Mevlana'nın kainatı kucaklayan değeri , insan sevgisi ve hoşgörüsü,
Allah'a olan sınırsız aşkının ve Muhammedi feyze tam mazhar oluşudur.
Allah'a olan sınırsız aşkının ve Muhammedi feyze tam mazhar oluşudur.
Taşıdığı ilahi aşk, eriştiği Muhammedi feyz, onu alçak gönüllü sahibi yapmış benliğini kibrini almıştır.
Mevla'nın sınırsız insan sevgisinden ve hoşgörüsündeki temel esaslarından
birisi de "İnsan yaratılmışların en şereflisi "düsturudur.
Mevlana bu şerefin şuuruyla insanları kucaklar yaratılmışların,
aşık olduğu yaratandan ötürü herhangi bir nefis mücadelesine
girmeden rahatlıkla hoş görür.
birisi de "İnsan yaratılmışların en şereflisi "düsturudur.
Mevlana bu şerefin şuuruyla insanları kucaklar yaratılmışların,
aşık olduğu yaratandan ötürü herhangi bir nefis mücadelesine
girmeden rahatlıkla hoş görür.
Mevlana’nın tasavvurunda yaratılışın hayatın manası aşktır.
"Aşk, o şuledir ki, parladı mı sevgiliden başka ne varsa hepsini yakar"
"Aşk, kimseye niyazı ve ihtiyacı olmayan Allah’ın vasıflarındandır.
O'ndan başkasına aşık olma , geçici bir hevestir"(mesnevi c5. s: 588)
O'ndan başkasına aşık olma , geçici bir hevestir"(mesnevi c5. s: 588)
Mevlana’nın kim olursa olsun insanların hoş görüşü insanlara
hoş davranışı, kendisinin önünde kapananların,
kafir de olsa mukabelede bulunması, onun ilahi aşkla,
ilahi cezbelerle ve Allah'ın cemal nurlarına gömülmüş
olarak yaşamasındadır.
hoş davranışı, kendisinin önünde kapananların,
kafir de olsa mukabelede bulunması, onun ilahi aşkla,
ilahi cezbelerle ve Allah'ın cemal nurlarına gömülmüş
olarak yaşamasındadır.
Onun engin hoşgörüsünde Tevhidin sırrı, Kuran’ın nuru ,
imanın şuuru ve Muhammedi ahlakın huzuru vardır.
imanın şuuru ve Muhammedi ahlakın huzuru vardır.
Bizim dergahımız ümitsizlik kapısı değildir diyen Mevlana'nın önünde
saygı ile eğilmek üzere dünyanın her köşesinde O'nun adına programlar düzenleniyor.
Çünkü "gel" çağrısı sadece Müslüman coğrafyasında değil
bütün insanlık alemine yayılmıştır.
saygı ile eğilmek üzere dünyanın her köşesinde O'nun adına programlar düzenleniyor.
Çünkü "gel" çağrısı sadece Müslüman coğrafyasında değil
bütün insanlık alemine yayılmıştır.
Mevlâna der ki, "Aşk geldi. Damarımda, derimde kan kesildi;
beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu.
Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kapladı.
Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep o.."
Uğruna bir ömür bağışlanan, yanıp yakınılan bu eşsiz sevgili.
Allah'tır. Âşk'da Allah'a karşı aşırı sevginin kemale erişi,
âşığın âşkta yok oluşudur.
Gerçek ilhama mazhar olmuş,
gerçek yokluğu zevk edinmişlerin en büyük arzusu ilâhî vuslat'tır.
Mevlâna, bu yolun coşkun âşığıdır, aşktan doğmuş,
aşkla yoğrulmuştur.
beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu.
Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kapladı.
Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep o.."
Uğruna bir ömür bağışlanan, yanıp yakınılan bu eşsiz sevgili.
Allah'tır. Âşk'da Allah'a karşı aşırı sevginin kemale erişi,
âşığın âşkta yok oluşudur.
Gerçek ilhama mazhar olmuş,
gerçek yokluğu zevk edinmişlerin en büyük arzusu ilâhî vuslat'tır.
Mevlâna, bu yolun coşkun âşığıdır, aşktan doğmuş,
aşkla yoğrulmuştur.
"Bizim peygamberimizin yolu âşk yoludur.
Biz âşk çocuklarıyız; âşk bizim anamızdır,"
Biz âşk çocuklarıyız; âşk bizim anamızdır,"
der ve hakiki diriliğin aşkta yok olmakla mümkün olabileceğini söyler
"Aşksız olma ki ölü olmayasın. Âşkta öl ki diri kalasın.."
Mevlâna'nın âşkı, ömrünün üç merhalesinde olgunlaşmış,
bir ömür bu uğurda harcanmıştır.
Mevlâna bunu bir beytiyle şöyle ifade eder:
"Bütün ömrümün hülâsası şu üç sözden fazla değil:
Hamdım, pişdim, yandım."
"Aşksız olma ki ölü olmayasın. Âşkta öl ki diri kalasın.."
Mevlâna'nın âşkı, ömrünün üç merhalesinde olgunlaşmış,
bir ömür bu uğurda harcanmıştır.
Mevlâna bunu bir beytiyle şöyle ifade eder:
"Bütün ömrümün hülâsası şu üç sözden fazla değil:
Hamdım, pişdim, yandım."
Tahsil ve yetişme devresinin hamlığını Tebrizli Şems pişirmiş,
ondan sonra yokluğu ile Mevlâna'yı yakmış, kavurturmuştur.
Mevlâna'ya göre, gerçek âşığa aşktan başka herşey haramdır.
İlâhi âşk ve ma'şuk herşeyin üstünde ve içindedir.
İnsan, kendisini yoktan var edeni nasıl sevmez?
Bu sevgi, aslında onun özündedir, herşeyin sonu ona varır.
"Fîhi Mâ-fih" adlı eserinde şöyle buyurur: "Aslolan sevmektir.
İnsan'ın mayasındaki bu duyguyu arıtmalı. açıklamalıdır.
Bedenimiz bir kovan gibidir.
Bu kovanın balı ne mumu da ilâhî aşktır..."
ondan sonra yokluğu ile Mevlâna'yı yakmış, kavurturmuştur.
Mevlâna'ya göre, gerçek âşığa aşktan başka herşey haramdır.
İlâhi âşk ve ma'şuk herşeyin üstünde ve içindedir.
İnsan, kendisini yoktan var edeni nasıl sevmez?
Bu sevgi, aslında onun özündedir, herşeyin sonu ona varır.
"Fîhi Mâ-fih" adlı eserinde şöyle buyurur: "Aslolan sevmektir.
İnsan'ın mayasındaki bu duyguyu arıtmalı. açıklamalıdır.
Bedenimiz bir kovan gibidir.
Bu kovanın balı ne mumu da ilâhî aşktır..."
" Ya Rabbi! Bana, ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek,
seni tespih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık;
ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.
seni tespih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık;
ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.
Ey merhamet edenlerin merhametlisi!
Merhametinle bu duamı kabul et"
_Alıntı_
_Alıntı_