--------------------------------------------------------------------------------
Tasavvuf yolu nurunu Hz. Peygamberden alan Allaha kullukta mükemmeliyeti yakalama gayesi güden feyzli bir yoldur..
Tarih boyunca bu yoldan onlarca insanı kamiller yetişip halkın önünde birer kandil olmuştur..Bu ocaktan yetişen HZ. Abdülkadir Geylaniler,Şahı Nakşibendler,Mevlanalar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar sözleri ve halleriyle insanları manevi buhranlardan kurtarmış , imanlara iman katmıştır...Bugün şiirleri, sözleri dilden dile dolaşan, gönülden gönüle akan Yunus Emre sözlerindeki maneviyatı TAbduğun dergahına borçludur..
Tasavvuf ikaz ve irşad yoludur...
Bu manada ayet ve hadisler pek çoktur...Hz. Peygamber Efendimiz her dönemde çeşitli yollardan veli zatlar geleceğini ve insanları irşad edeceklerini bildiren hadisi kudsi mevcuttur...yine ayette " onlar Allahın hidayet ettiği kimslerdir.onların hidayetine uyun" diğer bir ayette" bize katından bir veli ver " buyrulur...
İslam bu yolla yayılmış, hizmet görmüştür..Horasandan kalkıp gelen Hoca Ahmed Yesevinin yetiştirdiği alperenler Anadoluyu müslümalaştırmış burada İslam ocağını alevlendirmiştir...
İnsan fıtrat olarak doğuştan terbiyeye muhtaç doğar...İslamı müşahhas olarak yaşayan öndere ihtiyaçlıdır ..Ondandır ki ilk insan da peygamberdir..İnsan herhalükarda, bir terbiye edicinin terbiyesine muhtaçtır...
Allaha insanları taşıyan yol ikidir biri nübüvvet diğeri velayettir..
NÜbüvvet Hatemul Enbiya Efendimizle son bulmuş, ancak nübüvvetin devamı variscisi olarak da velayet yolu yani evliyalık yolu açılmışıtr...İnsanlık peygamberlik yolundan sonra bu kanalla irşada muhatap kılınmıştır..
Tarih boyunca sahte veliler, tasavvui düşünceyi yaşantu-ıyı ifsada niyetli insanlar çıkmıştır..Bu demek değildir ki bu yol menfidir..Zaten bu sahteliklerin arkasındaki maksat İSlama kulluğun en güzide şekilde yaşandığı, yine İslamın yayılmasına gönüllerde taht kurmasına vesile olan tasavvuf yolundan insanları uzak tutmaktır...
Peygamber döneminde de sahte peygamberler çıkmıştır..Bir şeyin sahtesi aslını inkara sebep değildir...
Tasavvufa tarih boyunca fitne sokulmaya çalışılmıştır..olacaktır da..Ancak tasavvuf her zaman ve zeminde içine sokulmaya çalışılan fitneleri kusmuş, o mübarek yol bulanmadan devam edegelmiştir..
Tasavvufta geçen manevi haller şeriata mualif değildir..
Tasavvuf literatüründe hal olarak geçen, fenafillah, vahdet gibi sözlerin de mana ve hal olarak İslama zıt herhangi bir yönü yoktur..İş bu kavramları anlayabilmek ve de hal olarak yaşantıya aksedebilmektir...
Samimiyetle tasavvufu araştıran ve öğrenme gayreti olana Allahın bu yolun güzelliklerini nasip edeceğine imanımız tamdır.
HZ. Abdülkadi Geylani: "Allahı arayan onu bulur" buyurmaktadır..samimiyetle, bu yolda kapılar aralanır..
Bu yolda sapmlar oldu diyerek sokulmak istenen fitnelerin karşısında her zaman tasavvuf kendini temyiz etmiştir...
Tasavvuf Hakk tır.....
Bu yola saldırıyı yapan kendi kaybetmiştir..""Kim benim veli kuluma savaş açarsa ben de ona savaş açarım" buyurur Cenabı Hakk...Şimdi bu kamil insanların yetiştiği bu manevi yola yan bakmanın hesabı ne olur..Bu yolun ana merkezinde de peygamberi yaşantıya vasıl olmak gayesi var iken..Bu manada fitneye sebebiyet verecek her türlü sözden halden kaçınmak lazımdır..