CHP Lideri Baykal, TSK'ya yönelik soruşturmalara dikkat çekti, Brezilya'yı örnek gösterdi
CHP lideri Deniz Baykal, “Kozmik Oda soruşturmasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüreğine yönelik bir soruşturmanın sürdürüldüğünü” ileri sürdü, komuta kademesine Brezilya örneğini vererek istifa yolunu gösterdi. CHP’nin dünkü grup toplantısını bir süre önce intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın kardeşleri Ahmet ve Haydar Tatar ile Hürriyet Ünver de izledi. Baykal, konuşmasında Yarbay Tatar’ın intiharına değinerek şunları söyledi:
“Herkes yaptığı iddianın hesabını verecek. Komutanını öldürme ithamıyla intihara sürüklenen yarbayın vicdan azabını nasıl unutabiliyorsun? Türkiye, demokrasiye gidiyormuş, değişim yaşanıyormuş, olurmuş böyle bedeller... Bu ne biçim demokrasi? Demokrasiyi, yargı mı önlüyordu?” Baykal bunları söylerken, Yarbay Tatar’ın kardeşi Hürriyet Ünver ağlayarak “Kardeşimin hesabını kim verecek?” diye bağırdı.
İSTİFAYI GÖSTERDİ
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki aramayı hatırlatan Baykal şöyle dedi: “TSK’nın yüreğine, kalbine yönelik bir soruşturma haftalardır sürdürülüyor. Bu soruşturmanın altında bir itham var. İthamın, şüphenin hedefi falan kişi olmaktan artık çıkmıştır; kurum haline gelmeye başlamıştır. Bu şüpheye, ithama muhatap olanlar bunu rahatlıkla karşılayabilirler, ama bilinmelidir ki Türk milleti haftalardır TSK’ya yönelik bu ithamın sürdürülüyor olmasından rencide olmuştur. Bakın Brezilya’da, daha
bugün basında var, Silahlı Kuvvetler personeline bir soruşturma girişimi yapılmış, komutanlar ‘derhal biz istifa ediyoruz’ demiştir ve onun üzerine soruşturma konusu askıya alınmış.”
SALDIRAN KİM?
Genelkurmay Başkanı ‘TSK’ya karşı psikolojik saldırı var’ diyor. Kim yapıyor bunu? Saldırının nereye olduğunu anladık; saldıranın kim olduğunu anlamadık. Başbakan, ‘sekizinci defa konuşuyorum’ diyor, ne kadar
konuşursan konuş ama aldatmayı, uyutmayı bırak. TSK’ya karşı dava açtı ‘irticayla mücadele planı’ diye, o belge işi ne oldu? Suikast iddiası ne oldu? Mahkeme itibar etmedi ama haftalardır Kozmik Oda’da soruşturma devam ediyor. Türkiye’de gerçeklerin peşinde miyiz; yoksa kendi amacımıza uygun şeyleri gerçek diye kabul ettirebilmek için yalan-doğru belgeler üretip, iftiralar yapıp, suikast iddiaları ortaya atıp ülkeyi karıştırmaya mı çalışıyoruz?
BAŞBAKAN NEYİ BEKLİYOR?
Yargıtay Başkanı’nın feryadını dinledik. ‘Ateş bacayı sardı, yangın büyüyor’ diyor. Başbakan’ın kurumlar arasındaki çatışmayı görmesi için Yargıtay Başkanı’nın sözleri yetmiyor da daha ne bekliyor? Bir süre önce de
Yargıtay Başkanı ‘yargı savunmada’ demişti. Başbakan aldırmadı. Şimdi, ‘Yangın var’ da yetmemiş.
MEDYA SUSARSA
Demokrasinin önünde medya mı engel. Medyayı susturursanız Türkiye demokrasiye mi geçecek? Hangi gazete patronunun ne zaman patronluktan istifa etmesini başbakanlar tayin edince, o iktidar demokratik mi olacak? Gazetenin genel yayın yönetmeninin işine son verilmesi gerektiği talimatını başbakanlar verince o ülkede basın özgürlüğü daha bir güvenceli mi olacak? Bunların hepsi baskı ama asıl en büyük baskı oto-sansür. Bakın Yargıtay Başkanı konuşuyor, kaç tane gazetenin birinci sayfasında bu haber var?"
CHP lideri Deniz Baykal, “Kozmik Oda soruşturmasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüreğine yönelik bir soruşturmanın sürdürüldüğünü” ileri sürdü, komuta kademesine Brezilya örneğini vererek istifa yolunu gösterdi. CHP’nin dünkü grup toplantısını bir süre önce intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın kardeşleri Ahmet ve Haydar Tatar ile Hürriyet Ünver de izledi. Baykal, konuşmasında Yarbay Tatar’ın intiharına değinerek şunları söyledi:
“Herkes yaptığı iddianın hesabını verecek. Komutanını öldürme ithamıyla intihara sürüklenen yarbayın vicdan azabını nasıl unutabiliyorsun? Türkiye, demokrasiye gidiyormuş, değişim yaşanıyormuş, olurmuş böyle bedeller... Bu ne biçim demokrasi? Demokrasiyi, yargı mı önlüyordu?” Baykal bunları söylerken, Yarbay Tatar’ın kardeşi Hürriyet Ünver ağlayarak “Kardeşimin hesabını kim verecek?” diye bağırdı.
İSTİFAYI GÖSTERDİ
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki aramayı hatırlatan Baykal şöyle dedi: “TSK’nın yüreğine, kalbine yönelik bir soruşturma haftalardır sürdürülüyor. Bu soruşturmanın altında bir itham var. İthamın, şüphenin hedefi falan kişi olmaktan artık çıkmıştır; kurum haline gelmeye başlamıştır. Bu şüpheye, ithama muhatap olanlar bunu rahatlıkla karşılayabilirler, ama bilinmelidir ki Türk milleti haftalardır TSK’ya yönelik bu ithamın sürdürülüyor olmasından rencide olmuştur. Bakın Brezilya’da, daha
bugün basında var, Silahlı Kuvvetler personeline bir soruşturma girişimi yapılmış, komutanlar ‘derhal biz istifa ediyoruz’ demiştir ve onun üzerine soruşturma konusu askıya alınmış.”
SALDIRAN KİM?
Genelkurmay Başkanı ‘TSK’ya karşı psikolojik saldırı var’ diyor. Kim yapıyor bunu? Saldırının nereye olduğunu anladık; saldıranın kim olduğunu anlamadık. Başbakan, ‘sekizinci defa konuşuyorum’ diyor, ne kadar
konuşursan konuş ama aldatmayı, uyutmayı bırak. TSK’ya karşı dava açtı ‘irticayla mücadele planı’ diye, o belge işi ne oldu? Suikast iddiası ne oldu? Mahkeme itibar etmedi ama haftalardır Kozmik Oda’da soruşturma devam ediyor. Türkiye’de gerçeklerin peşinde miyiz; yoksa kendi amacımıza uygun şeyleri gerçek diye kabul ettirebilmek için yalan-doğru belgeler üretip, iftiralar yapıp, suikast iddiaları ortaya atıp ülkeyi karıştırmaya mı çalışıyoruz?
BAŞBAKAN NEYİ BEKLİYOR?
Yargıtay Başkanı’nın feryadını dinledik. ‘Ateş bacayı sardı, yangın büyüyor’ diyor. Başbakan’ın kurumlar arasındaki çatışmayı görmesi için Yargıtay Başkanı’nın sözleri yetmiyor da daha ne bekliyor? Bir süre önce de
Yargıtay Başkanı ‘yargı savunmada’ demişti. Başbakan aldırmadı. Şimdi, ‘Yangın var’ da yetmemiş.
MEDYA SUSARSA
Demokrasinin önünde medya mı engel. Medyayı susturursanız Türkiye demokrasiye mi geçecek? Hangi gazete patronunun ne zaman patronluktan istifa etmesini başbakanlar tayin edince, o iktidar demokratik mi olacak? Gazetenin genel yayın yönetmeninin işine son verilmesi gerektiği talimatını başbakanlar verince o ülkede basın özgürlüğü daha bir güvenceli mi olacak? Bunların hepsi baskı ama asıl en büyük baskı oto-sansür. Bakın Yargıtay Başkanı konuşuyor, kaç tane gazetenin birinci sayfasında bu haber var?"