Başörtüsü Meselesi Mıncıklanmamalıdır
Mehmet Şevket Eygi
31.01.2008
Mehmet Şevket Eygi
31.01.2008
MÜSLÜMANLAR on yıllar boyunca iki sloganın peşinde koştular: Ayasofya açılsın!.. Başörtüsü serbest bırakılsın!.. Şu günlerde artık Ayasofya unutulmuş vaziyette ama başörtüsü kavgası bütün şiddeti ile devam ediyor.
Çoğunluğun bu iki isteği yerinde midir? Elbette... Sağduyu ve vicdan sahibi kimseler bu iki isteğin de haklı ve yerinde olduğunu kabul eder.
Başörtüsü bir hak ve hürriyet meselesidir. Başlarını örten kız öğrencileri okullara ve üniversitelere sokmamak bir insan hakları ihlâlidir. Eşitlik prensibi çiğnenmektedir. Böyle bir yasak dünyanın hiçbir medenî ülkesinde yoktur. Sadece Fransa’da resmî liselerde yasaklanmıştır başörtüsü. O yasağı da nice Fransız aydını, politikacısı, gazetecisi tenkit etmiştir ve etmektedir.
Başörtüsü yasağı kaldırılırken bu kriz birtakım politik çıkarlara âlet edilmemelidir.
CHP lideri Baykal feryat ediyor. Lâiklik elden gidiyor... Cumhuriyet elden gidiyor... Şeriat geliyor... Bu feryatlar samimî midir? Bence değildir. Seçimleri kaybetmiştir, parti kazan gibi kaynamaktadır, kongre yaklaşmaktadır... Sayın Baykal’ın kendi şahsî hesapları kitapları vardır. Başörtüsü meselesini bu yönde kullanmak istemektedir. Sakın, kullanayım derken yüzüne gözüne bulaştırmasın...
MHP, başörtüsü kozunu AKP’nin elinden almak istiyor. Niçin?..
AKP, yaklaşan mahallî seçimlerde, bu sefer yüzde 50’nin üzerinde ezici bir zafer kazanmak için başörtüsünden yararlanmak istiyor.
Aslında başörtüsü meselesi çok geniş bir uzlaşma içinde halledilebilir. Bu uzlaşma bazılarının işine gelmiyor.
Dikkat buyurursanız, bazı lâikler başörtüsü meselesini insan hakları ve hukuk açısından ele almıyor, bin dereden su getiriyor. Başörtüsü serbest bırakılırsa memlekete şeriat gelirmiş... Acaba bu kuruntulara kendileri samimî bir şekilde inanıyorlar mı?İnanacak kadar ahmak ve salak olduklarını sanmam. Bir bildikleri var içlerinde...
İslâmî kesim içinde de başörtüsüne teferruattır diyerek meseleyi önemsememek, küçümsemek isteyenler göze çarpıyor.
Kışkırtma kışkırtma kışkırtma... Kışkırtılmış bazı üniversite öğrencileri “Başörtüsü serbest bırakılırsa, biz de fakültelere don ile gideriz...” mealinde beyanlarda bulunmuşlar. Ülkede bunca dinsizlik, densizlik ve donsuzluk varken, bunlar donla değil, donsuz gitseler ne olacak...
Başörtüsü bir hukuk ve insan hakları meselesidir. Bazı emekli ve onursal cüppeliler bu konuda taraf tutuyor, çok aşırı şekilde militanlık yapıyor. Bu doğru mudur?
Başörtüsü serbest bırakılırsa cumhuriyet tehlikeye girermiş... Bu iddiada gerçek payı var mıdır? Bence binde bir bile yoktur. Fransa’da bütün üniversite ve yüksek okullara isteyen Müslüman kızlar başlarını örterek gidebiliyor. Bu yüzden orada cumhuriyet tehlikede midir? Fransa’da özel liselerde, Katolik okullarında başörtüsü serbesttir. Orada Müslümanların özel İslâm lisesi açma hakkı vardır. Bu haklar ve hürriyetler Fransa Cumhuriyetini tehlikeye mi atıyor?
Propaganda ve savunma büyük bir sanat ve tekniktir. Başörtüsünün serbest bırakılmasını isteyenlerin bu konuda birtakım eksiklikleri bulunmaktadır.
Şu hususun üzerinde durmak gerekir:
Başörtüsü serbest bırakılırsa Türkiye Malezya’ya değil, medenî Avrupa ülkelerine benzeyecektir. Portekiz, İspanya, Fransa, Belçika, Almanya, İtalya, İsviçre ve diğerlerine...
Başörtüsü yüzünden Türkiye Arabistanlaşacak yaygaraları kopartanlar ancak böyle susturulur.
“Medenî, demokrat, ileri, hukuklu, gelişmiş ülkelerde başörtüsü serbesttir” başlıklı bir albüm çıkartılmalı, buna her ülkeden başörtülü üniversite öğrencilerinin fotoğrafları konulmalıdır. Meselâ; İngiliz veliahdı Prens Charles, Yusuf İslâm’ın (eski Cat Stevens) okuluna gitmiş, sınıfta başörtülü kızlarla birlikte sıraya oturmuş... Sorbonne’da başörtülü Müslüman kızlar... Oslo üniversitesinde başörtülüler... Bu albümden 100 binlerce nüsha basılıp dağıtılabilir. Bunu kim hazırlayacak, kim bastırıp dağıtacak?..
Mustafa Kemal Paşa’nın 1923’te verdiği bir beyanat var. Tesettürü övüyor.Bu da afiş haline getirilip her yere asılmalıdır.
Ülkenin her tarafı çarşaflı Zübeyde ananın, çarşaflı Latife hanımın, çarşaflı Halide Edib’in afişleri ile doldurulmalıdır.
Bin profesör, fikir adamı, aydın, yazar, seçkin kişi kısa bir beyannameye imza koymalı ve metin tam sayfa olarak günlük gazetelerde yayınlanmalıdır. Yayınlamayan gazeteler kınanmalı ve teşhir edilmelidir.
Başörtüsüne hürriyet meselesini hiçbir partinin, hizbin, kliğin kendi menfaatlerine ve nüfuzuna âlet etmesine meydan verilmemelidir.
Başörtüsünü din platformundan çıkartıp hukuk ve insan hakları platformuna koymalıyız.
Açıkça iddia ediyorum: Dünyanın hiçbir medenî, demokrat, ileri, hukuklu, çoğulcu ülkesinde böyle anti-demokratik bir yasak yoktur.
Başörtüsü sadece üniversitelerde değil, bütün kamusal alanda da serbest bırakılmalıdır.
Popülist dindar politikacıların başörtüsünü istismar etmesine imkân verilmemelidir. Yine popülist dinsiz politikacıların başörtüsünü olumsuz yönden istismar etmelerine de imkân tanınmamalıdır.
Bu konuda medenî dünya ne yapıyorsa, adil hukuk ne istiyorsa onlar yapılmalıdır, yani tesettür serbest bırakılmalıdır.
Dini imanı menfaat olan birtakım arivistlerin başörtüsünü kendi şahsî menfaat ve nüfuzlarına âlet etmeleri büyük bir belâ ve felâkettir.
Birtakım İslâmcıların başörtüsünü bir rant konusu olarak görmeleri ayrı bir belâdır.
İnadı bırakmalıyız. Birtakım güçler, “Eşarbın uçları çene altından fiyonk gibi bağlanırsa, biz başörtüsüne razı oluruz...” diyorlarsa, onların bu istekleri yerine getirilmeli ve müzmin krize mutlu bir son bulunmalıdır.
Başörtüsü konusundaki bütün ucuz edebiyatlara, şarlatanlıklara, soytarılıklara, popülizme, arivistçe entrikalara mutlaka son verilmelidir.
Dünya büyük bir malî ve iktisadî krize koşuyor. Bizim maliyemiz ve iktisadımız da alarm veriyor. Biz hâlâ başörtüsü kavgalarından medet umuyoruz. Efendiler, bütün medenî ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de başörtüsünü serbest bırakınız ve sonra işinize bakınız.
Fransa’da resmî liselerde başörtüsü yasak edilmişmiş... Bırakın bu kolay bahaneleri!.. Fransa bu konuda kötü bir istisnadır, dünyaya ve bize örnek olamaz.
Bugünkü iktidar millete, ülkeye, devlete, hukuka hizmet etmekle mükelleftir. Başörtüsüne serbestlik getirmek için çalışmak onun vazifelerinden biridir. Bu konuda halktan teşekkür ve minnet beklemesinler. Vazifelerini yapsınlar. Samimî ve ihlâslı mü’minler böyle şeylerin mükâfatını ve ücretini halktan değil, Haliktan bekler...
..........................
selametle...