Türk tenisinde yaşanan çıkışı değerlendiren İpek Şenoğlu, Marsel İlhan'ın başarılarından, WTA 2011 organizasyonuna dek birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Sedat Balcı'nın ropörtajı:
Türk tenisinin en önemli figürlerinden İpek Şenoğlu, Sedat Balcı'nın sorularını yanıtladı.
BASKETBOLDAN TENİSE GEÇİŞ
-Tenise başlangıç hikayenizi anlatır mısınız? Zannedersem öncesinde bir basketbol geçmişiniz var.
"Tenise başlamamdaki en büyük etken, bu sporu bana sevdiren ve benim ilk kahramanım olan babamdır. Sporcu bir aileden gelmemden ötürü, ilk çocukluk yıllarım hem sporun içinde geçti. Hatta o döneme ait; babamla gece yarılarına kadar oturduğumuz ve olimpiyatları izlediğimiz anılarım bile mevcut. Aslında ailede benden önce tenise başlayan kişi ağabeyimdir. Babamın başkanı olduğu tenis kulübüne gider, babamla tenis oynardı. Ben de onlar oynarken etraflarında dolaşırdım. Zamanla ben de onlara katılmaya başladım. Böyle başlayan tenis, benim için zamanla bir tutkuya dönüştü, sonrasında da hayatım oldu. Evet o dönemde basketbol da oynuyordum. Orta okul yıllarimda tenisi basketbola tercih ettim."
-2010'un son günlerini Dubai'deki çalışmalarla geçirdiniz. 2011 yılı için önünüzde belirlediğiniz bir plan ya da hedef var mı?
"2011 benim için çok önemli bir sezon olacak. Bildiğiniz gibi bu sene hazırlık kampını üç etap halinde, iki ay olarak planladık. Bu, kariyerimdeki en uzun hazırlık kampıydı. Her günü çok yoğun ama çok yararlı geçti. Ben aslında 2011 ve 2012 sezonlarını bir bütün olarak değerlendiriyorum. Hedefim bugüne kadarki en yüksek sıralamam olan 53.lüğü geçmek. Ülkemi önce Grand Slam"lerde, sonrasında Olimpiyatlar'da temsil etmek istiyorum."
-ATP ve WTA klasmanları tarihinde ilk 100'e giren ilk Türk tenisçisiniz. Geçtiğimiz yıl Marsel İlhan da bunu başardı. Marsel'in yakaladığı yükseliş hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Marsel gerçekten çok başarılı ve yetenekli bir sporcu. Kendisini yavaş yavaş uluslarası arenada göstermeye başladı. İlk 100"e girmek ve orada kalmak cidden zordur. Ben düzgün bir planlamayla, Marsel"in yükselişinin devam edeceğine inanıyorum."
-WTA 2011'in İstanbul'da oluşu, yurtdışında bir Türk tenisçi olarak sizi ilgi odağı yapıyor olmalı. Özellikle de buradaki hayat hakkında... Bu konuda yaşadığınız, alışılmışın dışında muhabbetleriniz oldu mu?
"Fısat buldukça bu konu hakkında konuşuyoruz. Herkes İstanbul"u ve burada yapılacak organizasyonu çok merak ediyor. Onların bu meraklarının da olumlu anlamda karşılık bulacağını düşünüyorum."
-Konu bu turnuvadan açılmışken, bu tür önemli spor organizasyonları genelde o spor dalını ülkemizde geliştiriyor. Tenis için de ülkemizde böyle bir gelişim bekliyor musunuz?
"Kesinlikle bekliyorum. Bir kere dünyanın en iyi tenisçilerini görmek, onlarla aynı ortamda bulunmak bile, genç tenisçiler ve onların aileleri açısından çok motive edici olacak. Basınımız ancak yurtdışından gelen kareleri kullanmak yerine bu oyuncuları birkaç metreden fotoğraflayabilecek. Sporseverler tenisi sevmek için yeni bir sebep bulacak."
-Yabancı tenisçiler içinde, özellikle ünlü isimler arasında arkadaşınız olan isimler var mı? Varsa kimler?
"Caroline Wozniacki, Venus Williams ve Novak Djokovic ilk aklıma gelen isimler. Onların haricinde, birçok isimle de, yılın büyük bir bölümünü beraber geçirdiğimiz için tabii ki konusup dertleşiyoruz."
"TENİSİMİZ GELİŞİYOR"
-Tenis dünyasından tanıdığınız insanlardan Türkiye hakkında olumlu ve olumsuz duyduğunuz ilginç şeyler var mı?
"Bu güne kadar kimseden olumsuz birşey duymadım. Genelde turistik ziyaret için gelmiş olduklarından, her turist gibi onlar da ülkemizden, bu güzelliklere hayran olarak ayrılıyor. Ama birçoğu ilk kez bu sene turnuva için gelecek ülkemize. Bir de o turnuva sonrasında fikirlerini sormak gerekir..."
-Teniste sponsor desteği çok önemli. Sponsor bulma konusunda sıkıntılar yaşıyor musunuz?
"Sponsorluk teniste çok önemli ve biz bu noktada hala çok gerilerdeyiz. Ben; TürkiyeTenis Federasyonu, Wilson, Lotto, Intercity ve Acıbadem Sigorta gibi markalarla çalışıyorum. Bunun haricinde, bireysel olarak kampanyaların ve ortak çalışmalar yapabileceğimiz markalarla da çalışmalar yürütüyoruz. Eskiden bu sorunu daha çok yaşıyordum ama şimdi sistem daha düzgün işliyor diyebiliriz."
-Yeterli olup olmadığı tartışılır ancak, sanırım son 3-5 yılda tenis sporunun ülkemizde bir aşama kaydettiğini söyleyebiliriz. Bu gelişim sizle başladı. Diğer etkenler sizce nedir? Mesela İstanbul Cup olabilir mi ya da Marsel İlhan'ın çıkışı?
"Kilit olay, tenise artık daha fazla yatırım yaplıyor olması. GSGM ve TTF tenisin gelişmesi için önemli projelere imza atıyor. TED Open, İstanbul Cup, ve İzmir Cup gibi organizasyonlar başarıyla yapıldığı için WTA Championships Türkiye"ye verildi. Bu çok önemli bir olay. Marsel'in de benim ilklerimle açılan bu yolda, kendi ilkleriyle devam etmesi çok önemli. O ve diğer arkadaşlarım gibi örnek sporcuların çıkması da bu süreci olumlu yönde etkiliyor."
"ZENGİN SPORU TENİS DEĞİL, GOLF VE BİNİCİLİKTİR"
-Favori erkek ve bayan tenisçileriniz kimlerdir ve hangi özelliklerini beğenirsiniz?
"Bayan tenisinde Clijsters ve Dementieva"yı severim. İkisinin de kort içindeki başarıları kadar, kort dışındaki insanlıklarını takdir ederim. Ayrica, Schiavone'nin korttaki renkli karakteri ve oyun tarzı hoşuma gidiyor. Erkeklerde ise Fededer"i yetenek olarak, Nadal"ı hırs anlamında beğenirim."
-Sizce tenis bir zengin sporu mudur? Bu konu zaman zaman tartışılıyor.
"Tenisle ilgili en yanlış algı bu. Tenis yıllar öncesinde, tesis eksikliğinden dolayı zengin sporu olarak adlandırıldı. İmkanlar geliştikçe bu algının yanlış olduğu ortaya çıktı. Bakarsanız tenis raketi ve topu çok pahalı degil. Bana göre zengin sporu; golf veya biniciliktir. Tenisle ilgili yanlış algının düzeldiğini görmek beni mutlu ediyor."
-Türkiye'nin ATP & WTA'da ilk 10'a girebilecek bir tenisçisi olması önündeki engeller/eksikler nelerdir? Neler yapmalıyız?
"Yatırım ve sistemli çalışma. Bu ikisinin, tenisin gelişmesi konusunda kilit önemi var. Sonuç olarak Belçika"dan, Danimarka"dan, İspanya"dan çıkıyorsa, bizden de çıkar. Farkında mısınız, 10 yıl bana, ilk 100"e ne zaman oyuncu sokabileceğimiz soruluyordu. Ben bu barajı geçtim, arkamdan Marsel geldi. Belki Çağla önümüzdeki senelerde bu barajı geçecek. İlk 100"den ilk 10 sorusuna geçmemiz bile tenisin ne kadar geliştiğini gösteriyor."
-Maça çıkmadan önce yaptığınız bir uğur var mı?
"Maçı kafamda oynar ve bitiririm."
-Futbolla aranız nasıl? Hangi takımı tutuyorsunuz?
"İzlemeyi ve muhabbetini seviyorum. Eskisehirspor'luyum. Yani, Es Es Es Ki Ki Ki. İstanbul takımlarndan Galatasaray"ı tutuyorum."
-Hem köşe yazarlığı yapıyorsunuz hem de sosyal medyada aktif birisisiniz. Tenise olan ilgiyi, bu mecralar üzerinden gözlemleyebiliyor musunuz?
"Evet. Köşe yazılarıma gelen okuyucu meajlarından, Facebook ve Twitter üzerinden beni takip edenlerden, tenise ciddi bir ilgi olduğunu görebiliyorum. Hem de sanıldığından daha fazla ve hızla büyüyen bir ilgi. Bu çok sevindirici."
Teşekkürler...
Sporx
Sedat Balcı'nın ropörtajı:
Türk tenisinin en önemli figürlerinden İpek Şenoğlu, Sedat Balcı'nın sorularını yanıtladı.
BASKETBOLDAN TENİSE GEÇİŞ
-Tenise başlangıç hikayenizi anlatır mısınız? Zannedersem öncesinde bir basketbol geçmişiniz var.
"Tenise başlamamdaki en büyük etken, bu sporu bana sevdiren ve benim ilk kahramanım olan babamdır. Sporcu bir aileden gelmemden ötürü, ilk çocukluk yıllarım hem sporun içinde geçti. Hatta o döneme ait; babamla gece yarılarına kadar oturduğumuz ve olimpiyatları izlediğimiz anılarım bile mevcut. Aslında ailede benden önce tenise başlayan kişi ağabeyimdir. Babamın başkanı olduğu tenis kulübüne gider, babamla tenis oynardı. Ben de onlar oynarken etraflarında dolaşırdım. Zamanla ben de onlara katılmaya başladım. Böyle başlayan tenis, benim için zamanla bir tutkuya dönüştü, sonrasında da hayatım oldu. Evet o dönemde basketbol da oynuyordum. Orta okul yıllarimda tenisi basketbola tercih ettim."
-2010'un son günlerini Dubai'deki çalışmalarla geçirdiniz. 2011 yılı için önünüzde belirlediğiniz bir plan ya da hedef var mı?
"2011 benim için çok önemli bir sezon olacak. Bildiğiniz gibi bu sene hazırlık kampını üç etap halinde, iki ay olarak planladık. Bu, kariyerimdeki en uzun hazırlık kampıydı. Her günü çok yoğun ama çok yararlı geçti. Ben aslında 2011 ve 2012 sezonlarını bir bütün olarak değerlendiriyorum. Hedefim bugüne kadarki en yüksek sıralamam olan 53.lüğü geçmek. Ülkemi önce Grand Slam"lerde, sonrasında Olimpiyatlar'da temsil etmek istiyorum."
-ATP ve WTA klasmanları tarihinde ilk 100'e giren ilk Türk tenisçisiniz. Geçtiğimiz yıl Marsel İlhan da bunu başardı. Marsel'in yakaladığı yükseliş hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Marsel gerçekten çok başarılı ve yetenekli bir sporcu. Kendisini yavaş yavaş uluslarası arenada göstermeye başladı. İlk 100"e girmek ve orada kalmak cidden zordur. Ben düzgün bir planlamayla, Marsel"in yükselişinin devam edeceğine inanıyorum."
-WTA 2011'in İstanbul'da oluşu, yurtdışında bir Türk tenisçi olarak sizi ilgi odağı yapıyor olmalı. Özellikle de buradaki hayat hakkında... Bu konuda yaşadığınız, alışılmışın dışında muhabbetleriniz oldu mu?
"Fısat buldukça bu konu hakkında konuşuyoruz. Herkes İstanbul"u ve burada yapılacak organizasyonu çok merak ediyor. Onların bu meraklarının da olumlu anlamda karşılık bulacağını düşünüyorum."
-Konu bu turnuvadan açılmışken, bu tür önemli spor organizasyonları genelde o spor dalını ülkemizde geliştiriyor. Tenis için de ülkemizde böyle bir gelişim bekliyor musunuz?
"Kesinlikle bekliyorum. Bir kere dünyanın en iyi tenisçilerini görmek, onlarla aynı ortamda bulunmak bile, genç tenisçiler ve onların aileleri açısından çok motive edici olacak. Basınımız ancak yurtdışından gelen kareleri kullanmak yerine bu oyuncuları birkaç metreden fotoğraflayabilecek. Sporseverler tenisi sevmek için yeni bir sebep bulacak."
-Yabancı tenisçiler içinde, özellikle ünlü isimler arasında arkadaşınız olan isimler var mı? Varsa kimler?
"Caroline Wozniacki, Venus Williams ve Novak Djokovic ilk aklıma gelen isimler. Onların haricinde, birçok isimle de, yılın büyük bir bölümünü beraber geçirdiğimiz için tabii ki konusup dertleşiyoruz."
"TENİSİMİZ GELİŞİYOR"
-Tenis dünyasından tanıdığınız insanlardan Türkiye hakkında olumlu ve olumsuz duyduğunuz ilginç şeyler var mı?
"Bu güne kadar kimseden olumsuz birşey duymadım. Genelde turistik ziyaret için gelmiş olduklarından, her turist gibi onlar da ülkemizden, bu güzelliklere hayran olarak ayrılıyor. Ama birçoğu ilk kez bu sene turnuva için gelecek ülkemize. Bir de o turnuva sonrasında fikirlerini sormak gerekir..."
-Teniste sponsor desteği çok önemli. Sponsor bulma konusunda sıkıntılar yaşıyor musunuz?
"Sponsorluk teniste çok önemli ve biz bu noktada hala çok gerilerdeyiz. Ben; TürkiyeTenis Federasyonu, Wilson, Lotto, Intercity ve Acıbadem Sigorta gibi markalarla çalışıyorum. Bunun haricinde, bireysel olarak kampanyaların ve ortak çalışmalar yapabileceğimiz markalarla da çalışmalar yürütüyoruz. Eskiden bu sorunu daha çok yaşıyordum ama şimdi sistem daha düzgün işliyor diyebiliriz."
-Yeterli olup olmadığı tartışılır ancak, sanırım son 3-5 yılda tenis sporunun ülkemizde bir aşama kaydettiğini söyleyebiliriz. Bu gelişim sizle başladı. Diğer etkenler sizce nedir? Mesela İstanbul Cup olabilir mi ya da Marsel İlhan'ın çıkışı?
"Kilit olay, tenise artık daha fazla yatırım yaplıyor olması. GSGM ve TTF tenisin gelişmesi için önemli projelere imza atıyor. TED Open, İstanbul Cup, ve İzmir Cup gibi organizasyonlar başarıyla yapıldığı için WTA Championships Türkiye"ye verildi. Bu çok önemli bir olay. Marsel'in de benim ilklerimle açılan bu yolda, kendi ilkleriyle devam etmesi çok önemli. O ve diğer arkadaşlarım gibi örnek sporcuların çıkması da bu süreci olumlu yönde etkiliyor."
"ZENGİN SPORU TENİS DEĞİL, GOLF VE BİNİCİLİKTİR"
-Favori erkek ve bayan tenisçileriniz kimlerdir ve hangi özelliklerini beğenirsiniz?
"Bayan tenisinde Clijsters ve Dementieva"yı severim. İkisinin de kort içindeki başarıları kadar, kort dışındaki insanlıklarını takdir ederim. Ayrica, Schiavone'nin korttaki renkli karakteri ve oyun tarzı hoşuma gidiyor. Erkeklerde ise Fededer"i yetenek olarak, Nadal"ı hırs anlamında beğenirim."
-Sizce tenis bir zengin sporu mudur? Bu konu zaman zaman tartışılıyor.
"Tenisle ilgili en yanlış algı bu. Tenis yıllar öncesinde, tesis eksikliğinden dolayı zengin sporu olarak adlandırıldı. İmkanlar geliştikçe bu algının yanlış olduğu ortaya çıktı. Bakarsanız tenis raketi ve topu çok pahalı degil. Bana göre zengin sporu; golf veya biniciliktir. Tenisle ilgili yanlış algının düzeldiğini görmek beni mutlu ediyor."
-Türkiye'nin ATP & WTA'da ilk 10'a girebilecek bir tenisçisi olması önündeki engeller/eksikler nelerdir? Neler yapmalıyız?
"Yatırım ve sistemli çalışma. Bu ikisinin, tenisin gelişmesi konusunda kilit önemi var. Sonuç olarak Belçika"dan, Danimarka"dan, İspanya"dan çıkıyorsa, bizden de çıkar. Farkında mısınız, 10 yıl bana, ilk 100"e ne zaman oyuncu sokabileceğimiz soruluyordu. Ben bu barajı geçtim, arkamdan Marsel geldi. Belki Çağla önümüzdeki senelerde bu barajı geçecek. İlk 100"den ilk 10 sorusuna geçmemiz bile tenisin ne kadar geliştiğini gösteriyor."
-Maça çıkmadan önce yaptığınız bir uğur var mı?
"Maçı kafamda oynar ve bitiririm."
-Futbolla aranız nasıl? Hangi takımı tutuyorsunuz?
"İzlemeyi ve muhabbetini seviyorum. Eskisehirspor'luyum. Yani, Es Es Es Ki Ki Ki. İstanbul takımlarndan Galatasaray"ı tutuyorum."
-Hem köşe yazarlığı yapıyorsunuz hem de sosyal medyada aktif birisisiniz. Tenise olan ilgiyi, bu mecralar üzerinden gözlemleyebiliyor musunuz?
"Evet. Köşe yazılarıma gelen okuyucu meajlarından, Facebook ve Twitter üzerinden beni takip edenlerden, tenise ciddi bir ilgi olduğunu görebiliyorum. Hem de sanıldığından daha fazla ve hızla büyüyen bir ilgi. Bu çok sevindirici."
Teşekkürler...
Sporx