Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Turgay Demirel, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nın, bugüne kadar yapılan şampiyonaların en iyisi olduğunun ifade edildiğini belirterek, ''Basketbolun bu noktaya gelmesinde basketbola gönül veren ve hizmet eden herkesin payı var'' dedi.
Demirel, A Milli Basketbol Takımı Menajeri Harun Erdenay ve Basketbol Milli Takımlar İdari Menajeri Barbaros Akkaş ile birlikte Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasının (SATSO) onur konuğu oldu.
Meclis toplantısında konuşan Demirel, 18 yıllık başkanlık döneminde federasyonun çalışmaları ve başarılarını anlattı.
Basketbolun hayatının önemli bir parçası haline gelmesinde eski bir milli basketbolcu olan dayısının payı bulunduğunu ifade eden Demirel, ''1988 yılında Galatasaray'da takım kaptanı olarak görev yaptıktan sadece 4 yıl sonra başkan olarak seçildim. Başkan olduğumda bugün milli takımda oynayan oyuncuların nasıl yaratıldığı konusunda da bazı önemli kararlar aldık. Bunlardan bir tanesi benim kendi milli takım tecrübemdi'' diye konuştu.
Türkiye'nin 1977 yılında Avrupa'da altyapıda altın madalya kazandığı dönemin milli takım oyuncuları arasında yer aldığını hatırlatan Demirel, ''Takımımızın 12 oyuncusundan ne yazık ki 11'inin yaşının büyük olduğunu ve esasında o turnuvada oynama hakkı bulunmadığını turnuva bittikten sonra öğrendik. Ben 1957 doğumluydum, o turnuvada 60 doğumluların oynaması kural olarak mümkünmüş. Bu spor dallarını yönetenler, yaşı büyük çocukları daha tecrübeli diye oraya götürerek oynatıyorlarmış. O günleri yaşamış biri olarak, federasyon başkanı olunca yaptığım ilk iş bütün altyapı milli takımlarını birer kategori yukarı taşımaktı. Yaşı küçükleri yıldız, yıldızları genç, gençleri ümit yaptık, dolayısıyla yaşlar oturdu'' şeklinde konuştu.
1993 yılında 1979 doğumlu sporculardan milli takım oluşturduklarını ve bu takımın 2010 yılındaki milli takımın temelini oluşturduğunu anlatan Demirel, 2001 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın Türkiye'de yapıldığını anımsattı.
1998 yılında da Dünya Şampiyonası adaylığını açıkladıklarını ve bu hedefte çalışmaya başladıklarını kaydeden Demirel, ''2001 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda başarılı olunca ilk defa Dünya Basketbol Şampiyonası'na katılma hakkı elde ettik. 2002'de Dünya Şampiyonası için milli takımımız Indianapolis'e gitti. 6 bin Türk'ü İndinapolis'te maçları seyretmek üzere topladık. Indinapolis'teki 6 bin Türk'ün maçlarda önlerinde ay yıldız olan bir tişört, arkasında da İngilizce 'sizi 2010'da İstanbul'da görmek istiyoruz' yazılı tişörtler giydirdik'' dedi.
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için 7 adayın bulunduğunu, Fransa, Türkiye ve Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek dörtlüsünün en güçlü adaylar olduğunu ifade eden Demirel, şöyle konuştu:
''Malezya'ya oylama için giderken, 'neredeyse siz bir oy alamayacaksınız' diyorlardı. Oy verecek 20 yönetim kurulu üyesi vardı. Yönetim kurulu üyelerinin içinde Fransa'nın yönetim kurulu üyesi, hepsi Fransızca konuşan 3 Afrikalı üye, Yunanistan'ı temsil eden başkan vardı, bizim aleyhimize, bir de Çinli başkan vardı. Oylamaya 19 ülke katıldı. İlk turda 8 oy aldık ve Bosna Hersek elendi. İkinci turda da 10'a 9, Fransa'ya karşı kazandık. 6-0 geriden başladığımız için geride kalan 13 oyun 10'unu almış olduk. Bu, gerçekten çok olağanüstü bir başarıydı. FIBA'nın yönetim kurulu da bu sonuca inanamadı. Amerika, Kanada, Avustralya, İsveç, Arjantin, Brezilya gibi daha Batılı ülkelerin basketbola olan sevgimizi ve basketbola olan tutkumuzu fark etmiş olmalarıyla bu turnuvayı alabildik. Onlar da bu saygıdan ötürü, Türkiye'nin bu işi iyi yapabileceğine emin olduklarını oylarıyla belli ettiler.''
Dünyada ilk kez geliştirdikleri Dünya Çocukları Projesi ile 110 farklı ülkeden, aralarında Türklerin de olduğu yaklaşık 400 kişiyi şampiyona boyunca konuk ettiklerini kaydeden Demirel, ''Dünya basketbol şampiyonasının bugüne kadar yapılan şampiyonaların en iyisi olduğu ifade edildi. Basketbolun bu noktaya gelmesinde basketbola gönül veren ve hizmet eden herkesin payı var. 18 yıl oldu, biraz çok oldu ama hep Avrupa ve Dünya Şampiyonası diye uzadı. Bu istikrar, kararlılık ve inandıklarını uygulama kararı belki bizi küçük artılarla başarıya götürdü. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda iyi bir organizasyon yapıp, takımımızın Türkiye'yi sevindirmesini düşlemiştik. Bütün bunlar nasip oldu. Sorumluluğumuzu iyi bir şekilde yapmaya çalışmış olmanın huzuruyla karşınızda bulunuyoruz'' şeklinde konuştu.
-3 İLDE BASKETBOL EĞİTİM MERKEZİ-
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Akgün Altuğ'un TOBB ortaklığıyla 3 ilde basketbol eğitim merkezi kurulması için geliştirilen projede Sakarya'ya da yer verilmesi talebi üzerine Demirel, şunları söyledi:
''TOBB'a Dünya Basketbol Şampiyonası kapsamında bir proje sunduk. Kendilerine 'siz sponsor olun, bize vereceğiniz parayı havuza koyalım, belli illerde basketbol merkezleri açalım' dedik. 6 merkez yapalım diye yola çıktık. 'İlk başta 3 projeyle yola çıkalım, devam ederiz' dediler. Şu anda 1,5 milyon dolarlık fonu üç ilde basketbol eğitim merkezi kurmak için kullanacağız. TOBB ile birlikte nerede olacağına karar vereceğiz. Böylesine güçlü ticaret adamları olan ve sporda da başarılı olan bir ilde basketbolda da mutlaka 1. Lig'de yer alabilecek bir takım yaratmamız gerekiyor. Bu, bir yılda olabilecek bir çalışma değil. 'Sporcu transfer edelim, bir şirketten para toplayalım ya da belediyeden alalım, transferlerle takım oluşturalım' demiyorum ama 5 bin kişilik salonun temelinin atıldığını düşünecek olursak, önümüzdeki 3-4 yıl içinde 1. Lig'e kadar yükselebilecek bir oluşumun ortak proje olarak hayata geçirilmesi yerinde olacaktır.''
Demirel, A Milli Basketbol Takımı Menajeri Harun Erdenay ve Basketbol Milli Takımlar İdari Menajeri Barbaros Akkaş ile birlikte Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasının (SATSO) onur konuğu oldu.
Meclis toplantısında konuşan Demirel, 18 yıllık başkanlık döneminde federasyonun çalışmaları ve başarılarını anlattı.
Basketbolun hayatının önemli bir parçası haline gelmesinde eski bir milli basketbolcu olan dayısının payı bulunduğunu ifade eden Demirel, ''1988 yılında Galatasaray'da takım kaptanı olarak görev yaptıktan sadece 4 yıl sonra başkan olarak seçildim. Başkan olduğumda bugün milli takımda oynayan oyuncuların nasıl yaratıldığı konusunda da bazı önemli kararlar aldık. Bunlardan bir tanesi benim kendi milli takım tecrübemdi'' diye konuştu.
Türkiye'nin 1977 yılında Avrupa'da altyapıda altın madalya kazandığı dönemin milli takım oyuncuları arasında yer aldığını hatırlatan Demirel, ''Takımımızın 12 oyuncusundan ne yazık ki 11'inin yaşının büyük olduğunu ve esasında o turnuvada oynama hakkı bulunmadığını turnuva bittikten sonra öğrendik. Ben 1957 doğumluydum, o turnuvada 60 doğumluların oynaması kural olarak mümkünmüş. Bu spor dallarını yönetenler, yaşı büyük çocukları daha tecrübeli diye oraya götürerek oynatıyorlarmış. O günleri yaşamış biri olarak, federasyon başkanı olunca yaptığım ilk iş bütün altyapı milli takımlarını birer kategori yukarı taşımaktı. Yaşı küçükleri yıldız, yıldızları genç, gençleri ümit yaptık, dolayısıyla yaşlar oturdu'' şeklinde konuştu.
1993 yılında 1979 doğumlu sporculardan milli takım oluşturduklarını ve bu takımın 2010 yılındaki milli takımın temelini oluşturduğunu anlatan Demirel, 2001 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın Türkiye'de yapıldığını anımsattı.
1998 yılında da Dünya Şampiyonası adaylığını açıkladıklarını ve bu hedefte çalışmaya başladıklarını kaydeden Demirel, ''2001 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda başarılı olunca ilk defa Dünya Basketbol Şampiyonası'na katılma hakkı elde ettik. 2002'de Dünya Şampiyonası için milli takımımız Indianapolis'e gitti. 6 bin Türk'ü İndinapolis'te maçları seyretmek üzere topladık. Indinapolis'teki 6 bin Türk'ün maçlarda önlerinde ay yıldız olan bir tişört, arkasında da İngilizce 'sizi 2010'da İstanbul'da görmek istiyoruz' yazılı tişörtler giydirdik'' dedi.
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için 7 adayın bulunduğunu, Fransa, Türkiye ve Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek dörtlüsünün en güçlü adaylar olduğunu ifade eden Demirel, şöyle konuştu:
''Malezya'ya oylama için giderken, 'neredeyse siz bir oy alamayacaksınız' diyorlardı. Oy verecek 20 yönetim kurulu üyesi vardı. Yönetim kurulu üyelerinin içinde Fransa'nın yönetim kurulu üyesi, hepsi Fransızca konuşan 3 Afrikalı üye, Yunanistan'ı temsil eden başkan vardı, bizim aleyhimize, bir de Çinli başkan vardı. Oylamaya 19 ülke katıldı. İlk turda 8 oy aldık ve Bosna Hersek elendi. İkinci turda da 10'a 9, Fransa'ya karşı kazandık. 6-0 geriden başladığımız için geride kalan 13 oyun 10'unu almış olduk. Bu, gerçekten çok olağanüstü bir başarıydı. FIBA'nın yönetim kurulu da bu sonuca inanamadı. Amerika, Kanada, Avustralya, İsveç, Arjantin, Brezilya gibi daha Batılı ülkelerin basketbola olan sevgimizi ve basketbola olan tutkumuzu fark etmiş olmalarıyla bu turnuvayı alabildik. Onlar da bu saygıdan ötürü, Türkiye'nin bu işi iyi yapabileceğine emin olduklarını oylarıyla belli ettiler.''
Dünyada ilk kez geliştirdikleri Dünya Çocukları Projesi ile 110 farklı ülkeden, aralarında Türklerin de olduğu yaklaşık 400 kişiyi şampiyona boyunca konuk ettiklerini kaydeden Demirel, ''Dünya basketbol şampiyonasının bugüne kadar yapılan şampiyonaların en iyisi olduğu ifade edildi. Basketbolun bu noktaya gelmesinde basketbola gönül veren ve hizmet eden herkesin payı var. 18 yıl oldu, biraz çok oldu ama hep Avrupa ve Dünya Şampiyonası diye uzadı. Bu istikrar, kararlılık ve inandıklarını uygulama kararı belki bizi küçük artılarla başarıya götürdü. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda iyi bir organizasyon yapıp, takımımızın Türkiye'yi sevindirmesini düşlemiştik. Bütün bunlar nasip oldu. Sorumluluğumuzu iyi bir şekilde yapmaya çalışmış olmanın huzuruyla karşınızda bulunuyoruz'' şeklinde konuştu.
-3 İLDE BASKETBOL EĞİTİM MERKEZİ-
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Akgün Altuğ'un TOBB ortaklığıyla 3 ilde basketbol eğitim merkezi kurulması için geliştirilen projede Sakarya'ya da yer verilmesi talebi üzerine Demirel, şunları söyledi:
''TOBB'a Dünya Basketbol Şampiyonası kapsamında bir proje sunduk. Kendilerine 'siz sponsor olun, bize vereceğiniz parayı havuza koyalım, belli illerde basketbol merkezleri açalım' dedik. 6 merkez yapalım diye yola çıktık. 'İlk başta 3 projeyle yola çıkalım, devam ederiz' dediler. Şu anda 1,5 milyon dolarlık fonu üç ilde basketbol eğitim merkezi kurmak için kullanacağız. TOBB ile birlikte nerede olacağına karar vereceğiz. Böylesine güçlü ticaret adamları olan ve sporda da başarılı olan bir ilde basketbolda da mutlaka 1. Lig'de yer alabilecek bir takım yaratmamız gerekiyor. Bu, bir yılda olabilecek bir çalışma değil. 'Sporcu transfer edelim, bir şirketten para toplayalım ya da belediyeden alalım, transferlerle takım oluşturalım' demiyorum ama 5 bin kişilik salonun temelinin atıldığını düşünecek olursak, önümüzdeki 3-4 yıl içinde 1. Lig'e kadar yükselebilecek bir oluşumun ortak proje olarak hayata geçirilmesi yerinde olacaktır.''