Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır... Gözlerin tavanda, sözlerin ağzında çaresiz kalır... Uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip saplanır kalbinin tam orta yerine burgulu bıçak gibi...
Ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman, ne kadar özlem varsa yanar... Oturup ağlamak istersin şöyle doya doya ama akmaz bir damla yaş gözlerinde... Yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişin de ağlar içinde... Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın, durduramazsın kanamayı...
Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın... “Hayat ki, hakkını hep başkalarına vermiştir ama yinede haklı çıkan hep başkaları olmuştur”.
Ey der susarsın, susar yürürsün yüreğinin yollarına sererek hıçkırıklarını, yağmur yağmur tomurcuklara yağar gözyaşların. İçindeki kör karanlık patikalarda yolunu bulmaya çalışırsın ama nafile, kaderindeki hoyrat rüzgarlar bir yandan bir yana savurur incinen ince ruhundaki incinmişlikleri...
“Ey gecelerinde kahrolduğum hayat, sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir, artık bu yerlere sığamıyorum” dersin. Gökyüzünde katar katar turnalar göçüp gider sılana, turnalar gider sen kalırsın. Uyku tutmaz geceleri, yitik düşlerinin gölgesine sığınınırsın, gölgeler gider sen kalırsın. Bilirsin ki, göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa...
Hüznün yırtık gömlek gibi durur sırtında, kırılgan bakışlarında hüzün sızar aynalara her gece. Ne kimselere anlatacak bir öykün var, mutlulukla başlayan. Ne de bir sevinç, gözlerinde bahar yeşili umutlar taşıyan.
Suların ötesinde bir çiçek büker boynunu her akşam. Adı gül, kokusu gül, rengi gül, gözyaşı gül, iki gözü iki çeşme.
Mutsuz avuntusuz ve suskun.
Kar yangını bir gecedir zaman artık, kahrolası ıssıs sokaklarda... Akşam şehire her gelişinde, hüzünle gelir. Acılarını alıp gitmez... Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın...
Ve sessizce solursun bir hazan yaprağı gibi. Önünde çocukluğun geçer, ilk gençliğin geçer yıl yıl. Gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine... Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar. Yalnızlık ölüm kokar... Bazen karanlıkta kalır tükenir nefesin...
*(ç)alıntı*