1. Alt 01-13-2008, 20:24 #1
    N u M a N Mesajlar: 492
    Alparslan Türkeş 25 Kasım 1917‘de Lefkoşe’de doğmuştur. Babası Ahmet Hamdi Efendi, annesi Fatımatül Zehra Hanım’dır. Alparslan Türkeş; aslen Kayserilidir. Büyük dedesi Arif Ağa, Kayseri’nin Pınarbaşı İlçesi'nin Yukarı Köşgerli Köyü'nden Kıbrıs’a göçetmiş ve buraya yerleşmiştir. İlk ve orta eğitimini Lefkoşe’de tamamlamıştır. O yıllarda İngiliz işgal idaresi altında bulunan Kıbrıs’tan ailece Türkiye’ye göçetmişler ve İstanbul’a yerleşmişlerdir.

    Askerlik mesleğine büyük sevgisi olan Alparslan Türkeş 1933 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ne girmiş, 1939 yılında bu liseden mezun olmuş ve Harp Okulu’a geçmiştir.1939‘da Harp Okulu’ndan mezun olarak orduya katılmıştır. Orduda muntazaman terfi etmiş ve harp akademisi imtihanını kazanarak akademiye geçmiştir. Başarılı bir eğitim dönemi sonrasında kurmay subay olarak mezun olmuştur.

    1940 yılında Isparta'da Muzaffer Hanım’la evlenirler. Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige (Çağrı) ve Yıldırım Tuğrul adlı çocukları dünyaya gelir. Muzaffer Hanım 1974 yılında vefat eder. Alparslan Türkeş, 1976 yılında Sevâl Hanım'la ikinci evliliğini yapar. Bu evlilikten Ayyüce ve Ahmet Kutalmış adlı iki çocuğu olmuştur.

    3 Mayıs1944'te, Ankara'da bir yürüyüş vardır. Türk Milleti'nin ve Devleti'nin bekası fikrine sahip aydınlar ve onların izindeki gençler, basın ve üniversite kadrolarına sızan ve kendilerini cumhuriyetin gerçek sahibi diye gösteren dönme-devşirme ittifakının oyunlarına karşı ideolojik tavrını koyar.

    Yürüyüşten sonra bir grup milliyetçi aydın tutuklanır. Genç Üsteğmen Alparslan Türkeş de bu aydınlar arasındadır. 20 Ekim 1944'te kendisini "vatan hainliği" suçlamasıyla sorgulayan Savcı’ya "Diğer sanıklar gibi bana da vatan hainliği suçu isnad edilmiştir. Bunu şiddetle redderim. Ben yeryüzünde her şeyden çok milletimi ve vatanımı severim" cevabını verir. Ancak mahkeme tarafından, 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılır ve mahkeme süresince bir yıl hücre hapsi yattığı için tahliye edilir. Kendisine verilen ceza daha sonra Askeri Yargıtay tarafından bozulur ve 2 numaralı mahkemede beraat eder.

    1948 yılında Genel Kurmay tarafından açılan imtihanları kazanmış ve bütün eğitim dönemindeki başarıları da gözönüne alınarak Amerika’ya tahsile gönderilmiştir. Amerika’da piyade okulu ve Amerikan Harp Akademi’sinde tahsil görmüş, buralardan da iyi dereceler ile mezun olmuştur.

    1955‘de kurmay binbaşı olan Alparslan Türkeş (Amerika’da) Washıngton’da bulunan daimi gurup nezninde Türk Genelkurmayı’nın Temsil Heyeti Üyeliği'ne tayin edilmiştir. 1957 yılının sonuna kadar vazifesini sürdürmüştür. Bu süre içerisinde Üniversity of America (Amerika Üniversitesi)‘ya devam etmiş, International Economics tahsili görmüştür. Daha sonra yurda dönen Alparslan Türkeş, 1959‘da Almanya’ya Atom ve Nükleer Okulu’na gönderilmiş, bu okulu da başarı ile bitirmiştir.

    İyi derecede Fransızca ve İngilizce bilen Alparslan Türkeş, 27 Mayıs 1960 yılına kadar Avrupa’da muhtelif Nato toplantılarında ve askeri mevzularda Türk Genel Kurmay Başkanlığı’nın temsilcisi olarak bulunmuştur.

    27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi'nin önde gelen simalarından olan Alparslan Türkeş, bu hareketi partilerüstü ve milli birliği sağlayacak bir reform hareketi olarak düşünmüştür. Müdahaleden sonra Milli Birlik Komitesi Üyesi olarak, Başbakanlık Müsteşarlığı yapmıştır. Görevde bulunduğu 27 Mayıs 1960 ile 25 Eylül 1960 tarihleri arasında, ülke ve kültür bütünlüğü kanun tasarısını ve Devlet Planlama Teşkilatı kanun tasarısını kanunlaştırmıştır.

    CHP’li bazı politikacıların Milli Birlik Komitesi üyelerine yapmış oldukları bazı telkinler ile 13 Kasım 1960 tarihinde 13 arkadaşı ile Mili Birlik Komitesi’nden çıkarılmış ve Mürtet Hava Üssü'nde hapsedilmiş, daha sonra da, 19 Kasım 1960‘ta Türkiye’den, hükümet müşaviri görevi ile Hindistan Yeni Delhi’ye mecburi ikâmetgah olarak gönderilmiştir. Alparslan Türkeş Hindistan’dayken hükümet yöneticilerine mektuplarla sürekli ikazlarda bulunmuştur.

    23 Şubat 1963‘ta yurda dönen Alparslan Türkeş, dava arkadaşlarıyla birlikte kadro oluşturup partileşmek amacıyla "Huzur ve Yükseliş Derneği" adlı bir dernek kurar.

    Kısa bir süre sonra Talat Aydemir'in giriştiği darbe teşebbüsüne karıştığı iddiası ile 21 Mayıs 1963’te tutuklanır ve Mamak Askeri Cezaevi'nde dört ay hücre hapsinde yatar. Yargılama sonucunda beraat eder. 5 Eylül 1963‘te tahliye olur.

    31 Mart 1964‘te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’ne üye olmuş ve Parti Genel Müfettişliği görevini almıştır. 1 Ağustos 1965‘de CKMP’nin kongresinde parti üyeleri tarafından genel başkanlığa seçilmiştir. 8 Şubat 1969'da CKMP’nin Adana’daki kongresinde Alparsalan Türkeş’in teklifiyle partinin ismi Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirilmiştir.

    65-69, 69-73, 73-77 ve 1977‘den 12 Eylül 1980‘e kadar dört dönem, Ankara ve Adana’dan milletvekilliği yapmıştır. 1975‘den sonra kurulan 1. ve 2. Miliyetçi Cephe Hükümetleri'nde başbakan yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur. 12 Eylül 1980 hareketinden sonra sıkıyönetim tarafından tevkif edilmiş ve 29 Nisan 1981 tarihinde, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası adı ile sıkıyönetim mahkemelerinin karşısına çıkarılmıştır. Yargılandığı dava nedeni ile uzun süren tutukluluğu, 9 Nisan 1985‘de tahliyeyle son bulmuştur.

    Bu dava nedeniyle dört buçuk yıl tutuklu kalmıştır. 6 Eylül 1987‘de siyasi yasakların referandum ile kalkmasından sonra 20 Eylül’de Alparslan Türkeş MÇP’ye törenle kaydolmuştur. 4 Ekim 1987 tarihinde yapılan olağanüstü 2.Kongre ile Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanlığı’na seçilmiştir.

    24 Eylül 1991 tarihinde 19. Dönem Milletvekili seçimlerinde MÇP’nin, IDP ve RP ile üçlü ittifak yapmasıyla Yozgat’tan milletvekili seçilmiştir. 15 Kasım 1991 tarihinde 18 arkadaşı ile ittifaktan ayrılarak bağımsız milletvekili olmuştur. 25 Aralık 1991‘de Demokratik Hareket Partisi'ni kurmuştur. Kurucular Kurulu Kararı ile parti kapatılarak, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin 29 Aralık 1991 tarihinde yapılan 3. Olağan Genel Kongresi’nde MÇP’nin Genel Başkanlığı’na seçilmiştir.

    12 Eylül 1980 hareketinin kapattığı siyasi partilerin isim ve amblemlerinin kullanılma yasağının kalkması ile, 27 Aralık 1992 tarihinde, kapatılan MHP’nin o günkü delegelerinin katıldığı kongrede, MHP’nin isim, amblem kullanma yetkisi tekrar kurucu Alparslan Türkeş’e devredilmiştir. 24 Ocak 1993 tarihinde yapılan kongrede, MÇP yerini MHP’ye bırakmış, genel başkanlığa da Alparslan Türkeş seçilmiştir.

    Alparslan Türkeş, 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan genel seçimlerde Adana’dan milletvekilliği adaylığını açıklamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, 24 Aralık 1995‘te yapılan genel seçimlerde %10‘luk ülke barajına takılarak meclise girememiştir. Alparslan Türkeş 4 Nisan 1997 tarihinde vefat etti. Ankara Beşevler’deki kabrinde yatmaktadır.

    Metin mete bunu beğendi.
  2. Alt 05-01-2008, 23:51 #2
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Şeriat,büyük bir tehlikedir...diye bir sözü var(bildiğim kadarıyla)...
    onu anlamak için önemli ve rijit bir kıstas,ne dersiniz?

  3. Alt 05-02-2008, 17:54 #3
    Metin mete Mesajlar: 547
    Saygi deger Basbugu anlamanin yolu onun hayatini Iyi bilmek yetmez ayni zamanda cokca sohbetine katilmis olmak gerekir.Eger bir insan hayatini böylesine dolu bir sekilde hizmetler zinciri ile gecirmis ise ve Hayatinda hep uzlasmaci olmus ise ayakta alkislanir.Allahatan Rahmet dilerim Bu vatan evladina..Allah onuda hesaba cekilenlerden eyler Insallah..Basbugum Allaha cok sükürler olsun hala biraktigin gibiyim...

    serkaan001 bunu beğendi.
  4. Alt 05-07-2008, 22:00 #4
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Hayatında hep uzlaşmacı olmuşsa önemli bir sorun var demektir bu 1. ikincisi alparslan türkeş in 'iyi'liği olsa dahi bu olgular bazındadır,islamsa konumuz asla ilkeler bazında böyle bir iyilikten sözedilemez...kimse çok kötü değildir,kişinin yaptığı müspet işler o kişiyi aklamaz,onun düzleminin ne olduğu esas önemli olandır...çizdiği/ortaya koyduğu/arkasında bıraktığı düşünce/felsefe nedir? işte bu onun esas değerlendirme temelidir...diğer tüm değerlendirmelerimiz fevri/hamasi olur...Ben deniz gezmiş i konuşurken de aynı yerde tıkanıyorum(daha doğrusu tıkanmak zorunda kalıyorum)...onun anti-emperyalist duruşu ve canıyla bedel ödemiş oluşu onun etrafında hayranlık uyandırıyor ve emperyalizm in buram buram etrafı sardığı şu dünyada sempati topluyor,oysa esas alınacak ölçü onun(deniz gezmişin) kendini hangi düzlemde ortaya koyduğudur...iyi dediğimiz olaylar/vakıalar/yapılanlar da buna göre değerlendirilir...aynı sorun Alparslan türkeş te de çıkıyor...tabi bu sözlerim müslüman olup,ideoloji olarak da islam ın ideolojisini sahiplenenlere...yoksa tuhaf bir dünya da yaşadığımızdan/kavramların aşınmasından dolayı ve cehaletten,ülkemizde hem müslüman hem kemalist,hem müslüman hem solcu,hem müslüman hem ülkücü/türkçü yahut kürtçü insanlara rastlamak mümkün...sorunumuzda zaten burada kanaatimce,islamın ideolojisi anlatılmazsa batı tandaslı,fransız ihtilali denen salgının dünyaya getirdiği sosyalis/ulusçu(ulusalcı/komünist ideolojiler de müslümanlar arasında alıcı bulacaktır ,ne yazık ki...O(alparslan türkeş) vefat etmiştir,rabbim onu yargılayacaktır elbet ama bzie düşen bugünümüzde/şimdimizde dünyayı/siyaseti/hayatı doğru algılayıp anlamak ve anlamlandırmaktır...
    selam ve dua ile...

  5. Alt 05-07-2008, 22:27 #5
    Metin mete Mesajlar: 547
    el_feta´isimli üyeden Alıntı
    Hayatında hep uzlaşmacı olmuşsa önemli bir sorun var demektir bu 1. ikincisi alparslan türkeş in 'iyi'liği olsa dahi bu olgular bazındadır,islamsa konumuz asla ilkeler bazında böyle bir iyilikten sözedilemez...kimse çok kötü değildir,kişinin yaptığı müspet işler o kişiyi aklamaz,onun düzleminin ne olduğu esas önemli olandır...çizdiği/ortaya koyduğu/arkasında bıraktığı düşünce/felsefe nedir? işte bu onun esas değerlendirme temelidir...diğer tüm değerlendirmelerimiz fevri/hamasi olur...Ben deniz gezmiş i konuşurken de aynı yerde tıkanıyorum(daha doğrusu tıkanmak zorunda kalıyorum)...onun anti-emperyalist duruşu ve canıyla bedel ödemiş oluşu onun etrafında hayranlık uyandırıyor ve emperyalizm in buram buram etrafı sardığı şu dünyada sempati topluyor,oysa esas alınacak ölçü onun(deniz gezmişin) kendini hangi düzlemde ortaya koyduğudur...iyi dediğimiz olaylar/vakıalar/yapılanlar da buna göre değerlendirilir...aynı sorun Alparslan türkeş te de çıkıyor...tabi bu sözlerim müslüman olup,ideoloji olarak da islam ın ideolojisini sahiplenenlere...yoksa tuhaf bir dünya da yaşadığımızdan/kavramların aşınmasından dolayı ve cehaletten,ülkemizde hem müslüman hem kemalist,hem müslüman hem solcu,hem müslüman hem ülkücü/türkçü yahut kürtçü insanlara rastlamak mümkün...sorunumuzda zaten burada kanaatimce,islamın ideolojisi anlatılmazsa batı tandaslı,fransız ihtilali denen salgının dünyaya getirdiği sosyalis/ulusçu(ulusalcı/komünist ideolojiler de müslümanlar arasında alıcı bulacaktır ,ne yazık ki...O(alparslan türkeş) vefat etmiştir,rabbim onu yargılayacaktır elbet ama bzie düşen bugünümüzde/şimdimizde dünyayı/siyaseti/hayatı doğru algılayıp anlamak ve anlamlandırmaktır...
    selam ve dua ile...



    Iste anlayis farkliligi bu olsa gerek,Bense ilkeler bazinda iyiliginden söz ediyorum ama siz söz edilemeyecegini söylüyorsunuz.Cünki onunla belkide hic sohbet sansiniz olmadi.Uzlasmada iyiydi cünki takintisi yoktu kimseyle.Deniz Gezmis Bence sorun Deniz gezmisin zamanina getirilen süredeki sorumlulardi halada onlarin hatalarini cektigimize inanan biriyim.Emperyalizme karsi verilen mücadele ne garipki biz zaten onlara teslim olali Nerede bir terörist var(Eskiya)veya(Saki)Onu kucaklamaya hazir bir sekildeyiz.Ha adi Deniz olmus ha adi Agca olmus fark eden bir sey yok..Günümüzün iki degisik eskiyasi var biri dagda(Pardon Sarayda,Adadaki)Digeri her yerde.Mesela Mecliste desem yanlismi olur...Yani anlayacagin biz yine bekliyoruz bir Saki...Neredenmi biliyorum forumlarda gezerken gördügüm niklerden...

  6. Alt 05-07-2008, 22:39 #6
    el_feta Mesajlar: 1.168
    o zaman sorunumuz ilkeler...
    ya siz islamın ilkelerini ki (ideolojik ve en koyu anlamıyla şeri düzlemde) iyi bilmiyorsunuz ya da ben...kastettiğim esas olarak da bu...ben islama vurulduğunda ortaya böyle övülmesi gereken bir insan çıkacağına inanmıyorum,değil de zaten...benim gibi düşünmeyebilirsiniz elbet bu sizin hakkınızdır...
    benzer durum,fevzi çakmak için de geçerlidir mesela..olgusal anlamda iyi konumuna nispeten oturtabileceğimiz bir kişi olmasına rağmen sözkonusu islam ise pek de adından sözedilmeye deymez gibi geliyor bana...
    mevzu bahis insanın durumu,fikri,ideolojisi nedir ki,bir müslüman onu sahiplensin??

  7. Alt 05-07-2008, 22:45 #7
    Metin mete Mesajlar: 547
    el_feta´isimli üyeden Alıntı
    o zaman sorunumuz ilkeler...
    ya siz islamın ilkelerini ki (ideolojik ve en koyu anlamıyla şeri düzlemde) iyi bilmiyorsunuz ya da ben...kastettiğim esas olarak da bu...ben islama vurulduğunda ortaya böyle övülmesi gereken bir insan çıkacağına inanmıyorum,değil de zaten...benim gibi düşünmeyebilirsiniz elbet bu sizin hakkınızdır...
    benzer durum,fevzi çakmak için de geçerlidir mesela..olgusal anlamda iyi konumuna nispeten oturtabileceğimiz bir kişi olmasına rağmen sözkonusu islam ise pek de adından sözedilmeye deymez gibi geliyor bana...
    mevzu bahis insanın durumu,fikri,ideolojisi nedir ki,bir müslüman onu sahiplensin??


    Islami nasil anladiginiza bagli,Benim anladigim sekilde cok mukteber olan sizce degil.şeri düzen diyorsunki zaten burada ayriliyoruz degilmi...Fevzi Cakmakta ayni anlamda farkli bir konumda bana göre..

  8. Alt 05-07-2008, 22:52 #8
    el_feta Mesajlar: 1.168
    peki...o zaman sorun yok...Alparslan türkeş sizin islam anlayışınızın 'ileselliğine' uyuyor ise benim çok da diyecek bir sözüm yok..lekum fikrikum veliye fikr...
    ideolojik anlamda ,seyyid kutub ları,hasan el benna ları tercih ederim...

  9. Alt 05-07-2008, 22:57 #9
    Metin mete Mesajlar: 547
    el_feta´isimli üyeden Alıntı
    peki...o zaman sorun yok...Alparslan türkeş sizin islam anlayışınızın 'ileselliğine' uyuyor ise benim çok da diyecek bir sözüm yok..lekum fikrikum veliye fikr...
    ideolojik anlamda ,seyyid kutub ları,hasan el benna ları tercih ederim...

    Cok sükürki Tagut edinmiyorum kendime?

  10. Alt 05-13-2008, 23:31 #10
    el_feta Mesajlar: 1.168
    bir düzeltme yapayım,şeri düzen dememdim,şeri düzlemde dedim..çok farklı bu 1..ikincisi,tağut edinmiyorum kendime diye bana diyosanız,ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun derim,bu insanların islamın ideolojik anlamda iyi anladıklarını kastettim hepsi bu..Alparslan türkeş i islam adına masaya yatıralım mı,ne dersiniz?...hayatını,yaptıklarını,doktrinini? ?...ne kadar İslami,ne dersiniz...Öteki konumuna atan yazınız inanın hoş değil...
    selam ve dua ile...

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.