Uluslararası Kriz Grubu (ICG)'nin son raporunda, Irak'ın az da olsa istikrar kazanan yapısının, Kerkük petrolü üzerinde gittikçe kızışan bir Kürt-Arap savaşına neden olabileceği bildirildi.
İngiliz The Guardian gazetesinin geniş bir şekilde yer verdiği raporda, Kürtler ve Araplar arasında çıkabilecek muhtemel bir çatışmanın, 2003 yılında yaşanan Şii-Sünni çatışmasından sonra en tehlikeli gelişmelerden biri olacağı vurgulandı.
Uluslararası Kriz Grubu, Irak toprakları üzerindeki anlaşmazlıkların ülkedeki siyasi icraatları engellediğini, petrol gelirlerinin paylaşılmasını esas alan yasanın çıkmasını ertelediğini ve taşra seçimlerini geciktirdiğini savundu.
"Kerkükteki Arap ve Türkmenler korku içinde" yorumunu yapan The Guardian'da, Arap ile Kürtler arasındaki ihtilafın İngiltere'nin Irak'ı kurduğu I. Dünya savaşı sonrası tarihe dayandığını ifade edildi. Haberde, "Etnik çeşitliliğin fazla ve yoğun olması, Türkiye ve İran gibi iki büyük bölgesel gücü içine çekebilme ihtimali olması ve bölündükten sonra toparlanması çok güç bir potansiyele sahip olması bakımından Kerkük sorunu, Şii-Sünni olayından sonra en büyük tehlike olarak görülüyor" denildi.
Araplar ve Kürtler arasındaki ihtilafın asıl nedeninin, petrol kuyuları üzerinde kurulu olan Kerkük şehri olduğunu vurgulayan gazete, burada Kürt, Arap ve Türkmenlerden oluşan yaklaşık 900 bin nufusun yaşadığını aktardı. Kerkük'ün Kürt yerel yönetim tarafından yönetildiğini kaydeden The Guardian, "Pratikte bu bölge Kürt peşmergeler ve CIA ile yakın ilişkileri olan Kürt istihbarat servisi Asaiş tarafından yönetiliyor. Bölgedeki nüfusun yüzde 40'ını oluşturan Arap ve Türkmenler ise Kürt istihbarat servisi nedeniyle korku içinde yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.
Bölgedeki Arap ve Kürtler arasında çıkan ihtilaftan sonra durumu farkeden Nuri El Maliki'nin, Kerkük'e Irak askeri gönderdiği belirten raporda ise, bu bölgeye asker gönderilmesinin Kürt peşmergeleri kızdırdığını, Arap ve Türkmenlerin daha sonra Kerkük meclisinde sandalye taleplerinin de Kürtler tarafından reddedildiğine dikkat çekildi.
Sorunun tek çözümü bulunduğuna aktaran Uluslararası Kriz Grubu, bunu da "Kürtlere Kerkük petrollerini çıkarıp gelirlerini yönetme karşılığında, Kerkük şehrinin statüsünün ne olacağı kararına karışmaması" olarak gösterdi.
İngiliz The Guardian gazetesinin geniş bir şekilde yer verdiği raporda, Kürtler ve Araplar arasında çıkabilecek muhtemel bir çatışmanın, 2003 yılında yaşanan Şii-Sünni çatışmasından sonra en tehlikeli gelişmelerden biri olacağı vurgulandı.
Uluslararası Kriz Grubu, Irak toprakları üzerindeki anlaşmazlıkların ülkedeki siyasi icraatları engellediğini, petrol gelirlerinin paylaşılmasını esas alan yasanın çıkmasını ertelediğini ve taşra seçimlerini geciktirdiğini savundu.
"Kerkükteki Arap ve Türkmenler korku içinde" yorumunu yapan The Guardian'da, Arap ile Kürtler arasındaki ihtilafın İngiltere'nin Irak'ı kurduğu I. Dünya savaşı sonrası tarihe dayandığını ifade edildi. Haberde, "Etnik çeşitliliğin fazla ve yoğun olması, Türkiye ve İran gibi iki büyük bölgesel gücü içine çekebilme ihtimali olması ve bölündükten sonra toparlanması çok güç bir potansiyele sahip olması bakımından Kerkük sorunu, Şii-Sünni olayından sonra en büyük tehlike olarak görülüyor" denildi.
Araplar ve Kürtler arasındaki ihtilafın asıl nedeninin, petrol kuyuları üzerinde kurulu olan Kerkük şehri olduğunu vurgulayan gazete, burada Kürt, Arap ve Türkmenlerden oluşan yaklaşık 900 bin nufusun yaşadığını aktardı. Kerkük'ün Kürt yerel yönetim tarafından yönetildiğini kaydeden The Guardian, "Pratikte bu bölge Kürt peşmergeler ve CIA ile yakın ilişkileri olan Kürt istihbarat servisi Asaiş tarafından yönetiliyor. Bölgedeki nüfusun yüzde 40'ını oluşturan Arap ve Türkmenler ise Kürt istihbarat servisi nedeniyle korku içinde yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.
Bölgedeki Arap ve Kürtler arasında çıkan ihtilaftan sonra durumu farkeden Nuri El Maliki'nin, Kerkük'e Irak askeri gönderdiği belirten raporda ise, bu bölgeye asker gönderilmesinin Kürt peşmergeleri kızdırdığını, Arap ve Türkmenlerin daha sonra Kerkük meclisinde sandalye taleplerinin de Kürtler tarafından reddedildiğine dikkat çekildi.
Sorunun tek çözümü bulunduğuna aktaran Uluslararası Kriz Grubu, bunu da "Kürtlere Kerkük petrollerini çıkarıp gelirlerini yönetme karşılığında, Kerkük şehrinin statüsünün ne olacağı kararına karışmaması" olarak gösterdi.