FB'ye Pendik faciasını tattıranlar şimdi ne yapıyorlar?   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 12-12-2010 (14:11)   Son Mesaj: 12-12-2010 (14:11)    Cevap: 0    Gösterim: 569  

    12-12-2010

    FB'ye Pendik faciasını tattıranlar şimdi ne yapıyorlar?

    FB'ye Pendik faciasını tattıranlar şimdi ne yapıyorlar?
    Yıl 14 Aralık 1999, yer Pendik Şehir Stadı. Fenerbahçe, kupada Pendik Spor karşısında sahadan 2-1 yenik ayrılıyor! Bu skor gazete manşetlerine 'facia' olarak yansıdı. Peki, o efsane ekip şimdi ne yapıyor?

    Dinç Çoban'ın haberi
    Bir gün yeniden hatırlanacaktı. Hatırladım. İşimizin bir parçası hatırlamak. Kimsenin yarasını deşmek değil derdimiz 2. Lig'de yer alan Pendik Spor'un Fenerbahçe'yi 2-1 yendiği kupa maçından bahsediyorum.

    1999-2000 futbol sezonunda Türkiye Kupası'nda Pendik Spor'la eşleşen Fenerbahçe 2-1 yenilmiş, sarı lacivertli camia sarsılmıştı. Fenerliler kederli, Pendik Spor'a gönül verenler, formasını ıslatanlar ise gururluydu. Peki, o genç ve gururlu takımı galibiyete taşıyan isimler şimdi neredeydi?

    Fenerbahçe'nin yaşadığı büyük hezimetin yıldönümüne iki gün kala, iz sürerken galibiyetin mimarına ulaştık. Takımın hocası Kamil Erdem'i yine bir amatör takımın başında Maltepe Spor'da kendi deyimiyle futbolcu üretirken bulduk.

    Erdem aynı zamanda Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu'nda hocalık yapıyor. Bir parçası hatırlamak olan işimizin diğer parçası da hatırlatmak. Hatırlatalım diye Kamil Erdem'le hem o günleri, hem de şimdiki zamanı konuştuk.

    - Fenerbahçe'yi kupadan elediğiniz günleri anlatır mısınız?

    Fenerbahçe'yi 14 Aralık 1999 tarihinde yendik. Ama ben 1989 yılında Pendik altyapıda minik takımda antrenörlüğe başladım. Sonra sırasıyla bütün yaş gruplarını çalıştırdım.

    Altyapı sorumluluğunu aldım. 1994'te A Takım 3. Lig'e çıkınca başına getirildim. Kadroyu yeniden kurdum. Gençtim, üniversiteyi bitirmiş yüksek lisans yapıyordum.

    ÖĞRENCİ TAKIMIYDI

    - Kadroyu siz mi kurdunuz?

    Oyuncuların neredeyse yarısı okuldan öğrencimdi. Üniversite takımı olarak Türkiye Şampiyonası'nda finallere kalmıştık. O takımın iskeletini getirdim. Altyapıda daha önce çalıştırdığım için 5-6 oyuncuyu da A Takımı'na aldım.

    Oyuncuları bir nevi harmanladım yani. Bu kadroyla 3. Lig'deki ilk sezonumuzda beşinci olduk. Yaşları çok gençti. Şu an yanımda yardımcı antrenörlüğümü yapan Atakan futbola başladığında 13 yaşındaydı.

    Benimle birlikte A Takım'a çıktı. Takımın yaş ortalaması 17-21 arasındaydı. Uzun yıllar bir arada oynayan çocuklardı. Başarıda bunun da çok büyük etkisi vardı.

    Ama gençleri üst liglerden istedikleri zaman tutmak zor. Tutamazsınız. Buna hakkınız da yok. Zaten benim kişisel amacım da oyuncu üretmek, futbol üretmek.

    'FENERBAHÇE'Yİ DE YENERSİNİZ'

    - Fenerbahçe'yi yenebileceğiniz hayal edebiliyor muydunuz?

    İlk yıllarda oyuncularla konuşurken, 'Bir gün gelecek öyle bir takım olacaksınız ki Fenerbahçe'yi bile yeneceksiniz' demiştim. O zaman çocuklar, 'Hoca bizi motive etmek için söylüyor' diye düşünmüşler ama öyle değildi.

    Beş yıl sonra Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'yle eşleşince çocukları motive etmeye gerek bile kalmadı. Hatta o gün herkes takımı kampa almamı bekliyordu. Ama ben kampa almadım. Karşılaşma salı günü saat 12.00'deydi. Çocuklara saat 10.30'da burada olun yeter dedim.

    Herkes evinde kaldı. Hatta Seçkin arabasıyla gelirken yolda kaza yapmıştı. Taksiyle getirttim stada. İyi oynadılar yendiler. Evde kalmaları daha iyi olmuştu.

    Çünkü kampa alsaydım sabaha kadar kendi aralarında konuşacaklardı. Öylesi daha iyi oldu. İyi oynadılar yendik.

    - Özel bir hazırlık sürecine girmediniz mi yani ?

    FB maçı için özel bir hazırlık yapmamıştık. Ama iyi çalışmıştık. Taktik, teknik ve fizik gücünü artıran bilimsel çalışmalar yapmıştık. Uzun yıllar beraber çalışmanın avantajlarını da kullandık.

    - Peki, galibiyet ne değiştirdi?

    Öncelikle Pendik Spor'un büyük reklamı oldu. Sonra futbolcuların aynı şekilde reklamı oldu. Zaten o senenin sonunda bütün futbolcularım transfer oldu.

    Hem de kulübe iyi bonservis paraları kazandırarak gittiler. Yani çocukların da önü açıldı. Sadece benim önüm açılmadı. Ben takımdan ayrıldım, üniversitede öğretim üyeliği yaptım.

    - Siz neden ayrıldınız?

    Hemen ayrılmadım. Bir sezon daha devam ettim. Bütün takım gidince yeniden takım kurduk. Pendik Spor çıtayı yükselttiği için yeni kurduğumuz takım için kimse bir dört sene daha beklemek istemedi. Böyle olunca da ben ayrıldım. Çünkü ben kısa vadede çalışan bir antrenör değilim.

    MAÇTAN SONRA EVİME GİTTİM

    - O maçtan sonra ne yaptınız?

    Hem öğrenci hem futbolcu yetiştiriyorum. Benim asıl görevim de bu zaten. Aslında doğruyu söylemek gerekirse Fenerbahçe'yi yenen hoca olarak gündeme gelmeyi de çok istemiyorum.

    Bunu kullansaydım o zaman kullanırdım. Maçtan sonra gazete ve televizyonlara konuşurdum. Ama hiçbirini yapmadım. Kimseye bir şey söylemeden arabama bindim ve evime gittim.

    Ben spor adamı, spor eğitimcisi olarak anılmak isterim. Türkiye'deki futbolun sorunlarını dile getirmek, Türk futbolunun nereye gittiğini, Türk gençliğinin nereye gittiğini konuşmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde futbol da futbolcu da üretilmiyor.

    - Futbol üretmek ne demek?

    Futbol üretmek; oyunu geliştirmek, daha iyi oynamaya çalışmak. Daha çok pozisyonlu oynayabilmek, oyun taktikleri yaratabilmek demek.

    - Peki, neden yapamıyoruz?

    Altyapıları bitirdik. Milli Takım'a oyuncu bulunamıyor. 70 milyonluk ülkede 10 tane Tugay, 10 tane Emre gibi oyuncu bulabilmeliyiz. Bu ülkede böyle bir potansiyel var. Ama bulamıyoruz. Çünkü altyapıya ciddi şekilde eğilmiyoruz.

    Ne olmuştu?

    1999-2000 sezonunda Türkiye Kupası 3. turunda karşılaştığı 2. Lig temsilcisi karşısında 34. dakikada Metin Diyadin'in golüyle 1-0 öne geçen Fenerbahçe, ikinci yarıda 49. dakikada Seçkin Boylu, 58. dakikada da Mustafa Ateş'in golleriyle bir anda 2-1 geriye düşmüştü.

    Rüştü, Ogün, Alpay, Abdullah, Boliç gibi yıldızları kadrosunda barındıran Zeman yönetimindeki Sarı Lacivertliler o sezon 2. Lig'de kümede kalmayı bile başaramayacak olan Pendik Spor karşısında başka gol bulamamış ve elenmişti.

    Mağlubiyetin ardından Fenerbahçe camiası karışmış, hatta kaleci Rüştü, tesislerden çıkışta taraftarların saldırısına uğramıştı.

    O kadro başkaydı

    Atakan Çağlayan (Yardımcı Antrenör)

    - Fenerbahçe galibiyetinden sonra sizin için ne değişti?

    Aslında bizim için çok bir şey değişmedi. Biz iyi bir takımdık. Birbirimize bağlıydık. Hala sık görüştüğümüz arkadaşlarımız var. O kadro başkaydı.

    Bunun Fenerbahçe galibiyetiyle çok ilgisi de yoktu. Birbirine bağlı, eğitimli, seviyeli bir takımdık. O takım şu anda bir arada olsa kesin Bank Asya takımıydı.

    Biz de bunun farkındaydık. Başka büyük takımları da yenerdik zaten. Fenerbahçe kağıt üstünde büyük ama iş sahada bitiyor.

    - Maçla ilgili unutamadığınız bir anı var mı?

    O günün hiç unutamayacağım anısı, bize ev vaat eden yöneticimizin suratıydı! Adamcağız yendiğimize mi sevinsin, evlerinin gittiğine mi üzülsün bilemedi.

    Bir ara baktım yüzü bembeyaz oldu. Maç bitti seviniyor ama içi de kan ağlıyordu. Hoş biz evleri aldık ama içerideki alacaklarımızı vermediler. Onları evlere saydılar.

    (Aslında hem Atakan, hem Gökmen bu konuda biraz dertli ama Kamil Hoca bu konuda konuşmalarını istemedi.)

    GÜNDEMDE KALMAK GÜZELDİ

    Gökmen Ağbulak (Futbolcu)

    'Benim için de değişen bir şey olmadı. Maçlarımız devam ediyordu. Ama gündemde kalmak güzeldi. Her gün gazetelerde sizden bahsediliyor olması güzeldi.

    ÜZÜLDÜLER AMA HOŞ KARŞILADILAR

    - Sizi tanıyan Fenerbahçeliler tepki gösterdi mi mesela?

    Hayır olmadı. Hatta konu açıldığında hiç tanımadığım Fenerbahçelilerden yakın ilgi bile gördüm. Bizim halkımız öyle çiğ değildir.

    Belki Galatasaray'ın başında olsam tepki görürdüm ama Pendik Spor gibi küçük bir takımın Fenerbahçe gibi büyük bir takımı yenmesini üzülmelerine rağmen hoş karşıladılar diyebilirim.

    - Pendik Spor'a kırgın mısınız?

    Öyle bir kırgınlığım yok. Sanırım 10 yıldan sonra benden bıktılar. Ama bir kırgınlığım yok o zamanki yöneticilerle hala görüşürüm. Hem değiştiler zaten. Şimdikiler başka yöneticiler, tanımıyorum.

    ŞİMDİ NE YAPIYORLAR?

    Şenol Fidan: Antalya Spor'da antrenör.
    Mehmet: Milli Takım'da kaleci antrenörüydü ayrıldı.
    Küçük Atakan: Maltepe Spor'da yardımcı antrenör.
    Bülent: Futbolu bıraktı.
    Zafer: Beden eğitimi öğretmeniydi ABD'ye gitti Minnesota'da oynadı. Aynı takımda antrenörlük yapıyor.
    Aydın: Beden eğitimi öğretmeni antrenörlük yapıyor.
    Murat: Geçen yıla kadar oynadı. Antrenörlüğe hazırlanıyor.
    Ercan: Tuzla Spor'da hala oynuyor.
    Ali: Pendik'te hala oynuyor.
    Atakan: Pendik Spor'da altyapı antrenörü.
    Gökmen: Maltepe Spor'da hala oynuyor.
    Murat Çelik: Bıraktı, ticaret yapıyor.
    Mustafa Ateş: Öğretmen. Hala oynuyor.
    Mustafa Dönümcü: Denizli Belediye Spor'daydı bu sezon bıraktı.
    Kerem: İstanbul Spor'da antrenör.
    Rahmi: Bıraktı; fabrikada çalışıyor.
    Öner: Geçen sezon bıraktı; antrenörlüğe hazırlanıyor.
    Cenk: Akademiyi bitirdi. Özel sektörde yönetici.
    Seçkin: Geçen yıl bıraktı. Şimdi askerde.
    Turan: Bıraktı; kabzımallık yapıyor.




    FB'ye Pendik faciasını tattıranlar şimdi ne yapıyorlar? Yorumları