önermek, sunmak (imkan sunmak)
Begegnung, die, (-en)- raslantı, karşılaşma
herstellen (Kontakte herstellen) kurmak (kontak kurmak)
Gelegenheit, die, (-en)- fırsat, şans, vesile
Enkelkind, das, (-er) torun
Kenntnis, die, (-se) bilgi
Fähigkeit, die, (-en) özellik, yetenek
weitergeben, er gibt weiter, gab weiter, hat weitergegeben
iletmek, geçirmek
Alleinerziehende, der/die,( -n) yalnız yaşayarak çocuğunu büyüten anne/baba
gelegentlich -arasıra olan
entlasten -yükünü hafifletmek
austauschen (+ sich) (sich mit anderen Menschen austauschen)
fikir alışverişi yapmak (başka insanlarla iletişim halinde olmak)
profitieren -faydalanmak, kâr sağlamak
Bevölkerung, die, (-en) nüfus, toplum
Jahrzehnt, das, (-e )onyıl
Vertrauen, das Sg. güven
Zusammensein, das Sg. beraberlik
Qualifikation, die, (-en) nitelik (kazanma)
VIRGÜL ICINDEKILER KELIMENIN COGUL HALINE GELEN EKLER