüğü şey, kendiliğinden laikliğin ya da dinin olmadığı. Çok sayıda laiklikler -ya da zayıf laik deneyimler- ve çok sayıda dinler ya da aynı din içinde dini şekiller var. Özetle ‘Laiklik’ ve ‘Dinin’ kendi akılları dışında varlığı yok. Sözgelimi İslam’da popüler ezoterik Tasavvufu, İbni Rüşd ve Mutezile felsefesinin rasyonalizmini, El Ezher âlimlerinin gelenekselciliğini ve Muhammed Abdu’nun modern reformculuğunu buluyoruz, ki bunlar katı biçimde ayrılmaktan, hareket etmekten, çakışmaktan ve etkileşim içinde olmaktan çok uzak.
    Ve aynı çeşitlilik laiklik için de geçerli. ABD’nin tarafsız, yumuşak laikliği ve
    daha belirsiz olan Britanya’nınki, Stalinci Sovyetler Birliği’nin radikal militan
    laikliği ya da Arnavutluk’taki Enver Hoca’nın, Kemalist Türkiye’nin veya Fransa’nın laikliğiyle aynı değil. Bazıları hoşgörülü, esnek ve pragmatik, diğerleri fanatik, dışlayıcı ve baskıcı. Ve Grayling’in generallerin, darbelerin ve askeri mahkemelerin tarafına rahatça kurulmuş görülen laikliği, ne acıdır ki birinci değil ikinci gruba ait.

    el_feta, yelken06500 ve ..Sahra... bunu beğendiler.
  2. Alt 07-04-2009, 22:47 #2
    Unnecessary Mesajlar: 726
    Tevbe-19.Ayet :Tüm insanlar tek bir ümmetten ibaretti, sonra görüş ayrılığına düştüler. Eğer Rabbinin daha önce kesinleşmiş bir kararı olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hemen hüküm verilirdi

    Rum süresi 32Ayet:- Müşrikler dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Bunlardan her fırka kendi yanındakiyle böbürlenmektedir.

    ---müşrikler türkiyede Laik dini kurdular.Laik din islam dininin üzerini örttü.
    Müslümanım diyenler hem putun ilke ve inkilaplarına hem Allah cc. inandık demiş olmalarından müşrik olduklarını anlamıyor.gerçek islamı da araştırmaya bakmıyor.

    Furkan süresi 43Ayet-İhtiraslarını ilah edinen kimseyi görüyor musun? Onu doğru yola iletme sorumluluğunu sen mi üstleneceksin?

    ---parti-vakıf-derneklerde görev alarak ihtiraslarını tatmin edenler başkanlık edasına kapılanlar hem puta hem Allah c.c ye iman ettiklerini gururunu yaşıyor.

    Bakara süresi 213Ayet- İnsanlar tek bir ümmet idi. Allah, peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi. İnsanların anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm vermek için peygamberler ile birlikte hakk içerikli kitap indirdi.

    ---uyarıcı peygamberler anayasa olarak kitaplar verildi.Laflakur’ana inanıyorum diyenler vekilleri ile ayrı birçok anayasa yaparak insanlara işkence yaptıklarını göremiyorlar.kafir olduklarını anlamıyorlar.
    Ancak kitap verilenler, kendilerine açık deliller geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden bu kitap hakkında anlaşmazlığa düştüler. Bu arada Allah'ın izni ile mü'minleri, kâfirlerin üzerinde anlaşmazlığa düştükleri gerçeğe iletti. Zaten Allah dilediği kimseleri doğru yola iletir.

    ---müslümanlar sadece Kur’an ve sünnetle hareket edenlerdir.doğru yolda olanlar bunlardır.Kapitalizm le idare edensözde müslüman liderler kafir olduğunu anlamıyoruz.
    Bakara 44- Siz kitabı okuduğunuz halde insanlara (başkalarına) iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Bunun yanlış olduğunu düşünemiyor musunuz?
    ---camilerdeki Laik din imamları kendileri putlara göre hareket edeceğinin sözünü ve beyanını veriyor.cemaate de Allah diyor.Bunun yanlış olduğunu anlamıyor.
    Müminün53- Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi i"nanç sistemi ile övündü

    En’am159- "Dinlerinin öngördüğü inanç ve ümmet birliğini parçalayarak çeşitli akımlara bölünenler ile, senin hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara ilerde yaptıklarının akıbetini bildirecektir.

    ---partiler-vakıflar-dernekler-tarikatlar ile bölünenler kendilerini mahşer günü
    Allah cc akıbetlerini bildirecektir.
    bakara37- Derken Adem, Rabbinden bir takım kelimeler belleyerek aldı da Rabbi onu affetti. Hiç şüphesiz O, tevbelerin kabul edicisidir ve merhametlidir.
    Aliimran19- Allah katında geçerli olan din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse bilsin ki, Allah'ın hesaplaşması çok çabuktur.
    ---Laik dine göre hareket edenler geçerli din olan islam dinini kapattılar.
    Maide3- Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanmış hayvanlar; son anda boğazlama fırsatı bulamadığınız boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, başka bir hayvanın darbesi altında can vermiş, canavar tarafından parçalanmış, anıt taşları üzerinede kesilmiş hayvanlar ve fal okları aracılığı ile şans aramanız size haram kılındı. Bunlar fasıklık belirtileridir.
    ---sözde müslüman idareci seçenler o idarecilerin anıt heykellere söz verdiklerini çelenk koyup saygı gösterdiklerini,yeni yeni kumar çeşitleri kurduklarını iddiaa gibi bunların adi,fasık,şerefsiz insanlar olduklarının belirtileridir.
    Hucurat10- Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin
    ---müminler kardeştir.Kur’an ve sünneti alıp kapitalizm den ayrılanlar kardeşimizdir.geçmişiyle kimseye hesap sormayız.tevbe edenler tağutureddedenler kardeşimizdir.
    saf4- Doğrusu Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlıyarak savaşanları sever.
    ---basın yoluyla,bizzat ajanlarıyla aramıza nifak sokacak olan müşriklere karşı aramızda samimi diyaloglar devamlı olacaktır.aramıza onları sokmamaya çalışaçağız.en yakınımızdakileri kontrol edeceğiz.güven duygusunu vermeyenlere dikkat edeceğiz.aramıza sokmayacağız.
    şura14- Ey iman edenler Allah'ın yardımcıları olun. Tıpkı Meryem oğlu İsa'da havarilere: `Allah yolunda benim yardımcılarım kimdir?" dediğinde Havariler: "Allah yolunun yardımcıları biziz" demeleri gibi İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.
    ---Allah c.c tek yardımcımızdır.doğuda pkk ya karşı devletten de yardım alan hizbullahın pkk yı yendikten sonra uğradığı kalleşlik durumu bize bir derstir.
    aliimran105- Sakın kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra parçalanıp çatışmaya düşenler gibi olmayınız. Böyleleri için büyük bir azap vardır.
    Nisa64- Biz gönderdiğimiz her peygamberi, Allah'ın izni ile, mutlaka kendisine itaat edilsin diye gönderdik. Eğer onlar nefislerine zulmettiklerinde sana gelerek Allah'tan af dileselerdi ve Peygamber de onlar adına af dileseydi, Allah'ı tevbeleri kabul edici ve merhametli olarak bulacaklardı.
    ---peygamberimize itaat etmek yerine kapitalizm e itaat ederek parti-vakıf-dernek kurmak yanlıştır.
    nisa105- Biz sana bu hak içerikli kitabı indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın gösterdiği gibi hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma.
    ---maalesef insanların büyük kısmı kapitalizm ve Laik din savunucusu oldular.
    Bakara143- Böylece sizi orta yolu benimseyen bir ümmet yaptık ki, siz insanlara örnek olasınız ve peygamber de size örnek olsun. Biz sırf Peygambere uyanları, bağlı kalanları O'na uymaktan vazgeçenlerden ayırdedelim diye daha önce yöneldiğin kıbleyi tekrar kıble yaptık. Bu değişiklik, Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı boşa çıkaracak değildir. Hiç şüphesiz, Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.
    ---orta yolu izleyen, Kur’an ve sünnetle hareket edenleriz.
    Enfal46- Allah'a ve Peygamberi'ne itaat ediniz. Aranızda tartışmaya, çekişmeye düşmeyiniz. Yoksa moraliniz bozulur, hızınız kaybolur. Sabrediniz. Çünkü Allah sabırlılar ile beraberdir.
    Aliimran103- Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz, Allah'ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız. Hani bir zamanlar düşman olduğunuz halde O, kalplerinizi uzlaştırdı da O'nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Hani siz bir ateş kuyusunun tam kenarındayken O sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle açık açık anlatır ki, doğru yolu bulasınız.
    ---Ayetlere ve sünnete teslim olduk .baş üstüne diyoruz.
    Enfal53- Bu böyledir. Çünkü bir toplum, sahip olduğu ïyi bir niteliği değiştirmedikçe, Allah da o topluma vermiş olduğu nimeti değiştirmez. Hiç şüphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.
    ---Kapitalizm den kurtulmak istiyorsak islama dönmeliyiz.her yerde her alanda.
    Hucurat14- Ey Muhammed! Bedeviler: "İnandık " dediler, de ki: "İnanmadık fakat islam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan birşey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder."
    Hucurat15- Gerçek mü'minler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanlardır. İşte iman sözlerinde doğru olanlar onlardır.
    Aliimran113- Ama onların hepsi bir değildir. Kitap ehlinin içinde geceleri ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyan ve secdeye kapanan bir kesim vardır.
    Şura14- Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süre için Rabb'inin verilmiş sözü olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Onlardan sonra Kitab'a varis kılınanlar da ondan kuşku duymaktadırlar

    Hicr91- Onlar ki, Kur'an'ın ayetleri arasında da ayırım gözettiler.

    --ayetlerin hepsine noktasına kadar iman ettik.

    Aliimran78- Onlardan öyleleri var ki, kutsal kitabı dik durarak okurlar, böylece okuduklarını Allah kitabından sanmanızı sağlamaya çalışırlar. Oysa bu okudukları şeyler kitaptan değildir. `Bu Allah katındandır' derler. Oysa Allah katından değildir. Böylece bile bile Allah adına yalan söylerler.

    ---Laik din mensupları Kur’anı ezberlerler.ama hareketleri putun ilke ve inkiaplarına göre yaparlar.kitabın ayetlerin manasını anlamını Laik düzene göre değiştirerek izah ediyorlar.bunu içindir ki hiçkimse neden Laik düzen var da şeriat yok diye sormuyor.herkes iyi yolda doğru yolda olduğunu sanıyor.
    Halbuki tağutun yolunda kafir sisteme ayrı bir dine mensup olduğunu göremiyor.

    Maide41- Ey peygamber, kalpleri iman etmediği halde ağızdan "inandık" diyenler ile yahudilerden oluşmuş küfür yarışçılarının tutumu seni üzmesin. Bunlar körü körüne yalana kanarlar ve senin karşına çıkmayan bir grubun sözlerini tutarlar. Onlar da kelimelerin anlamlarını çarpıtan ve "size şöyle bir fetva verilerse ona uyun, eğer başka bir fetva verilirse ona kulak asmayın " diyen kimselerdir. Eğer Allah birini saptırmayı dilerse sen Allah'a karşı onun için hiç bir şey yapamazsın.İşte bunlar, Allah'ın kalplerini arıtmayı dilememiştir. Onlar için dünyada perişanlık vardır, ahirette de onları ağır bir azap beklemektedir.

    Bakara159- İndirdiğimiz belgeleri, biz onları Kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya, onlara hem Allah hem de bütün lânet edebilenler lânet eder.

    Bakara205- İş başına geçince yeryüzünde kargaşa ve bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli mahvetmeye çalışır. Oysa Allah kargaşa ve bozgunculuk çıkarmayı kesinlikle sermez.

    Hud113- Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi; Allah'dan başka bir dostunuz, bir dayanağınız yoktur. O zaman O'nun yardımını göremezsiniz.

    ---türkiyede tarikatlar parti-vakıf-dernek kuraraken dayanağı putun ilke ve inkilaplarıdır.açıkça da başka çaremiz yok diyorlar.halbu ki peygamberimiz evlerde teşkilat kurduğunu ya öğrenmediler ya da kasıtlı tağutla birlikteler.iki durum da da af yoktur.Bunlar Allah c.c den de yardım görmezler.

    Bakara220- Sana yetimler hakkında soru sorarlar. De ki; Onların durumlarını düzeltmek hayırlı bir iştir. Eğer kendileriyle birarada yaşıyorsanız, onlar artık kardeşlerinizdir. Allah kimin işleri bozucu ve kimin düzeltici olduğunu iyi bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı. Hiç şüphesiz Allah üstündür ve hikmet sahibidir.
    ---Kapitalizm düzeninin ana prensibi (alta kalanın canı çıksın) dır.yani kuvvetli yaşasın zayıf ölsün.hak yoktur. Hak kuvvetlinindir.Yetimler ezilmektedir.bunu bazen içlerinden bir kişiye yardım ederek de Laik rejimin reklamını yaparlar.diğer yandan adamı olmayanlar ezilir.

    Müminün53- Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi inanç sistemi ile övündü.

    Furkan30- Peygamber "Ya Rabbi, soydaşlarım bu Kur'anı boykot ettiler. " dedi.

    ---meclis yaptığı bütün çalımaları Kur’an karşıdır.

    Maide39- Fakat işlediği zulümden sonra tevbe edip islah olan kimse bilsin ki, Allah onun tevbesini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah affedicidir ve merhametlidir.

    şura12- Göklerin ve yerin anahtarları Allah'ındır. Dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden de kısar. O, herşeyi bilendir


    Enfal46- Allah'a ve Peygamberi'ne itaat ediniz. Aranızda tartışmaya, çekişmeye düşmeyiniz. Yoksa moraliniz bozulur, hızınız kaybolur. Sabrediniz. Çünkü Allah sabırlılar ile beraberdir.

    Beyyine7- İnanıp ve iyi işler yapanlar da halkın en Hayırlılarıdır

    Ra’d11- İnsanı önünden ve arkasından izleyen (melekler) vardır, onu Allah'ın emri ile gözetlerler. Herhangi bir toplum tutumunu değiştirmedikçe Allah onun konumunu değiştirmez. Allah, bir toplumun herhangi bir kötülüğe uğramasını dileyince, onu hiç kimse önleyemez. İnsanların Allah'dan başka hiçbir koruyucusu, kayırıcısı yoktur.

    Hac69- "Allah, kıyamet günü görüş ayrılığına düştüğünüz konulara ilişkin hükmünü verecektir. "

    Aliimran103- Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz, Allah'ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız. Hani bir zamanlar düşman olduğunuz halde O, kalplerinizi uzlaştırdı da O'nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Hani siz bir ateş kuyusunun tam kenarındayken O sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle açık açık anlatır ki, doğru yolu bulasınız.

    En’am 153- İşte benim dosdoğru yolum budur, bu yola uyunuz. Sakın sizi Allah'ın yolundan ayrı düşürecek yollara girmeyiniz. İşte Allah, kötülüklerden sakınasınız diye size bu direktifi veriyor.

    En’am 155- "Bu Kur'an bizim indirdiğimiz kutsal bir kitaptır. Ona uyunuz ve kötülüklerden sakınınız, ki, size merhamet edilsin. "

    ---HERŞEYE KADİR OLAN RABBİM ŞERİATLA İDARE ETMEK VE EDİLMEK NASİP EYLE.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.