Şeyh İzzeddin el-kassam

Şeyh İzzeddin el-kassam   Konuyu açan: el_feta   İlk Mesaj: 11-23-2008 (18:42)   Son Mesaj: 11-23-2008 (18:43)    Cevap: 1    Gösterim: 1206  

Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 gönderen el_feta

    11-23-2008

    Şeyh İzzeddin el-kassam

    Öncüleri değerli kılan nedir? Şahısları mı, şahsiyetleri mi? Bir öncü düşünün ki ilimde, takvada, cesarette, kararlılıkta ve İslami duyarlılıkta kendinden sonrakilere emsaldir. Yıllar sonra dahi ardından gelenler için, direniş çölünde adım adım nice fırtınaların silemediği izler bırakmıştır. Nice mimarların ilhamı olacak direniş motiflerini dokumuştur. Azimle, gayretle Şeyh İzzeddin Kassam!

    1880 yahut 1882 yıllarında Suriye’nin Lazkiye vilayetinin Cebele ilçesinde doğmuştur. Asıl adı, Muhammed İzzeddin İbn-u Abdülkadir el Kassam’dır. İlköğrenimini Cebele’de yaptı. 1896 yılında Ezher Üniversitesine başladı. Bu süre zarfında da tahsilini tamamlayarak muhtelif yerlerde davet ve eğitim faaliyetlerine girişti.

    Cebele’de az bir müddet ikametten sonra bir yıl kadar Türkiye’de de vaaz ve irşatta bulundu. Cebele’deki ders ve sohbet halkası genişledikçe, irşat faaliyetleri de geliştikçe gençleri de içine aldı. Adeta toplum mimarı olmuş, halkla iç içe yaşıyordu Şeyh İzzeddin. Aynı zamanda yaşadığı dönemde yeryüzündeki İslami direnişleri de takip ediyor, duyarlılık gösteriyordu. Nitekim Ömer Muhtar’ın şanlı direnişine yardım için büyük meblağlara ulaşan kampanyalar düzenlemiş, halktan çok büyük destekler görmüştü.

    Fransızların Suriye’yi işgalinde mücahitleriyle beraber önde onu görüyoruz. Öyle ki Fransızlar Suriye’de sadece Sihyan bölgesinde tutunabilmişti. Bu durum Şam’ın Fransızlarca işgal edilmesine dek sürdü.

    Şeyh İzzeddin sömürgeci güçlerle işbirlikçilerin çeşitli oyunlarını sezip 1921’de Filistin davasına yardım için Hayfa’ya geçti. Hayfa’daki istiklal camiinde verdiği vaazlarla kitleleri Siyonistlere karşı şuurlandırıyor, halkı bu tehlikeye karşı uyanık olmaya çağırıyordu. Daha sonra bağlı bulunduğu teşkilatın emriyle görevlerini bırakıp askeri örgütlenme faaliyetlerinde bulundu. Zira Filistin yoğun bir Yahudi göçüne maruz kalmıştı. İngilizlerin desteğiyle de gün be gün bu göç artıyordu. Dolayısıyla sadece sözlü davet ve irşatla yetinmeyip fiili bir direnişte bulunmak zaruret halini almıştı.

    Talebelerinden ve gönüllülerden teşekkül ettirdiği askeri birlik, adına nispeten ‘Kassamiler’ olarak adlandırıldı. Kassamiler, Hayfa’da ve Filistin’in kuzeyinde çok başarılı mücadeleler verdiler. Bu sebeple halkın gözünde büyük bir şerefleri ve değerleri vardı.

    Filistin’i işgal eden İngilizlerin bu yapılanmadan (Kassamilerden) gözü korkmuştu. Siyonist Yahudiler ise bu direnişten oldukça çekiniyordu. Kassamiler’in örgütlenmeleri ve gizli çalışmaları, kendilerini kamufle etmeleri ve halk desteğine sahip olmaları sayesinde izleri belli olmuyordu. Adeta hiçbir yerde değillerdi; ama her yerdeydiler.

    İngilizlerin tüm uğraşmaları ve her yolu denemeleri bir türlü başarı getirmiyordu. Sanki Kassamiler yoklardı. Eylemleri ses getiriyordu; fakat izleri yoktu. 1931 yılına gelindiğinde Kassamiler son hadde ulaşan bir güç ve gelişime sahiptiler. Artık bu gücü halkla beraber göstermenin zamanı gelmişti. Kıyam ilan edilmeli, cihad fitili ateşlenmeliydi. Bu gayeyle Şeyh Kassam, Kudüs Kurtuluş Örgütüyle irtibata geçip güç ve hareket birliği yapmıştı. Cihadın fiili olarak halkla beraber başlatılması gerekiyordu. Halk bir şeyler seziyor, havadaki gerginliklerden olabilecek kıyam için kendilerini hazırlıyordu.

    5 Nisan 1931’de Şeyh İzzeddin’in kendisine bağlı mücahitlerle beraber Ceniğ Dağında başlattığı fiili cihad, tüm hızıyla devam etti. Bu kıyamla beraber Filistinlilerin İngilizlere karşı başlattığı kıyam sayısı altıya ulaşıyordu. İngilizler mücahitleri ortadan kaldırmak için kuvvetlerini Şeyh İzzeddin’in üzerine gönderdilerse de büyük kayıplarla geri çekildiler. Defalarca bulundukları girişimler akamete uğramış, boşa çıkmıştı. Kassamiler’le bir türlü baş edemiyor yerlerini tespit edemiyorlardı. Çünkü halk onları seviyor ve destekliyordu.

    1935 yılıydı. Şeyh Kassam, yakınlarındaki Ya’bed Dağına bazı mücahitlerle beraber silah eğitimi için çıkmıştı. O sıralarda emniyet görevlisi olarak çalışan ve İngilizlere casusluk yaptığı bilinen biri, Şeyh Kassam’ın ve arkadaşlarının bulunduğu yeri ihbar etti. İngilizler karadan ve havadan 500 kişilik kuvvetle onu ortadan kaldırmayı plandılar. Mücahitlerin bulundukları yere geldiklerinde teslim ol çağrısında bulundular. Fakat Şeyh ve 14 arkadaşı sayıca az oldukları ve isterlerse kaçabilecekleri halde karşı koymayı tercih ettiler.

    19 Kasım 1935 tarihinde o gün şafağın sökmesiyle başlayan şanlı direniş sabahın onuna kadar devam etti. Şeyh Kassam, Şeyh Abdullah, Şeyh Ömer Hasan Sa’di ve Hanefi ismiyle tanınan Mısırlı bir mücahit bu çatışmada şehit, geri kalan mücahitler de yaralanarak esir düştüler. Bir avuç mücahit yiğitlikleriyle şeref ve izzeti seçmişti Ya’bed dağını kendilerine şahit tutarak.

    Esirler daha sonra askeri mahkemede yargılandılar iki ile on beş yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldılar.

    Müslümanlar Şeyh Kassam ve yiğit arkadaşlarının şehadetiyle hüzne boğulmuşlardı. Bir taraftan gösteriler yapılırken, diğer taraftan da şehit Kassam ve arkadaşlarının cenazelerinin onların şehadetlerine layık bir şekilde kaldırılması için tüm Müslümanlardan cenaze namazına katılmaları isteniyordu.

    Cenaze namazlarına on binlerce Müslüman katılmıştı. Şehitler, Bacur Mezarlığına defnedildi. Ayrıca Şeyh Kassam için bir türbe yapıldı.

    Şehitlerin cenazelerini çok kalabalık bir topluluk izliyordu. O güne kadar İngilizler böylesine bir kalabalığı hiç görmedikleri için korkuya kapılıp topluluğu dağıtmak istediler. Böylece İngiliz askerleriyle Müslümanlar arasında çatışma çıktı. Her iki taraftan da yaralanmalar oldu.

    Şeyh Kassam ve mücahitlerin yerini ihbar eden casus ise daha sonraları mücahitler tarafından öldürüldü.

    Şeyh İzzeddin’in bu şanlı mücadelesi Filistin halkı için direnişe ilham ve meşale olma özelliğini her zaman koruyarak onları harekete geçirmiştir. Zaten 1936’daki büyük kıyamın şartlarını bu hareket hazırlamıştı. Bugün, Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin Kassam Birlikleri, Şeyh Kassam’dan ve mücadelesinden ilhamla direnen ve bu amaçla var olan işgalci İsrail’i titreten bir direniş değil midir?

    Filistin’e altı kardeşiyle gelip yerleşen Şeyh İzzeddin, namazını cemaatle kılan, teheccüde devam eden, (cc)’ı çokça zikredip çokça ibadetle meşgul olan çoğunlukla oruçlu olan bir şahsiyetti. Evinin asıl ihtiyaçlarını ucuz ve külfetsiz şeylerden temin edip gelirinin kalanını cihad için silah alımına ayırıyordu. Öyle ki evinde bir halı, bir divan bile bulunmazdı. Sade yaşantısıyla inandığı değerler için canını vermişti. Geçimi için de zaman zaman işçilerle birlikte denizde çalışıyordu.

    ’ın Resulü(sav) ve sahabenin hayatına benzer bir yaşantıyı tercih etmeleri ve gayret göstermeleri öncüleri, öncü kılan unsurlar değil midir?

    Ey Rabbimiz, ’a ve Resulüne inandığı gibi yaşayıp bu uğurda canlarını feda eden o güzide öncü insanları takip edenlerden kılman dua ve temen- nisiyle...

    (*) 19 Kasım Şeyh İzzeddin Kassam’ın şehadetinin yıl dönümü olduğundan okuyucularımızdan özelde Onun, genelde tüm şehitlerimizin ruhuna fatiha istiyoruz.



    Henna bunu beğendi.

    Latest 5 Biyografi





    Şeyh İzzeddin el-kassam Yorumları




      Permalink - Mesaj no 1  11-23-2008, 18:43


    Ölümünden sonra başlattığı isyanın başarısız olmasına karşın İzzeddin El Kassam bir efsane haline gelmiştir. Cenazesi binlerce insanın katılımıyla devasa bir ulusal bütünlük gösterisine dönüşmüştür.

    HAMAS'ın askeri kanadına onun adı verilmiştir. Yine HAMAS'ın kullandığı Kassam roketleri adını kendisinden almaktadır.
    el_feta - ait Kullanıcı Resmi (Avatar) el_feta