Kendi jargonu içersinde Pop Müslümanları, Selefiler, Cihadistler, Müslüman Gençlik Cemaati, Fethullah Gülen, Milli Görüş, Hizbuttahrir, Zaman gazetesi, Hürriyet, Aleviler, Milli Görüş, Amr Halid, Süleyman Efendi talebeleri, Üsame bin Ladin ve aklınıza geldik gelmedik topluluklar yer alsın.
Bir zaman sonra televizyonda ara sıra severek dinlediğiniz bir din alimi hakkında (Fethullah Gülen Hocaefendi) kızınızdan şunları duyuyorsunuz: ‘Babacığım bu hocanın bir imparatorluğu varmış. Bazılarına göre koyun postuna bürünmüş bir kurtmuş bu hoca!’
Bir Alevi din kardeşimiz evine geliyor oğlundan şunu öğreniyor: ‘Anneciğim bizim İslam’la bir alakamız yokmuş! Zaten dindaşlarımız bizi Müslüman kabul etmiyorlarmış!’
Bir başkası çıkıp diyor ki ‘Dayıcığım yemek yerken helale harama dikkat etmek fundamentalistçe bir İslam anlayışıymış! Artık çarşıda pazarda helala harama dikkat etmeyelim!’
Bir başkası çıkıyor ‘Teyzeciğim elindeki gazeteyi bir de tersten oku bak! ‘Zaman’ değil aslında ‘Namaz’ yazıyor!’
Tüm bu hurafelere nereden ulaştığını öğrenmek konusunda uzağa gitmeye gerek yok! ‘İslam ve İslamcılık arasında gençlik kültürü’ kitapçığını elinize aldığınızda önce dostane bir tavır beklentisi içine giriyorsunuz. Ama elinizdeki kitapçığı bir kere okuduktan sonra bu beklenti yerini hayal kırıklığına bırakıyor.
Kitapçığı yayına sunan iki isim var. Sanem Kleff ve Eberhard Seidel. Her iki isimin de İslam’a son derece muhalif tavırlarıyla bilinen Claudia Danschke ve Ali Yıldırımla yakından tanıştıkları biliniyor. Yani kitapçık İslam’a ve Müslümanlara son derece ön yargılı redaktörler tarafından yayıma hazırlanmış.
Sanem Kleff ve Eberhard Seidel ‘Schule ohne Rassismus’ projesini de yürütüyorlar. Amaçları okullarda ırkçılığı önlemek. Söylediklerine göre bunlar siyasi yelpazenin hiç bir tarafında yer almıyorlar. Yani ne sağcılar ne solcular ne ortadalar, adeta siyasetle alakaları yok. Bunlar tarafsızlar. Daha doğrusu tek bir tarafları var: Demokrasi! Demokrasiyi tehlikeye düşürecek esbaptan yılandan akrepten çekindikleri gibi çekinen bu kişiler aşırı sağcılık konusunda da duyarlı çalışmalarda bulunmuşlar.
Kitapçık boyunca müslümanların sıkça kullandığı üzerinde Allah lafzı celali yazılı kolyelerden tutun, başörtüsüne ve Kürt ve Filistin poşisine, helal yemeklerden tutun, Style İslam t-shirtlerine, zülfikar-i İmam Ali kılıcından müslüman eş arama motorlarına kadar geniş bir yelpazede seyrediyorsunuz. Ediyorsunuz ediyorsunuz da müslümanlar ve müslüman topluluklar hakkında ya alaycı ifadelere ya da neticede demokrasi düşmanı, fundamentalist, islamist, cihadist, hak hukuk katili yaftalarına rastlıyorsunuz. Açıkçası bütün kitapçığı okuduktan sonra vardığımız kanaat şu oldu: Tüm müslüman toplulukları tehlikeli, en masum görünenleri bile aslında koyun postuna bürünmüş birer kurt, aman dikkat edin çocuklar, bunların ağlarına kapılmayın! Haa olabilirseniz alevi olun, onu da olamıyorsanız hiç olmazsa etliye sütlüye karışmayın ve Ammar 114’ü dinlemekle yetinin!
Şahsen çocukken elimize böyle bir şey geçseydi, yukarıda kısaca özetlenen düşüncelerin yanında şu kanaatlere de varırdık: ‘Başörtüsü takma, helal et yeme, Zaman, Milli Gazete gibi gazeteler okuma, Meltem, Nur, Stv gibi televizyonları seyretme, Fethullah Gülen Hocaefendi’ye karşı dikkatli ol!’
Kitapçığı dikkatle okuduktan sonra projenin isminin tekrar gözden geçirilmesi kanısına vardık. ‘Schule ohne Rassismus’ değil ‘Schule ohne Muslime’ olacaktı. ‘Schule ohne İslam’ da bir isim olarak teklif edilebilirdi fakat siz bunu da tahrif eder İslam düşmanlığınızı İslamismus postuna gizlediğiniz için ‘Schule ohne Muslime’ daha uygun düşer. Umarım, İslamismus postunuzu başınızdan çektiğimiz için biz müslüman koyunlarına darılmazsınız, sevgili kurtlar!
Arhan Gardas
Alintilanan link:
ZAMAN Österreich - Türkische Zeitung in Österreich â��Muesluemansiz Okulâ�� projesi uezerine