"Rabbin sana küsmedi..."
O’nunlasın herzaman…
bütün internet bağlantılarından daha hızlı, tüm kısa mesajlardan daha doğrudan, tüm plastik kahramanlardan daha gerçek, tüm tv dizilerinden daha dostça..
O varken “yalnızlık” sadece bir kelimedir. O’na yakın olduğun oranda yalnız değilsin. O’ndan uzaklığın oranında yalnızsın..
Sana şefkat eden bir rabbin var : sahipsiz değilsin.
O seni ve diğerlerini şefkatle terbiye ediyor.
Herkesi merhametinin kucağında ağırlıyor.
O seni sevdiği için var eyledi.
Seni severek var eyledi.
Senin varlığından hoşnut.
Senin varlığın O’na yük değil.
Büyük bir ateşten küçük bir çıra tutuşturulsa ateşten ne eksilir ?
Yaşaman O’na ağır gelmez.
Seni beslemek ve büyütmek O’na zor değildir.
Senden sadece verdiklerine teşekkür etmeni istiyor.
Hem böylece sana sonsuzca vereceğini de müjdeliyor.
Sen ona nankörlük etsen de, üzerinden kudret elini çekmiyor.
Sen onu unutsan da, sana küsmüyor.
Sadece hatırlamanı istiyor.
Bekliyor ; sabırla bekliyor..
Doğum gününü hatırla..
doğduğun gün dünyadakiler için sıradan bir gündü. o günün en fazla bir yıl öncesinde, dünyaya geleceğin konusunda kimsenin fikri yoktu.
Sen yoktun, yok olduğunu sen bile bilmiyordun. Hiç gelmeseydin dünyaya, kimse yokluğunu fark etmeyecekti.
Ne özleyen olacaktı seni , nede yolunu gözleyen..
Annen baban bile senin eksikliğinden yakınmayacaktı.
Sen olmadın diye kimse mutsuz olmayacaktı..
İstersen , dünya tarihini doğduğun günden önce ve sonra diye ikiye ayır.
Doğumundan önce seni hiç kimse anmıyorken, yaratıcın andı.
Seni varlığından önce O sevdi.
Sen yokluğunun farkında değilken, senin var edilmeni diledi.
Hatta sen varlığının bile farkında olmadığın halde, sana kimseye vermediği bir yüz verdi.
Başkaları seni doğduğun günden sonra hesaba kattı.
Yoksa kimsenin umurunda değildin.
Seni O umursadı.
En çok unutulmak yaralar kalbini. Öyle zaman olur ki “hiç olsam ama unutmasam dersin” değil mi? Unutulmak hiçlikten ağır gelir sana.
Yani ki onca yükü çeken gönül, unutulmanın yüküne tahammül edemez. İçine böyle bir duygunun konuluşunu göz ardı edip unutuşun zindanına kapatamıyorsun bilmem farkında mısın?
İçinden bir ses, sana böyle bir duygu verildiyse bunun bir karşılığı olarak, senin bu dünyada var olmana sebep olan kuvvet unutmaktan uzaktır, demiyor mu ?
Ruhun yaralarına merhem olma iddiasındaki çağdaş yöntemler, çoğu kez dertlerini, sıkıntılarını unutmanı, üzerini örtmeni söylüyor sana.
Ne kadar uğraşsan da, antidepresanlara, uyku haplarına ne kadar baş vursan da yetmiyor unutmana.
Halbuki rabbin senden unuttuğun şeyleri hatırlayarak yaralarını iyileştirmeni istiyor.
O’nun yolu hatırlamanın yoludur.
Bu nedenle daima O’nun hatırındasın...
Senai Demirci – Yusuf Özkan Özburun