Selamun aleykum
Dışarıda ayaz var.Arabadan inenlerin dişleri soğuktan birbirine değiyor.Seslerini işitiyorum çünkü benimde içim üşüyor.İnsanlar yürekten ,samimi,sıcak ,taraflı ,sahipli...
Tek ümmet bilinci içinde eller havada.Gazze içindir herşey.Gazze direndikçe ümmet birleşip yek vücudu temsil ediyor.Zalime ulaşacak mermimiz olmasada yüreğimizden çıkan sözler bir mermiden daha fazla iş görüyor.
Çocuk,genç,yaşlı,kadın,erkek herkes meydanda içindekileri zalimin üstüne bırakıyor.Nurettin şirin konuştukca ümmetin heyecanı daha da artıyor.
Allah celle verdiği bir musibetten ümmeti birleştirecek hayrı nasip ediyor.
Buraya kadar anlşattıklarım yaşadığım olayların minik bir özeti.Şimdi sizlerle paylaşacağım olay ise başlıktaki kardeşimizin olgunluğu.
Ramazan Kaya hocam anlatıyor:Gece bir kardeşimiz beni evime arabasıyla bırakıyor.Yüzünde hafiften bir hüzün var ama başka bir hüzün.Soruyorum nedir bu hüznün cevaplıyor:Hocam dün konsolosluğun önündeki ümmete katıldık.Hanım ve çocuklarla beraberdik.Üç yaşındaki kızımızı heyecandan o soğukta biraz ihmal ettik.Eve döndük.Gece kızımızı ateşler içinde bulduk.Hanımla kzımızın ateşini düşürmeye çalışırken bir de baktım ki derinden sayıklıyor.Eğildim kulağımı ağzına yaklaştırdım.Duyduklarım beni olduğum yerde sabitledi.Kızımız diyordu ki: KAHROLSUN İSRAİL...
Ramazan hocam bu olayı anlatırken vücudumun ısındığını ve yüreğimin keşke taş olsaydım dediğini duyar gibi idim.Üç yaşıdaki bacımızın hassasiyetini acaba taşıyabiliyormuydum.Gözlerimden yaşlar akarken içimdeki derinlikten şu sesi duyar gibi idim:Yok ağlama sen sadece ağlayarak kurtulabileceğini ve rahatlayacağını mı sandın.İşte bu ses benim göz yaşlarımı da kesmişti.Gözyaşlarım kesilince sanki yüreğimin dilim dilim olduğunu hissediyordum.Acım gittikçe artıyordu...
Ben Gazze yi görünce ,Gazzeyi işitince nefes alamamalıydım.Yediklerim boğazımda düğümlenmeliydi.Zillete adım atan ayaklarım durmalıydı.Benim günahkar bedenimi bir köşede öylece bırakmalıydı.Ama öyle olmadı Gazze ye saldırılar hafifleyince zilletimiz hız kesmeden devam etmeye başladı...
Ama beni gelecekle ilgili ümitlendiren olaylarda olmuyor değil.
Ümmet kısa bir anda olsa yek vücud oldu.Üç yaşında ki bacımın hassasiyeti ve keza Ümraniyede katıldığım bir programda ellerinde Kelime-i Tevhid ve Filistin bayraklarını program boyunca bırakmayan yorulmadan dalgalandıran küçük kardeşlerimden gelecek nesillerin ümidini gördüm.
Ki o yaşlarda ki çocuklar küfürle öğütülünce bırakın o tür programlara oyun parklarına bile götürülemiyor.
Rabbim azda olsa devam lı bir şekilde kardeşlerimiz ve Gazzelerimizi hatırlayıp sahiplenmeyi nasip eylesin...
Selam ve dua ile.
Dışarıda ayaz var.Arabadan inenlerin dişleri soğuktan birbirine değiyor.Seslerini işitiyorum çünkü benimde içim üşüyor.İnsanlar yürekten ,samimi,sıcak ,taraflı ,sahipli...
Tek ümmet bilinci içinde eller havada.Gazze içindir herşey.Gazze direndikçe ümmet birleşip yek vücudu temsil ediyor.Zalime ulaşacak mermimiz olmasada yüreğimizden çıkan sözler bir mermiden daha fazla iş görüyor.
Çocuk,genç,yaşlı,kadın,erkek herkes meydanda içindekileri zalimin üstüne bırakıyor.Nurettin şirin konuştukca ümmetin heyecanı daha da artıyor.
Allah celle verdiği bir musibetten ümmeti birleştirecek hayrı nasip ediyor.
Buraya kadar anlşattıklarım yaşadığım olayların minik bir özeti.Şimdi sizlerle paylaşacağım olay ise başlıktaki kardeşimizin olgunluğu.
Ramazan Kaya hocam anlatıyor:Gece bir kardeşimiz beni evime arabasıyla bırakıyor.Yüzünde hafiften bir hüzün var ama başka bir hüzün.Soruyorum nedir bu hüznün cevaplıyor:Hocam dün konsolosluğun önündeki ümmete katıldık.Hanım ve çocuklarla beraberdik.Üç yaşındaki kızımızı heyecandan o soğukta biraz ihmal ettik.Eve döndük.Gece kızımızı ateşler içinde bulduk.Hanımla kzımızın ateşini düşürmeye çalışırken bir de baktım ki derinden sayıklıyor.Eğildim kulağımı ağzına yaklaştırdım.Duyduklarım beni olduğum yerde sabitledi.Kızımız diyordu ki: KAHROLSUN İSRAİL...
Ramazan hocam bu olayı anlatırken vücudumun ısındığını ve yüreğimin keşke taş olsaydım dediğini duyar gibi idim.Üç yaşıdaki bacımızın hassasiyetini acaba taşıyabiliyormuydum.Gözlerimden yaşlar akarken içimdeki derinlikten şu sesi duyar gibi idim:Yok ağlama sen sadece ağlayarak kurtulabileceğini ve rahatlayacağını mı sandın.İşte bu ses benim göz yaşlarımı da kesmişti.Gözyaşlarım kesilince sanki yüreğimin dilim dilim olduğunu hissediyordum.Acım gittikçe artıyordu...
Ben Gazze yi görünce ,Gazzeyi işitince nefes alamamalıydım.Yediklerim boğazımda düğümlenmeliydi.Zillete adım atan ayaklarım durmalıydı.Benim günahkar bedenimi bir köşede öylece bırakmalıydı.Ama öyle olmadı Gazze ye saldırılar hafifleyince zilletimiz hız kesmeden devam etmeye başladı...
Ama beni gelecekle ilgili ümitlendiren olaylarda olmuyor değil.
Ümmet kısa bir anda olsa yek vücud oldu.Üç yaşında ki bacımın hassasiyeti ve keza Ümraniyede katıldığım bir programda ellerinde Kelime-i Tevhid ve Filistin bayraklarını program boyunca bırakmayan yorulmadan dalgalandıran küçük kardeşlerimden gelecek nesillerin ümidini gördüm.
Ki o yaşlarda ki çocuklar küfürle öğütülünce bırakın o tür programlara oyun parklarına bile götürülemiyor.
Rabbim azda olsa devam lı bir şekilde kardeşlerimiz ve Gazzelerimizi hatırlayıp sahiplenmeyi nasip eylesin...
Selam ve dua ile.