Haaretz gazetesinde yayımlanan bir makalede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu "manipülasyon kralı" olarak tanımlandı.
Gazetede Nehemia Shtrasler imzasıyla yayımlanan yazıya göre Başbakan Netanyahu, "Siyahı beyaza, başarıyı başarısızlığa çevirebilir", "Kentin dış kesimlerinde durarak doğan güneşe bakıp, rahatlıkla şu anda gece olduğunu iddia edebilir..."
Netanyahu'nun bu tutumuna örnek olarak, 22 yaşına gelen ve din eğitimi alan tüm öğrencilerin askerlikten kaçmasını yasalaştırması, ancak akabinde halka tam tersini açıklayarak tüm ilahiyat öğrencilerinin orduya alınacağı müjdesini vermesi gösterildi.
Yazıya göre Netanyahu, geçen ay tüm evli ilahiyat öğrencilerine burs ödemeye devam edilmesine karar verdi, ancak halka ödemelerin durdurulduğunu ve ilahiyat öğrencilerinin bursu sadece 5 yıl daha alabileceklerini açıkladı.
Makalede Netanyahu'nun, kendisini bir siyonist ve vatansever olarak gösterdiği, ancak hakikatte bu ikisi de olmadığı iddia edildi. Aşırı dincilere askerlikten toptan muafiyet tanıyarak devletin temel değerlerini zayıflatan Netanyahu'nun, "ülkenin kuzey ve güneyindeki çatışmaları duyduktan sonra aşırı dinci ebeveynlerin rahat uyuyacakları, ancak laik ebeveynlerin rahat uyuyamayacağı bir durumu sürekli kılarak, farklı gruplar arasındaki nefreti artırdığı" yazıldı.
Silah altına alınan aşırı dincilerin sayısının 2015'e kadar iki katına çıkarılacağını söyleyerek Netahyahu'nun halkın gözüne perde indirdiği belirtilen yazıda, aslında Başbakanın 2400 gibi komik bir sayının 4800'e çıkmasından söz ettiğine dikkat çekildi. Yazıda, bu sayının, toptan muafiyet tanınan onbinlerce kişi göz önüne alındığında sadece denizde bir damla olduğu belirtildi.
Yazıda, bu 4800 kişiden sadece 2400'ünün askere çağrılacağı, diğer yarısının "milli hizmet" için kaydolacağı, bunun da aşırı dincilere fazladan para aktarılması anlamına geleceği kaydedildi.
Aşırı dinci gençlerin hastanelerde, itfaiyede ve hatta emniyette çalışmasının bazılarınca yüceleştirildiği, ancak bu kişilere oralarda ihtiyaç olmadığı, profesyonellere ihtiyaç olduğu belirtilen makalede, İsrail toplumunun temel bir ilkesini tahrip etmesinin Netanyahu'nun umurunda olmadığı yazıldı.
Makalede Netanyahu'nun ülkedeki ayrımcılığı derinleştirmekten pek kaygı duymadığı, aşırı dincilerin asker kaçağı olmasına kolaylık sağlamak suretiyle yükü laik gençlerin üzerine yıktığı belirtildi.
"Başbakana göre en önemli şey siyasi beka" denilen makalede, bu amaca ulaşmak için kendisinin her siyonist ilkeden ödün vermeye hazır olduğu kaydedildi.
Gazetede Nehemia Shtrasler imzasıyla yayımlanan yazıya göre Başbakan Netanyahu, "Siyahı beyaza, başarıyı başarısızlığa çevirebilir", "Kentin dış kesimlerinde durarak doğan güneşe bakıp, rahatlıkla şu anda gece olduğunu iddia edebilir..."
Netanyahu'nun bu tutumuna örnek olarak, 22 yaşına gelen ve din eğitimi alan tüm öğrencilerin askerlikten kaçmasını yasalaştırması, ancak akabinde halka tam tersini açıklayarak tüm ilahiyat öğrencilerinin orduya alınacağı müjdesini vermesi gösterildi.
Yazıya göre Netanyahu, geçen ay tüm evli ilahiyat öğrencilerine burs ödemeye devam edilmesine karar verdi, ancak halka ödemelerin durdurulduğunu ve ilahiyat öğrencilerinin bursu sadece 5 yıl daha alabileceklerini açıkladı.
Makalede Netanyahu'nun, kendisini bir siyonist ve vatansever olarak gösterdiği, ancak hakikatte bu ikisi de olmadığı iddia edildi. Aşırı dincilere askerlikten toptan muafiyet tanıyarak devletin temel değerlerini zayıflatan Netanyahu'nun, "ülkenin kuzey ve güneyindeki çatışmaları duyduktan sonra aşırı dinci ebeveynlerin rahat uyuyacakları, ancak laik ebeveynlerin rahat uyuyamayacağı bir durumu sürekli kılarak, farklı gruplar arasındaki nefreti artırdığı" yazıldı.
Silah altına alınan aşırı dincilerin sayısının 2015'e kadar iki katına çıkarılacağını söyleyerek Netahyahu'nun halkın gözüne perde indirdiği belirtilen yazıda, aslında Başbakanın 2400 gibi komik bir sayının 4800'e çıkmasından söz ettiğine dikkat çekildi. Yazıda, bu sayının, toptan muafiyet tanınan onbinlerce kişi göz önüne alındığında sadece denizde bir damla olduğu belirtildi.
Yazıda, bu 4800 kişiden sadece 2400'ünün askere çağrılacağı, diğer yarısının "milli hizmet" için kaydolacağı, bunun da aşırı dincilere fazladan para aktarılması anlamına geleceği kaydedildi.
Aşırı dinci gençlerin hastanelerde, itfaiyede ve hatta emniyette çalışmasının bazılarınca yüceleştirildiği, ancak bu kişilere oralarda ihtiyaç olmadığı, profesyonellere ihtiyaç olduğu belirtilen makalede, İsrail toplumunun temel bir ilkesini tahrip etmesinin Netanyahu'nun umurunda olmadığı yazıldı.
Makalede Netanyahu'nun ülkedeki ayrımcılığı derinleştirmekten pek kaygı duymadığı, aşırı dincilerin asker kaçağı olmasına kolaylık sağlamak suretiyle yükü laik gençlerin üzerine yıktığı belirtildi.
"Başbakana göre en önemli şey siyasi beka" denilen makalede, bu amaca ulaşmak için kendisinin her siyonist ilkeden ödün vermeye hazır olduğu kaydedildi.
