Absorbsiyon : Bir maddenin enerjiyi veya diğer bir maddeyi emebilme, soğurma yeteneğidir.
Açık dolaşım sistemi : Hemen hemen tüm eklem bacaklılarda ve yumuşakçalarda bulunan, arter ve kan boşluğundan oluşmuş dolaşım sistemi.
Adenin : Nükleik asitlerin yapılarında bulunan azotlu bir pürin bazıdır.Adenin yapısına katıldığı bazı moleküller ; ATP, ADP, AMP, NAD, NADP vs.
Adenovirüsler : Çift zincirli DNA molekülüne sahip virüslere denir.Boyutları 70 - 80 nm olup hayvanlarda bazı tümörlere neden olur.
ADH : Metabolik faaliyetler sonucunda oluşan alkolleri, keton ve aldehit gruplarına çeviren enzimlerden birisi.
Aerob organizma : Ancak oksijen varlığında yaşayabilen organizmalara denir (tam tersi "Anaerob").
Alel gen : Bir geninin iki veya daha fazla alternatif formlarından birisi.
Anfetamin : Merkezi sinir sisteminde güçlü bir uyarıcı etkisin olan uyuşturucu madde.
Atriyum : Kalbin önde bulunan iki odası (kulakçık).
ATP : Canlılarda enerji ihtiyacı için kullanılan ve parçalandığında 7000 kal. ısı açığa çıkaran biyokimyasal bir molekül.
- B -
Bakteriyofaj : Bakterileri enfekte ederek ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad.
Balzam : genellikle odunsu bitkilerden elde edilen reçine ve bu reçinelerden yapılan ilaç.
Besi doku : Bir tohumun çimlenip ilk yapraklarını verinceye kadar geçen sürede besin ihtiyacını karşılayan doku.
Bipolar : İki uçlu veya iki kutuplu olma durumu.
Birim zar Elektron mikroskobunda arası açık renk iki koyu çizgi halinde görülen iki protein tabakası halinde bulunan lipit tabakasından oluştuğu varsayılan yapı.
Bivalent : Sentromeri henüz bağlı iki homolog kromozomun kardeş kromatitler oluşturmak üzere kendilerini eşlemesi sonucu oluşan grup.
Biyosfer : Canlı organizmaların birbirleriyle ilişkilerinin sürdüğü kayaç, su ve hava katmanlarından oluşan yeryüzü örtüsü.
Blastula : Bir zigotun bölünerek 8 hücreli bir hücre topluluğuna dönüşmüş haline denir.
Biyotik potansiyel : Bir populasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların en yüksek düzeyde olması sonucu populasyonun en çok artma oranı.
- C -
C Vitamini : Meyve ve sebzelerde bulunan, eksikliğinde bağ dokusunda zayıflamara yol açan bir vitamin türü.
Cıvık mantarlar : Hem bitkisel hemde hayvansal özellik gösteren, gövdeleri ya tek yada çok çekirdek içeren, uygun olmayan şartlarda " Sklerotyum " adı verilen bir kist oluşturan canlılar.
Cins : Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup, türleri içerisine alan taksonomik bir gruptur.Örneğin köpek (Canis), meşe (Quercus) gibi.
Karbon ucu : Polipeptid zincirinin (protein)serbest COO (-) grubunu kapsayan ucu.
- D -
D - amino asit : Bakteri hücre duvarlarının polipeptidlerinde bulunan, proteinlerde bulunmayan amino asit.
Dalak : Omurgalı hayvanlarda lenfositlerin farklılaştığı ve alyuvarların
parçalandığı, kan damarlarının bol olduğu lenfoid organlardan biri.
Deaminasyon : Bir molekülden amino grubunun çıkarılması işlemi.
Delesyon : Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Dentin : Kollagen ve kalsiyum tuzlarından yapılmış omurgalı hayvanların dişinin içteki sert kısımı.
Difüzyon : Bir ortamda bulunan moleküllerin çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru serbest hareketine denir.
Dimorfizm : Bir türün iki farklı forma sahip olma durumu.
Dominant : DNA üzerinde alel genler arasındaki baskınlık.
Duyu siniri : Dış yada iç reseptör organlardan yada duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezine ileten sinirler.
Düz kas : İç organların hareketini sağlayan ve istemsiz çalışan, demetler alinde, uzun, iğ biçimli, tek çekirdekli kas hücrelerinin bağ dokusu içerisinde meydana getirdiği kas tipi.
- E -
Ektoderm : Bir organın veya derinin en dış örtüsü.
Eksositoz : Tek hücreli bir ökaryot canlının artık maddelerini boğum yaparak hücre dışarısına atma işlemi.
Endoderm : Bir organın veya derinin en dış örtüsü.
Endositoz : Tek hücreli bir ökaryotun besin maddelerini boğum yaparak hücre içerisine alma işlemi.
Enzim : Organizmanın metabolik faaliyetlerini yürüten katalizör molekül (protein).
Enfeksiyon : Bakteri, virüs, mantar yada protozoonların organizmaya girmesi durumu.
Erozyon : Ekolojik faktörler nedeniyle toprağın verimli tabakasının bulunduğu yerden, su, rüzgar, dalga ve buz gibi etkenlerle taşınması.
Eritrosit : Yapısında oksijen bağlama yeteneği olan hemoglobini bulunduran kan hücresi (alyuvar).
Eşik sinyali : Bir sinir hücresinde uyarının zarda değişiklik yapması için gereken minimum potansiyel farkı.
- F -
Fagositoz : Bazı tek hücrelilerde sitoplazma içerisine uzanan tüpsü yapı.
Fauna : Bir ülke, bölge, özel bir çevre yada devreye has tüm canlılar.
Fenoloji : Çiçek açma, üreme, göç gibi iklime ve çevre koşullarına bağlı, periyodik biyolojik olayların incelenmesi ve kaydı.
Filotaksis : Gövde ekseni üzerinde yaprakların diziliş şekli.
Fosforilasyon : Bir moleküle forfor bağlanması için yürütülen biyokimyasal reaksiyonlar.
Folikül : Küçük kese şeklindeki yapılara verilen genel ad.
Fosfoprotein : Protein sentezlendikten o proteine proteinkinazlarla fosfor eklenmiş hali.
Fotoreseptör : Göze gelen fotonların çarptığı ve zarında elektriksel bir uyarı meydana getirdiği özelleşmiş sinir hücresi.
Fosfataz : Bir molekülden su kullanraka fosfat grubunu ayıran enzim.
Fruktoz : Genellikle meyvalarda bulunan ve yapısında 6 karbon atomu içeren bir çeşit şeker molekülü.
- G -
Galaktoz : Altı karbonlu bir tür şeker (aldoz şekeri).
Gamet : Dişi veya erkek üreme hücrelerine verilen genel ad.
Gastrin : Mide suyunun salgılanmasını uyaran ve mideden salgılanan bir peptit hormonu.
Gastrula : Embriyonun blastuladan sonra oluşan, hücreleri içeri çökmesiyle ilk bağırsak boşluğunu meydana getiren erken embriyonik safha.
Genom : Bir organizmanın sahip olduğu genetik şifrelerin tamamı.
Glikojen : Glikoz moleküllerinin yan yana gelmesiyle oluşan dallı polisakkarit zinciri (gereğinde parçalanarak Glikoz - 1 - fosfat ' a dönüştürülür).
Glikolipit : Genellikle hücre zarlarında bulunan, lipitlerin şeker moleküllerine kovalent bağlarla bağlanması ile meydana gelen bileşik lipit.
GTP : Hücre içerisinde meydana gelen bazı biyokimyasal reaksiyonlarda enerji için kullanılan bir tür molekül (Guanozin tri fosfat).
Guanin : DNA ve RNA nın yapısına katılan bir pürün bazı.
- H -
Habitus : Bir bitki yada hayvanın genel görünüşü.
Haploit : Tek bir kromozom takımı kapsayan hücre yada organizma (Örneğin insan gametlerinde bulunan toplam 23 adet kromozom bir haploit oluşturur).
Heksoz : Altı karbonlu monosakkarit.
Herbivor : Otlarla beslenen hayvanlara verilen genel ad.
Helikaz : DNA nın kopyalanması sırasında DNA nın helik zincirini fermuar gibi açan enzim.
Hemoglobin : Eritrositlerin içerisinde bulunan, yapısında demir atomu bulunduran ve oksijen bağlayabilen bir tür molekül.
Hepatit B : Kan yoluyla bulaşan ve karaciğer rahatsızlıklarına yol açan bir tür virüs.
Heterojen : Değişik karakterlere yada yapılara sahip olan.
Hidroliz : Bir molekülün kovalent bağlarının su ile parçalanarak ayrılan kısımların birine H diğerine OH grubunun eklenmesi.
Hipotonik : İzotonik sıvıdan daha düşük osmotik basınca sahip olan sıvı.
- İ -
İçgüdü : Organizmayı o türe özgü olan bir amaca sürükleyen hareket eğilimi (Örneğin örümceğin ağ örmesi gibi)
İnvitro : Hücelerin, dokuların, organların ait oldukları organizmaların dışında yapay ortamlar içinde yetiştirilmeleri veya bulunmaları.
İnvivo : Ait olduğu hücre veya organizma içerisinde yapılan deney.
İmmünoloji : Organizmanın hastalıklara karşı direnç gösteren bağışıklık sistemini inceleyen bilim dalı.
IAA : Bitkilerde büyümeyi teşvik eden bir çeşit hormon.Uzun adı " İndol asetik asit ".
İnsülin : Pankreasın Langerhans adacıklarında salgılanan ve kanda şeker oranını ayarlayan, birçok hücre için büyüme faktörü olarak görev yapan, 21 ve 30 amino asitlik iki polipeptis zincirinden oluşan protein yapısındaki hormon.
İyon pompası : Hücre zarında bulunan ve iyon akışını düzenleyen kompleks protein molekülü.
İzotonik : Hücrenin iç ve dış ortamının zynı osmotik basınca sahip olma durumu.
İzomeraz : Molekül içerisinde atomların yerlerini değiştiren enzim.
- J -
Jel : Kolloit sıvıların yada sollerin pıhtılaşması ile oluşan pelte koyuluğunda madde.
Jel elektroforez tekniği : Aynı elektrik yüklü moleküllerin jel matriks içerisinde büyüklüklerine göre ayrılması tekniği.
Jelatin : Açık sarı, suda çözünebilen ve hayvanlardan elde edilen pelte kıvamında, suda kaynatıldığı zaman çözünen, oda sıcaklığında katı hale geçen bir protein.
- K -
Kafein : Kahve taneleri ve çay yapraklarında bulunan, merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi olan, fosfodiesteraz aktivitesini engelleyen bir pürin alkaloit.
Kalaza : Kuş yumurtalarında vitellusu (yumurta sarısı) karşılıklı iki taraftan zara bağlayan iki sarmal banttan her biri.
Kalsitonin : Tiroid bezi tarafından salgılanan, kemiklerde kalsiyum depolanmasını hızlandıran bir hormon.
Kalıtım : Canlının genetik şifresinin kendisinden sonra gelen nesle/yavrulara aktarılması.
Kanser : Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel ad.
Kapsit : Virüslerin nükleik asitinin dışında bulunan, bazı virüslerde tek tip, diğerlerinde birkaç tip proteinden oluşan protein kılıf.
Kromozom : Hücrenin bölünme aşamasında görülen, iğ ipliklerinin kısalıp dönümler yaparak meydana getirdiği yapılar.
Kloforil : Bitki hücrelerinde " Kloroplast " adı verilen bir pigmentin içerisinde bulunan ve ışık enerjisini absorbe ederek kimyasal enerji halinde depolayan bir tür molekül.
Koenzim : Bir enzimi aktif hale getiren, enzimin protein olmayan bileşeni.
- L -
Laktoz : Sütte bulunan ve sütün buharlaşmasıyla kristal halde toplanan bir disakkarit.Süt şekeri.
Larva : Ergin karakterlerini kazanmadan önceki genç hayvan.
Lenfatik sistem : Omurgalılarda vücuda yayılmış, kan dolaşım sisteminin uçlarına bağlı ince kılcal ağ.
Leptoten : Mayoz bölünme profazında görülen ve kromatin maddesinin ince iplikler halinde ortaya çıktığı erken evre.
Liyaz : Bir molekülün parçalanmasını yada bir grubun molekülden uzaklaştırılmasını sağlayan enzimler.
Lokus : Bir genin kromozom üzerinde bulunduğu bölgeye verilen ad.
Lösemi : Beyaz kan hücrelerinde görülen kanserlerin genel adı.
Lökoplast : Bitki hücrelerinde yada bazı kamçılı tek hücrelilerde bulunan renksiz plastitler.
Lusiferin : Derin deniz balıkları, sölenterler, ateş böceği gibi organizmalarda enzimle okside olunca ışık veren bir tür madde.
- M -
Makrofaj : Kan dokusundaki monositlerden farklılaşarak oluşan, bağ dokusunda makrofaj, akciğerlerde alveolar makrofaj,
merkezi sinir sisteminde mikroglia ve kemik dokusundaki osteoklastlarla aynı olduğu düşünülen,
mikroorganizmaları fagosite edip yok eden bağ dokusu hücresi.
Mantar : Mikroskopik yada makroskopik olan parazit, saprfit yada simbiyoz olarak yaşayan, klorofilsiz, zehirli yada zehirsiz olan canlı yapı.
Maya : Ekmek mayalanmasında kullanılan canlı yada ölü, tek hücreli mantar yada bakteriler.
Megaspor : Bazı deniz bitkilerinin üreme bölgelerinde meydana gelen, büyük sporlara verilen genel ad.Sporangiyum.
Mikrosapor : Bazı deniz bitkilerinde erkek üreme bölgeleri tarafından üretilen küçük eşey hücreleri.Mikrospor.
Mikrovillus : Silindirik yada kübik epitel (örtü) hücrelerinin üst yüzeylerinde emme yüzeyini genişletmek için hücrenin sitoplazmasından dışarı doğru yaptığı uzantılardır.
Misel : Yağ moleküllerinini, çözünmediği bir sıvı madde içerisine bırakıldığı zaman oluşturduğu küçük partiküller.
Monomer : Organik molekülleri oluşturan birim yapıların her biri.
Mutualizm : İki canlının birbirlerinden faydalanarak birlikte yaşamaları.
Mutant : DNA sında değişiklik (mutasyon) meydana gelmiş olan canlı.
- N -
Nefron : Böbreğin yapı ve görev bakımından birimi olup malphigi cisimciği, dalgalı kanallar ve Henle ilmiğinden oluşur.
Nekroz : Hücrelerin ve dokuların ölmesi durumu.
Nikotin : Bir nörotransmitter olan asetilkolinin faaliyetini engellediği için zehirli olan ve tütünden elde edilen bir alkaloyid.
Nişasta : Bitkilerde depo maddesi olarak meydana getirilen polisakkarit (C6-H10-O5).
Nöron : Birçok dentrit ve uzun bir aksondan oluşan sinir hücresi.
Nükleotid : İki şeker, bir pürin ve bir pürimidin bazından oluşan tek bir DNA sırası.
Nükleaz : Nükleik asitleri kısa oligonükleotit parçalarına yada tek nükleotide hidrolize eden enzimler grubu.
Nörogenez : Gelişme sırasında sinir sisteminin gelişme safhası.
Nokta mutasyonu : DNA kopyalanması sırasında bir baz çiftinde meydana gelen değişiklik.
Nimfa : Yarı başkalaşım gösteren böceklerde, dış görünüşü ergine benzeyen, fakat eşey organları ve kanatları tam olarak gelişmemiş evre.
- O -
Oosit : Dişi eşey organında eşey hücrelerinin oluşması sırasında oogonyumdan değişen ve iki mayoz bölünmesi geçirecek olan hücre.
Oospor : Oomiset mantarlarda, alglerde ve protozoonlarda döllenmiş oosferde gelişen kalın duvarlı zigot.
Oksotrof : Ana ve babanın genlerinde bulunmasına karşın kendi büyümesi için gerekli molekülü sentezleyemeyen mutant mikroorganizma.
Oksinler : Bitki organizmalarında bulunan ve büyümeyi sağlayan hormonlara verilen genel ad.
Omurilik : Omurga içerisinden geçen sinirsel doku.
Oogami : Genellikle büyük hareketsiz dişi gamet ile küçük ve hareketli erkek gametin birleşmesi.
Operatör gen : Bakteri yada virüs genomunda repressör (baskılayıcı) proteini bağlayan ve yanındaki genin transkripsiyonunu kontrol eden gen.
Organik madde : Doğal olarak bulunmayıp canlı organizmalar tarafından senezlenen maddeler.
Ototrof : Kendi besinini kendi karşılayabilen canlılar (Örneğin bitkiler).
- P -
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen, yaşları ve anatomik yapıları hakkında fikir yürüten bilim dalı.
Pankreas : Genel olarak midenin sol yanında yer alan, hem iç salgı hemde dış salgı ile görevli olan karma bez.
Paratroit hormon : Paratroit bezinden salgılanan, kalsiyumun bağırsaktan emilimini,
böbreklerden atılmasını, kemiklerden serbest hale geçirilmesini ve hücreler arasındaki kalsiyum iyon konsantrasyonunu kontrol eden hormon.
Patoloji : Hastalıklarla uğraşan bilim dalı.
Penisilin : " Penicillium notatum " isimli bir mantar tarafından üretilen ve bakteri hücre duvarının sentezini engelleyen bir antibiyotik.
Periderm : Ağacın kabuk kısmı.birçok gövde ve köklerde ikinci büyüme ile epidermisin yerini alan doku.
perikarp : Kalbin en dış örtüsüne verilen ad.
Proteoliz : Proteinlerin amino asitlerine kadar parçalanması işlemi.
Protozoon : Tek hücreli canlılara genel olarak verilen ad (örneğin algler, mantarlar, bakteriler vs.)
Pseudopod : Bazı tek hücrelilerin hareket etmek veya besin almak amacıyla sitoplazmasının dışarıya doğru oluşturduğu uzantılardır.
- R -
Radyoekoloji : Radyason ve ekolojik sistem arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı.
Radyobiyoloji : Radyasonun canlılar üzerine nasıl etki ettiğini inceleyen bilim dalı.
Refleks : Bir uyartıya verilen ani cevap.Alınan uyartı sonucunda meydana gelen impulsa, beyne iletilmeksizin verilen cevap.
Reçine : Çam, elma, erik gibi bazı odunlu bitkilerin salgıladıkları katı yada yarı akışkan, yarı saydam, suda çözünmeyen salgı maddeleri.
Replikasyon : DNA nın çözülerek ortamdaki serbest bazları kullanıp kendinin bir kopyasını çıkarması işlemi.
Replikon : DNA molekülünde bir kopyalama kökeni kapsayan ve peş peşe kopyalanan nükleotit dizilerinden oluşan uzunluk.
Resesif : Bir genin kendini fenotipte gösterememesi durumu.Çekinik gen.
Ribozim : Ortamda herhangi bir protein bulunmadığı zaman enzim özelliği gösteren saf RNA.
RNA polimeraz : DNA dan RNA sentezini gerçekleştiren enzim.
Rodopsin : Göz organında bulunan ve fotonun ilk olarak çarptığı bir çeşit protein.
- S -
Safra tuzları : Safra kesesinden ince bağırsağa salgılanan ve yağların misellere (küçük partiküller) dönüşümünü sağlayan biyokimyasal maddeler.
Sekretin : Sindirim sırasında onikiparmak bağırsağı tarafından meydana getirilen ve pankreas sindirim enzimleri salgılamak üzere uyaran bir polipeptid hormonu.
Selüloz : Bitki hücrelerinin çeperlerinde bulunan ve oldukça sağlam bir yapıya sahip olan polisakkarit molekülerinden oluşan madde.
Sentriyol : Hücre bölüneceği zaman kutuplara göç eden, iğ ipliklerinin yapımında rol oynayan organellerdir.
Serebral : Beyin organıyla ilgili yapı.Beyine bağlı.
Serum : Kanın pıhtılaşmasından sonra ayrılan sıvı kısım.
Sesil : Bir organizmanın sap, gövde ve pedisel gibi yapıları olmaksızın doğrudan bir yere oturması (Örneğin deniz tabanına oturması).
Sil : Bazı tek hücrelilerde hareti sağlayan, yine bazı organizmaların akciğer borularında senkronize hareket ederek toz vb. partikülleri akciğerden uzaklaştıran kamçı benzeri yapı.
Sessiz mutasyon : Meydana geldiği gen üzerinde, daha sonra bugen tarafından üretilecek proteinin fonksiyonunu değiştirmeyen mutasyonlardır (etkisiz mutasyon).
Sinüs : Organların yada dokuların arasındaki boşluk yada her hangi bir açıklık.
Sölom : Hayvanlarda bir epitel (sölom epiteli) ile astarlanmış olan vücut boşluğuna verilen ad.
- T -
Transdüksiyon : Bir mikroorganizmadan bir diğerine virüs veya bakteriyofajlar aracılığıyla gen aktarılması olayı.
Translokasyon : Kromozomun bir parçasının kopup başka bir kromozoma eklenmesi şeklinde olan kromozom mutasyonu.
Termofil : Yüksek sıcaklıklarda yaşayabilen mikroorganizmalara verilen genel ad (termofil = ısıyı seven).
Tubul : Hücre içerisinde veya doku içerisindeki tüpsü yapılara verilen genel ad.
Terminatör gen : RNA polimerazın transkripsiyonu durdurmasına neden olan DNA dizisi.
tRNA : Protein sentezi sırasında (translasyon) amino asitleri ribozoma taşıyan özel bir RNA çeşidi.
Taksonomi : Canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan kural ve prensipler.
Takım : Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan, familya ve sınıf arasındak bulunan, yakın benzerlik gösteren organizmaların meydana getirdiği taksonomik birlik.Ordo.
Timpanum : Orta kulağı oluşturan davul şeklindeki boşluk.Aynı zamanda böceklerin işitme organı, timpanal organ.
Timin : DNA yapısına katılan fakat RNA yapısına katılmayan bir primidin bazı.
- U -
Urasil : Yanlızca RNA yapısına katılan baz.
Uç meristem : Bitkilerin kök ve gövdelerinin en uçlarında bulunan, sürekli bölünerek bitkinin büyümesini sağlayan doku.Meristem dokusu.
Unipolar : Tek kutuplu olma durumu.Bazı sinir hücreleri yanlız tek bir uzantıya sahip olabilir (unipolar sinir hücresi).
Üre : Memeli ve diğer hayvanlarda amino asitlerin yıkımı ile oluşan son ürün.
- V -
Varyasyon : Bazı karakterler bakımından farklı olma, orta durumdan sapma durumu.Esas tür tipine göre belirli karakterlerde görülen farklılıklar.
Vakuol : Ökaryot hücrelerin sitoplazması içerisinde sıvı, hava yada kısmen sindirilmiş besin kapsayan tek zarla çevrili yapıların her biri.
Valin : Protein sentezine katılan amino asitlerden birisi.
Vaskular sistem : Ksilem ve floemden oluşan bitki dokularında, ksilem tarafından su ve suda erimiş maddelerin, floem tarafından fotosentez ürünlerinin taşınmasını sağlayan iletim sistemi.
Vanadyum : İnsan ve hayvanlar için gerekli bir eser (az miktarda bulunan) elementidir.
Verimlilik : Birim zamanda meydana getirilen yavru sayısı ile ölçülen, bir bireyin yada populasyonun üreme kapasitesi.Fertilite.
Ventral : Bir organizmanın karın kısmı (sırt kısmı dorsal).
Vejetasyon : Bitkinin tohumdan gelişip tekrar tohum verecek hale gelene kadar geçen dönemi.
Viroid : Bitki hücrelerinde hastalık yapan, 400 ' e kadar ribonükleotitten oluşan, virüslerden daha basit yapılı organizma.
- Y -
Yağ asidi : Esterlerle bileşikler yaparak yağ moleküllerini meydana getiren maddeler.
Yapısal gen : Hücrenin yapısı ve metabolizması için gerekli RNA ' ları kodlayan DNA dizisine verilen genel ad.
Yüzme kesesi : Birçok kemikli balıkta çeperi sindirim kanalı ile aynı yapıda, içi hava ve diğer gazlarla dolu olan, hidrostatik denge, solunum, ses çıkarma ve ses almada görevli yapı.
- Z -
Zoospor : Tek hücreli algler ve mantarlarda kamçılı, hareketli eşey hücresi.
Zootoksin : Bir organizma tarafından meydana getirilmiş toksik maddeler.