Tasavvuf, ALLAHresulünün sohbet halkasında olan şeydi Adı konmamıştı. Bu ad hicri iki yüz senesinden evvel meşhur olmuştur.... Efendimiz Aleyhisselatü vesselam :"Uyanık olunuz, cesette bir et parçası vardır ki, o parça iyi olursa, bütün vücut iyi olur, bozuk olursa bütün vücut bozuk olur. Biliniz ki o et parçası kalptir" [6]
İmam Gazali (ra) "İlk asırda, fakih diye; ahiret yolunu, nefislerin ince ve gizli afetlerini, amelleri ifsat eden şeyleri ve kalplere korkunun galip olma yollarını bilenlere denilirdi
"İlim ikidir Biri, dilde olup (ki bu zahiri ilimdir) ALLAH-u Teala'nın kulları üzerine hücceti (delili)dir Biri de kalpte olan ( marifetullah ilmi ) vardır Asıl gayeye ulaşmak için faydalı olan da budur"[8] ALLAH'ın ilimlerini bilmek, şeriat, ALLAH Tealayı bilmek, bilmede yakini elde etmek marifetullahtır.
İbn-i Abbas -radiyALLAHü anh- hazretleri Talak suresi 12 için :"Eğer bu ayeti kerimelerin size tefsirini yapacak olsam, beni mutlaka taş yağmuruna tutarsınız" buyurmuştur Yine Ebu Hureyre -radiyALLAHü anh- efendimiz şöyle buyurmuştur: "Rasulullah -sALLAHü aleyhi vesellem- efendimizden iki ilim dolu kab aldım Onun birini dağıttım Öbürünü de dağıtacak olsam bu boğaz kesilir"[10]
" Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik"[12] müfessirler bu ayet-i kerimeye "Ey kullarım ! Sizin her birinize iki şeyi vacip ettim Evvela şeriat, sonra tarikat" manasını vermişlerdir
"Batın ilme ALLAH-u Teala'nın sırlarından bir sır, hikmetlerinden bir hikmettirOnu ancak dilediği kulunun kalbine atar[13] Camiü’sağir
Zikir sahibi olmayı, ayetlerle yalnız namaz olarak te'vil edenlere Rasulullah aleyhisselatü vesselamın şu mübarek sözleri uyarıcı olmalıdır:"ALLAH'ın zikri kalblere şifadır"[15] İmam Münavi, Feyzül Kadir
"Kalplerin itminanı ( huzur bulması ) ancak ALLAH'ın zikriyle olur"[14]..Rad suresi:28 .....İbn-i Kesir bu ayeti : "ALLAH'ın tarafına meyledip O'nunla kalpleri hoş olmuş, O'nu zikretme sırasında huzur bulmuş, Mevla ve yardım edici olarak O'na bağlanmışlardır.zikir, tarikat usulü ile sistemleştirildiği zaman kalbde beklenen meyvesini vererek, kulluktan beklenen; ALLAH celle celalühten gafil olmama, ihsan makamına eriştirir.
.......Burada bir parantez açalım. ALLAH inancı bahsinde, genç balıklar, yaşlı balığa sormuşlar:"Kuzum su diye bir şeyden bahsediliyor.Göstersene şunu bize !.."İhtiyar balık cevap vermiş :"Siz ondan başka bir şey gösterin ki, ben de size O'nu göstereyim".[17]
Tasavvufu, İslam şeriatının batınını reddedenlere, hangi ayet, hadis, şekil, renk, desen ve olay varsa, onda tasavvuftan gayrı bir şey gösterin ki, bizde size tasavvufu gösterelim diyoruz..evet bir ayet bir hadis, yolumuza devam edelim:
....................."Hafaza meleklerinin işitmediği zikir, işittikleri zikre göre 70 kat daha efdaldir"[18]
günümüze ışık tutan bir hadisi şerifi tefsirden okuyalım :"O kadar çok ALLAH'ı zikredin ki, en sonunda size deli densin"Açık (cehri) zikir yapanları televizyonlarda görenler, ne biçim adam bunlar, sapıtmışlar, deliler gibi ne o demiyorlar mı?
"Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız kimseye itaat etme"[21] " beni zikretmekte gevşek davranmayın" [22] " Kim Rahmanı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz" [23]
Buraya kadar, gördük ki, zikir emrediliyor Zikri kalbe sokup, " ihsan " makamına geçiş emrediliyor Peki bunun yolu ne, nasıl ve ne şekilde yaparsak istenilen hedefe varabiliriz ? Başta saydığımız nefsin hastalıklarını iyi etmek için neye ihtiyacımız vardır? "Huşu içinde namaz" nasıl kılacağız, halis kulluk basamağına, İslam ahlakına nasıl erişeceğiz? İşte tarikat bu ermenin yollarını öğreten mübarek bir sistemdir Zaten ayette geçen"tebettül" kelimesinde karşılığını bulan, "Rabbinin ismini an ve ihlas ile O'na teveccüh eyle" insanı ALLAH Teala'dan alıkoyan her şeyi terketmektir[25]
Peygamberimizden (sav) sonra ikinci asırda aşk, idrak, heyecan pörsümeye, dünyaya meyil başlayınca; taat ve ahirete yönelenler sufi adıyla anıldılar Suf, Arapça yün demektir Sufiler yünlü elbiseler giydiklerinden onlara bu ad verildi ALLAH adamların meclislerine, derslerine tarikat denildi [26
..........İmam-ı Gazali -rahmetüllahi aleyh- hazretleri:Tasavvuf büyüklerinin tuttuğu yoldan, usulden güzel, hayırlı bir yol bulunmaz.Bu yol öyle bir yoldur ki, ilk şartı kalbini tamamen ALLAH-ü Teala'nın gayrinden boşaltmaktır.Bu da yolun taharetidir.Anahtarı ise kalbini tamamen ALLAH(cc)'ün zikri ile kaplamak, her zaman onunla meşgul olmaktır ki, bu da tarikat için namazın başındaki tekbir mesabesindedir.Sonu ise ALLAH (cc)'da fena olmaktır..Bilmiş ol ki, ALLAH yolunun salikine güzel terbiye ile, kendisinden kötü huyları çıkarıp atmak ve iyi huyları yerleştirmek için terbiye edici bir mürşid lazımdır
"Onların kalplerinde hastalık vardır" [29] başta saydığımız nefsi hastalıklar tedavi edilmezse, sonsuz hayatı tehlikeye sokar
"Nefsini temizleyen kurtulmuştur"[30] buyuruluyor İşte tarikat bu emrin gereği nefisleri masiva denilen ALLAH'ın dışındaki şeylerden temizlemeyi hedef alır .."Zikrullah kalplerin şifasıdır" [31] hadisi ile yukarıdaki ayetlerde bildirilen hastalıklar temizlenirYalnız başına evinde de zikir yapsan olur amma, meyve vermezAşılanmış ağaçla, aşılanmayan bir olur mu?Tarikat erdirici metotlarla bir mürşid, bir kalp doktoru elinde insanı tedavi eder
Tarikat "Takva üzerinde olursanız"[32]diye gösterilen yoldurTarikata İslam ahlakına sahip olmak için girilir"Ogün ALLAH'a temiz bir kalple varanın dışında, ne oğullar nede mal fayda vermez"[33] Temiz kalp, önce şirkten, sonra masivadan, ALLAH'ın dışındaki her şeyden, düşünceden arınmış, zikirle kaplanmış bir kalptir
Büyük fıkıhçı İbn-i Abidin (rha):Tarikat, şeriat yolunu tutmaktır Şeriat mahdut bir takım şer'i amellerdirTarikat, şeriat ve hakikat birbirinden ayrılmayan üç şeydir.Çünkü ALLAH-u Tealaya götüren yolun zahir ve batını vardırZahiri tarikatla şeriat; batını da, hakikattir.Hakikatin şeriat ve tarikat içindeki gizliliği, sütün içindeki kaymağın gizliliği gibidir.Süt çalkalanmadan kaymağı çıkmazBu üç şeyden beklenen kuldan beklenen kulluk vazifesinin beklendiği gibi yapılmasıdır[34] hükmünü zikreder
.........Tedavi yolunu bilmeyen bir hasta, nasıl müşfik bir doktora ihtiyaç duyarsa, nefsine mağlup olan ve bir türlü sırat-ı müstakim'de yürüyemeyen insanın, bir mürşide bağlanması zaruri, mecburidir[35].Er Risaletül-Ledüniyye İmam-ı Gazali sh.34....
..........Yine ....İmam-ı Şafi .....hazretlerinin, Şeyban-i Rai (ks)'un huzurunda diz çökerek saygıyla oturduğu, İmam Hanbel'in bu zatı imtihan etmeğe kalkıp, şaşkın ve hayranlıkla, hatta huzurunda cezbelenip bayıldığı bilinen şeylerdendir[37]
Salihlerin sohbetinde büyük bir şeref ve saadet vardır "Bana yönelen kimseye uy " (Lokman suresi:15 )Bu ayette de kâfir ve fasıklardan (sohbetten) uzaklaşmak; salihlere uyma, yakınlaşma ve sohbetlerine erişmek vardır[40]......
....." Ey İman edenler ! ALLAH'tan korkun ve sadıklarla beraber olun "[41] Cenab-ı Hak bu ayette sadık olun buyurmuyor, sadıklarla beraber olun buyuruyorÖyleyse sadık kim sualine cevap gerekiyor
.......Takva sahibi olmak için tarikat şart olduğuna göre, takva'yı da kısaca tarif etmekte fayda var: Takvanın esası şirkten sakınmak, günah ve kötü şeylerden sakınmak, şüpheli şeylerden sakınmak ve daha sonra ihtiyaçtan fazla olandan uzaklaşmaktır. Takvanın son derecesi, kalben ALLAH Celle'den başka her şeyden beri olmaktır.[43] Yakın tarifler İbn Abidin'de de vardır........
İnsanı şirk ve günahtan koruyan tasavvuf için şirk diyenler, tasavvuf erbabını şirkle itham edenler, azıcık insaflı olmalı ve kendilerine acımalıdırlar...Çünkü şirk kelimesi, itham edilen tarafta yerini bulamayacağı için sahibine döner!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,ŞİMDİ YAŞADIĞIM ÖZEL HALLAERİ ANLATICAM KONUYLA BAĞI KURMANIZI UMUYORUM.......................................... .................................................. .....doğru olduğuna her şeyden haberdar olan yüce rabbim şahit tutuyorum …… bir gün evimde kalpden sessice la ilahe ill diye 5000 defa zikir ediyodum normalde diz üstü oturmam gereken Allahın huzurunda ayaklarımı uzatmıştım derken uyanık olduğum halde evin tavanından florans ışığına benzer ama cok farklı cok güzel bir ışık evin her tarafını bir bulut gibi siz bibi benim vucudumu kapladı zamandan mekandan münezzeh sekil suret olmadan Allah cc hüyü hissettim nasıl derseniz rüzgarı görmez ama hissedersiniz ateşi görmeden sıcaklığını hissetmek gibi ben hemen ayaklarımı düzeltim diz üstü oturdum kitlendim Allahın huzurunda hissetmenin verdiği korku sevinç heyacan karışık bir duygu ile kitlendim yani kımırdıyamaz bir hal oldu işte o haldeyken bana bıcak soksanız kımırdıyamaz haldeydim o zaman anladım hz aliynin bacağına ok sapladığı zaman namazdayken çıkartın demesini o namazda o hal üzereydi bu hal 1 dakka sürdü hayatımda tarikatte eski müridler bir an bile Allahtan gaflette kalırlarsa tasavvuf ta aldığı mesafde geri gidermiş derlerdi yani benim hayatımda bir Dakka yaşadığımı onlar günün bir çok zamanın böyle geçiriyolarmış kardeş ler insan o hal üzerindeyken yani ı görur gibi hiseder gibi olduğu o zaman günah işleyemez Allahın razı omadığı şeyleri yapamaz namazında Allahtan başka bir şey düşünemez diyeceksinizki bu hal bana şeytandanda…olabilir kabul ediyorum eğer öyleyse şeytan bana namazda diyer zamanlarda Allahın huzurunda nasıl durulur onu öğretmiş olur ama Allah cc tarafındanda olabilir sizin yok yok şeytandandır demenizi duyar gibiyim size Allahtan vahiymi geldi şeytandan olduğuna dair benim zannım o an ki hissiyatımı anlatamam büyük ihtimalle bu olay rahmani ğibiydi ama şeytanide olabilir onun hilesi çok bir çok insanı böyle olaylarla kendine hizmet ettirmiş ayağını kaydırmıştır. İŞTE FİRASET VE KERAMET EHLİ KALP GÖZÜ AÇIK BİR MÜRŞİDE ANLATILDIĞINDA O HAL ŞEYTANİMİ RAHMANİMİ .KONUSUNDA ALLAHIN İZNİYLE YARDIMCI OLUR .... faydası namazda huşu ile namaz kılmasına vesile olbilir Allahın her an onu gördüğünü hepimiz biliyozda o hal başka kul da ı hisseder gibi olursa günahlardanda korur Allah ile arasında gercek muhabet oluşur saygı oluşur namazları huşu ile kılar tasavvufun kazandırdığı bir olay bu bana 2….. olay başımdan gecen ölüm rabıtası yaparız rasullaha soruyolar insanların en hayırlıları kimdi rasulullah ölümü çokça düşünendir metin tam deyil .. bende ölüm rabıtası yapardım yanı yolda gittiğmi veya baksa bir ölüm şekli kürgu yapılabilinir araba çarptı işte hastane morg tabuta mezara varıncaya kadar düşünüp ölmeği kurgulamak düşünmek bir gun cenazede öyle bir hal olduki bu da bir kere oldu ben ölümü gerçek manada düşünme haline pisikolijisine girdim artık o halde çoluk çocuk hepsi gözumden silindi ölüm korkusu kapladı şiddetli tek düşündüğüm ibdet hayır hasanet tövbe dua bu da kısa sürdü zaten ohal sürekli olsa insan çalışamaz aile sorumluluklarını yapamaz dunyaya zevklerinden uzaklaşıp ahiret ön plana çıkıyo eski insanlar bir evden başka bir eve giderken helallik isterlermiş işte tasavvufun gayeleri namazda huşu ile namaz kılma seviyesine gelme Allah cc her an hissetmek ölümü gercek manada düşünüp ahreti on plana çıkarmak ama bu zamanda bunlar olmuyo gaflet yiyecekler meşakketler iş hayatı insanın bu hali almasın etkiliyo ..BU HALLERDE ŞEYTANIN OYUNUNA GELMEMEK İÇİN . KALP GÖZÜ AÇIK FİRASET SAHİBİ KONTUROLU ALTINDA OLMAK ÇOK ELZEMDİR BİR İNSAN EVDE ÇALIŞARAK VUCUTUNU GELİŞTİREBİLİR AMA BU İŞİN UZMANI İLE OLURSA COK DAHA MÜKEMMEL OLUR HANGİ YİYECEK NE ZAMAN NE KADAR YENİLECEK HANGİ HAREKETLER VUCUDUN NERSİ İÇİN GEREKLİ VE DAHA NİCE İNCELİKLER HOCAYLA OLURSA DAHA GARANTİ OLUR .....................SAYGILARLA KARDEŞLERİM .................................................. .................................................. ......[20] Nisa suresi : 103
[21] Kehf suresi : 18
[22] Ta-ha suresi : 42
[23] Zuhruf suresi: 36
...[25] Y.Kerimoğlu, Fıkhi Meseleler, Kitap 3/232, Müzemmil: 8.......................[30] Şems suresi : 9 (Bu ayetler tefsirlerine bakılarak nakledilmiştir.) [40] Ruhul Beyan Tefsiri, ilgili ayet
[41] Tevbe suresi : 119
[42] El Munkızu Mine’D Dalal, İmam-ı Gazali hz.sh: 57-58 umran yay.
[43] Ebu Hamid bin Merzuk, Ehl-i Sünnetin Müdafaası
……………………………………………………………………………………………………………………… ……………selamun aleykum...kardeşim
Alıntı:
Ancak itiraz ettiğim nokta şurası ; tamam bir dostu ile hedefe daha kolay varılır ama şunu diyemeyiz, yada deme yetkisini kendimizde göremeyiz ki dostsuz maşuka c.c. ulaşılmaz. Takvayı bize sağlayacak olan sadece dostlarıdır diyemeyiz
...........HAKLISINIZ KATILIYORUM kesinlikle dostsuz maşuka c.c. ulaşılmaz demek doğru olmaz ALLAHIN ÖYLE MASUM GARİP İNSANLARDAN UZAK FAKAT O SAFLIĞI VE GÜZELLİĞİ HÜRMETİNE NİCE GÜZEL HALLERE ULAŞMIŞ OLANLAR VARDIR DOĞRU ama şeytanı hafife almıyalım kardeşim resulullahmı yoksa resulullahın sorularına doğru cevap verilmesi emredilince şeytanmı anlattı tam hatırlamıyomm ..olay şu keramet ehli bir dostunu şeytanın nasıl içki ,zina ve cinayet işlettiği ve idam sehbasında şeytana boyun eğme olayını düşünürsek ilmi bu tasavvufta hocası gözetiminde bilgilenen bir insan bu hale düşüyorsa bu halleri kendi çalışmasıylaelde edenin işi daha zor olur ..................2 inci sorunuz.....
Alıntı:
'şeyhı olmayanın şeyhı şeytandır'
................kardeş burda yanlış anlaşılma var galiba ben tam olarak sonra yazarım ama bu konu şöyle ...yukarıda anlattım bu yola girdikten sonra girmeyenlere deyil bu yola girip başına gelecek bazı olayları tek başına mürşidi olmadan yorumlamaya kalkarsa araya şeytan girebilir dolayısıyla şeytan onu kandıra bilir bu kasd edilmek isteniyo deyişik halleri yaşayan bir şeyh soup yol alırsa daha sağlam olur şeyhi olmıyan başına gelen bu olayların kimden rahmanimi şeytanmi olduğunu anlamayıp şeytanın oyuncağı olabilir .... HZ.ÖMER ŞEYTAN OLDUĞUNU BİLMEDEN ŞEYTAN ONA AYETEL KÜRSİYİ ÖĞRETİR SONRA HZ. ÖMER RESULULLAHA GELİR RESULULLAH BİR DAHA O KİMSEDEN İLİM ALMA DEDİ O ŞEYTANDI DEDİ KENDİSİNE GÜVENMEN İÇİN KENDİSİNE ZARAR VEREN AYETEL KÜRSİYİ SANA ÖĞRETTİ DEDİ ...................acizinim...............YA RESULULLAH OLMASAYDI YA HZ.. ÖMER RESULLAHA DANIŞMASAYDI NE OLURDU HZ. ÖMERİN HALİ .....YA KARDEŞİM HZ.ÖMER BİLE HOCASI OLMAZKEN BU DURUMA DÜŞÜREN ŞEYTANIN GÜCÜ HEPİMİZİ KANDIRA BİLİR İŞTE HOCASI OLMIYANIN HOCASI ŞEYTANDIR BU TASAVVUF YOLUNDA HER İŞ İÇİN DENMİYO .............SAYGILARLA ...KARDEŞİM.
,,,,,,,,,,,,,,,,[1] Es Sülemi, Tabakatüs'Sufiyye,Mısır:1953, sh:454
[2] İmam-ı Gazali, Eyyühel Veled sh47
[3] İmam-ı Kuşeyri
[4] Şeyh Ebu'l Hasan en Nedvi Beyne't-Tasavvufi Vel-Hayat
[5] Tarihçi İbn-i Haldun
[6] Buhari
[8] Münavi, Tirmizi
[10] Mektubat-ı Rabbani, 267 Mektub; c1,sh: 66
[12] Maide:48 Tefsiri Kebir, Raz
[18] Feyzül Kadi
[21] Kehf suresi : 18
[22] Ta-ha suresi : 42
[23] Zuhruf suresi: 36
[25] YKerimoğlu, Fıkhi Meseleler, Kitap 3/232, Müzemmil: 8
[26] Mektubat-ı Mevlana Halid, sh: 43
[29] Bakara suresi :10
[30] Şems suresi : 9 (Bu ayetler tefsirlerine bakılarak nakledilmiştir)
[31] Münavi
[32] Bakara suresi :282
[33] Şuara suresi :88-89
[28] Nur suresi : 35
[34] İbn-i Abidin c1/71
[36] Yusuf Kerimoğlu, Fıkhi Meseleler; 5 kitap, sayfa 238/1984
[37] Ömer Ziyaüddin Dağıstani, Fetvalar
[38] Tefsiri Kebir, Rahreddin-i Razi (rha)
[40] Ruhul Beyan Tefsiri, ilgili ayet
[41] Tevbe suresi : 11
KAYNAK Ebubekir sifilden alıntı YAPILMIŞTIR